Basın meslek örgütleri, internet medyası ve toplumsal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifine karşı İstanbul Şişhane’de bir ortaya geldi.
‘Türkiye’de habercilik yok edilmek istenmektedir’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Lideri Gökhan Durmuş, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
2 gün evvel Ordu’da haber kaynağını açıklamayan bir internet sitesinin bilgisayarlarına el konuldu. Daha yasa gelmeden gazetecilik fiilen engellenmeye başladı. Biz basın meslek örgütleri olarak bu yasanın büsbütün geri çekilmesini ve Türkiye’de gereksinim duyulan basın ve dezenformasyon konusundaki kanunu basın meslek örgütlerinin hazırlaması gerektiğini düşünüyoruz.
Meclis’te, komitelerde yapılan görüşmelerde bunların hepsini söz ettik lakin kulakları sağır, gözleri görmüyor. Hiçbir teklifimiz bu tekliflerin içerisinde düzeltilmedi, itirazımız buna. Bu kanun bu tasarı bizim tasarımız değildir, basın kanunu değildir zira içerisinde gazeteci yoktur. Buna karşı uğraşımızı karalılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinde bu yasa tasarısına karşı uğraş ateşini başlattık. Bundan sonra da bu yasanın geri çekilene kadar meslek örgütleri olarak tıpkı kararlılıkla gayretimizi sürdüreceğiz ve bu maddeyi geri çektireceğiz.”
‘Özgür bir ülke için özgür basın şart’
DİSK Basın İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş ise şöyle konuştu:
“Kalemimize, basın özgürlüğüne, söz özgürlüğüne sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hakikatin, gerçeğin gücü hiçbir şeyle örtülemeyecek kadar tesirlidir. Yalnızca çıplak sesimiz, yalnızca kalemimiz, yalnızca kameramız kalsa bile yazmaya, anlatmaya, kayıt altına almaya ve insanlara hakikati ulaştırmaya devam edeceğiz. Umarız bundan sonra halkın haber alma hakkına yönelik ve basın özgürlüğüne yönelik her türlü hücum karşısında ortak bir halde elimizden gelenin en uygunuyla var gücümüzle karşı koyabildiğimiz bir uzun devrinde birinci adımı olsun.
Tutuklanan meslektaşlarımızın özgür kaldığı, uydurma münasebetlerle gözaltına alınan haklarında dava açılan meslektaşlarımızın artık adliyelerde ya da hapishanelerde değil, vazifelerinin başlarında olduğu yarınlar için buradayız. Daha fazla sansür, daha fazla baskı uygulamaları karşısında sessiz kalmamak için buradayız. Bugün burada mütevazi buluşma yarın Türkiye’nin farklı yerlerinde ve Ankara’da gerçekleşecek itirazlar maddeyi meclisten geçse de geçmese de işlemeyecek hale getirecek bir iradeye ve kararlığa dönüşecek. Özgür bir ülke için özgür basın koşul. Özgür basın için örgütlü bir basın ve örgütlü bir toplum koşul.”
‘Bu büsbütün sansür yasasıdır’
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Temsilcisi Uğur Güç ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“Yasa tasarısını haber aldığımızda evvel Dijital Mecralar Komisyonu’nda sakıncalarımızı ve itirazlarımızı lisana getirdik. Sonra Adalet Komisyonu’nda itirazlarımızı lisana getirdik raporlaştırıp sunduk. Lakin bu yasa içerisinde hiçbiri dikkate alınmadan yasa çıkartılmaya çalışılıyor. Perşembenin gelişi çarşambadan belirli olduğu için evvel Diyarbakır’da 22 arkadaşımızı gözaltına aldılar. Bunlardan 16’sı tutuklandı. Daha şimdiden gazetecileri hapsetmeye başladılar. Seçim öncesinde gündeme getirilen basın yasası evvel ‘gazetecilere basın kartı vereceğiz’, ‘internet çalışanlarına basın kartı vereceğiz’ denilerek havuç gösteriliyor lakin arkasındaki sopayı saklıyorlar. Bu formda düzenlenen yasa tasarısı basın tarihinin en ağır sansürlerinden birisidir. Bu büsbütün sansür maddesidir. Bundan diğer hiçbir münasebetle bu hususlar açıklanamaz. Dezenformasyonu zati iktidarın kendisi yapıyor. Enflasyon yüzde 150 oldu desek bizi cezaevine atacaklar. Yarın akaryakıta artırım geldi desek bizi cezaevine atacaklar. Biz cezaevinden korkmuyoruz. Esasen tutuklanıyoruz, zati yargılanıyoruz fakat gerçekleri yazmaya devam ediyoruz. Bu formda yasalaşırsa toplumsal medyada sıradan vatandaşların bile mahpuslara atılacağı günler bizi bekliyor demektir. İktidarın kurguladığı geleceği biz gerçekleri yazarak deleceğiz. Gerçekleri yazmaktan hiçbir vakit vazgeçmeyeceğiz.”
Basın meslek örgütleri, internet medyası ve toplumsal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifine karşı İstanbul Şişhane’de bir ortaya geldi.
‘Türkiye’de habercilik yok edilmek istenmektedir’
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Lideri Gökhan Durmuş, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
2 gün evvel Ordu’da haber kaynağını açıklamayan bir internet sitesinin bilgisayarlarına el konuldu. Daha yasa gelmeden gazetecilik fiilen engellenmeye başladı. Biz basın meslek örgütleri olarak bu yasanın büsbütün geri çekilmesini ve Türkiye’de gereksinim duyulan basın ve dezenformasyon konusundaki kanunu basın meslek örgütlerinin hazırlaması gerektiğini düşünüyoruz.
Meclis’te, komitelerde yapılan görüşmelerde bunların hepsini söz ettik lakin kulakları sağır, gözleri görmüyor. Hiçbir teklifimiz bu tekliflerin içerisinde düzeltilmedi, itirazımız buna. Bu kanun bu tasarı bizim tasarımız değildir, basın kanunu değildir zira içerisinde gazeteci yoktur. Buna karşı uğraşımızı karalılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Bugün Türkiye’nin çeşitli vilayetlerinde bu yasa tasarısına karşı uğraş ateşini başlattık. Bundan sonra da bu yasanın geri çekilene kadar meslek örgütleri olarak tıpkı kararlılıkla gayretimizi sürdüreceğiz ve bu maddeyi geri çektireceğiz.”
‘Özgür bir ülke için özgür basın şart’
DİSK Basın İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş ise şöyle konuştu:
“Kalemimize, basın özgürlüğüne, söz özgürlüğüne sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hakikatin, gerçeğin gücü hiçbir şeyle örtülemeyecek kadar tesirlidir. Yalnızca çıplak sesimiz, yalnızca kalemimiz, yalnızca kameramız kalsa bile yazmaya, anlatmaya, kayıt altına almaya ve insanlara hakikati ulaştırmaya devam edeceğiz. Umarız bundan sonra halkın haber alma hakkına yönelik ve basın özgürlüğüne yönelik her türlü hücum karşısında ortak bir halde elimizden gelenin en uygunuyla var gücümüzle karşı koyabildiğimiz bir uzun devrinde birinci adımı olsun.
Tutuklanan meslektaşlarımızın özgür kaldığı, uydurma münasebetlerle gözaltına alınan haklarında dava açılan meslektaşlarımızın artık adliyelerde ya da hapishanelerde değil, vazifelerinin başlarında olduğu yarınlar için buradayız. Daha fazla sansür, daha fazla baskı uygulamaları karşısında sessiz kalmamak için buradayız. Bugün burada mütevazi buluşma yarın Türkiye’nin farklı yerlerinde ve Ankara’da gerçekleşecek itirazlar maddeyi meclisten geçse de geçmese de işlemeyecek hale getirecek bir iradeye ve kararlığa dönüşecek. Özgür bir ülke için özgür basın koşul. Özgür basın için örgütlü bir basın ve örgütlü bir toplum koşul.”
‘Bu büsbütün sansür yasasıdır’
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Temsilcisi Uğur Güç ise şu değerlendirmeleri yaptı:
“Yasa tasarısını haber aldığımızda evvel Dijital Mecralar Komisyonu’nda sakıncalarımızı ve itirazlarımızı lisana getirdik. Sonra Adalet Komisyonu’nda itirazlarımızı lisana getirdik raporlaştırıp sunduk. Lakin bu yasa içerisinde hiçbiri dikkate alınmadan yasa çıkartılmaya çalışılıyor. Perşembenin gelişi çarşambadan belirli olduğu için evvel Diyarbakır’da 22 arkadaşımızı gözaltına aldılar. Bunlardan 16’sı tutuklandı. Daha şimdiden gazetecileri hapsetmeye başladılar. Seçim öncesinde gündeme getirilen basın yasası evvel ‘gazetecilere basın kartı vereceğiz’, ‘internet çalışanlarına basın kartı vereceğiz’ denilerek havuç gösteriliyor lakin arkasındaki sopayı saklıyorlar. Bu formda düzenlenen yasa tasarısı basın tarihinin en ağır sansürlerinden birisidir. Bu büsbütün sansür maddesidir. Bundan diğer hiçbir münasebetle bu hususlar açıklanamaz. Dezenformasyonu zati iktidarın kendisi yapıyor. Enflasyon yüzde 150 oldu desek bizi cezaevine atacaklar. Yarın akaryakıta artırım geldi desek bizi cezaevine atacaklar. Biz cezaevinden korkmuyoruz. Esasen tutuklanıyoruz, zati yargılanıyoruz fakat gerçekleri yazmaya devam ediyoruz. Bu formda yasalaşırsa toplumsal medyada sıradan vatandaşların bile mahpuslara atılacağı günler bizi bekliyor demektir. İktidarın kurguladığı geleceği biz gerçekleri yazarak deleceğiz. Gerçekleri yazmaktan hiçbir vakit vazgeçmeyeceğiz.”
