CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da; taksici, nakliyeci, servisçi ve minibüsçü esnafı ile bir ortaya geldi. Esnafın problemlerini dinleyen Kılıçdaroğlu, “Sandık gelecek demokratik yollarla otoriter bir idaresi göndereceğiz, size kelamım ben o sarayda oturan vatandaşı emekli edeceğim. Milletin kanını emdiniz siz. Bu milletin gülmeye, espri yapmaya, para kazanmaya gereksinimi yok mu alın terinin hakkını almaya muhtaçlığı yok mu? Bu kadar olmaz bunu değiştirmek zorundayız. Yoksulluk, fakirlik bizim mukadderatımız değil ki… Çözeceğiz, birlikte çözeceğiz” dedi.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da taksici, nakliyeci, servisçi ve minibüsçü esnafı ile bir ortaya gelip kaygılarını dinledi. Aydın Efeler Şehiriçi Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi’ndeki buluşmaya Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP Genel Lider Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Genel Lider Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Aydın Büyükşehir Belediye Lideri Özlem Çerçioğlu, CHP Aydın Vilayet Lideri Ali Çankır, CHP milletvekilleri, ilçe belediye liderleri ile taksici, minibüsçü, nakliyeci ve servisçi esnafı katıldı.
‘Zarar ediyoruz’
Aydın Sürücüler Odası Lideri Semih Özmeriç ise son 1 yıl içinde girdilerin yüzde 300 oranında zamlandığını belirterek, “Hiçbir ulaşım esnafı şu anda bu artırımlara yetişebilecek durumda değil. Bir ay bir buçuk ay evvel UKOME’den fiyat tarifesi istemiştik. Akaryakıtımızı karşılayamaz hale geldik. Türkiye’nin ulaşım siyasetinin tekrar düzenlenmesi gerekir. Yüzde 96’sı karayolu ile sağlanan ulaşımda müşteri meşakkati yok fakat ziyan ediyoruz” dedi.
‘Kur muhafazalı mazot verilmeli’
Başka bir esnaf, “Hükümet zengine verdiği takviyesi bu gariban esnafa vermeli. Zengine verdiği kur muhafazalı faizi, kur muhafazalı mazot olarak esnafa vermeli. Direnemiyoruz. Esnafımıza, milletimize sahip çıkamıyoruz. Yorulduk. Siyasi baskılardan yorulduk. Devlete sahip çıkmaktan diğer hiçbir gayemiz yok” dedi.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu esnafın sıkıntılarını dinledikten sonra şunları söyledi:
‘Dünyada yüzde 6, Türkiye’de yüzde 500’
Hepinizi dikkatle dinledim aslında bu yalnızca Aydın’ın sorunu değil öbür vilayetlerde de sürücü esnafıyla da oturup konuşuyorum. Aydın’ın burada yaşadığı kederler Türkiye’nin her yerinde var. Gidin Diyarbakır’a orada da var Konya’da da var, Rize’de de var. Hiçbir iktidar durup dururken artırım yapmaz, değil mi? Artırım yapmak bir iktidarın aleyhinedir, niçin artırım yapar? Üç tane nedeni var. Bir; dünyada fiyatlar artıyor, petrol fiyatları yüzde 6-7 artıyor, bizde niçin yüzde 350 artıyor? Niçin yüzde 500 artıyor? Bu sorunun yanıtını bulmak zorundayız, niçin? İkincisi, yalnızca o değil vergiler de artıyor. Vergiye muhtaçlıkları var, yani paraya muhtaçlığı var, niye? O kadar büyük taahhütlerin altına girdiler ki bunlara para ödemek zorundalar üstelik dolar endeksli, yani bizim ‘beşli çete’ dediğimiz, dünyanın parası 10 milyar, 50 milyar, 100 milyar dolar ödeyecekler bunlara, kelam vermişler. Parayı nereden bulacaklar? ‘Efendim dünyada petrole artırım geldi’, evet, biz de fiyatlara yansıtıyoruz. Ne kadar? Dünyada yüzde 6, Türkiye’de yüzde 500. Her akaryakıt istasyonu bir vergi dairesi bunu unutmayın. Parayı alacaklar oralara yatıracaklar.
‘Önce soygun tertibini bitirmemiz lazım’
Üstelik müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, işin yapıldığı yer Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ihalenin yapıldığı yer Türkiye, niçin Türk lirası değil de Amerikan doları yahut Avrupa’nın avrosu ne için? Bu sorunun karşılığını bilmeden, devletin nasıl soyulduğunu bilmeden daima şikayet edersiniz. Evvel bu soygun nizamını bitirmemiz lazım.
‘Beşli çeteden bu devleti kurtaracağım’
Benim bu millete kelamım var, ister sürücü esnafı ister endüstrici, çiftçi, emekçi kim oluyorsa; alın teriyle geçinen herkese benim kelamım var. Bu ‘beşli çete’den bu devleti kurtaracağım. Olur ya iktidar değişir, başlarına gelen iktidara ‘biz işimizi garantiye alalım’ diye kontratlara de yurtdışındaki mahkemeleri göstermişler dava orada açılır diye, Londra mahkemeleri… Vallahi ister Londra mahkemeleri ister Güney Kore mahkemeleri olsun ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir mahkeme, vicdan sahibi hiçbir hakim bir devletin, bir vatandaşın soyulmasına evet vermez. Bu davaları kazanacağız, ‘beşli çete’lerden kurtaracağız. Gelen artırımın temel nedeni bu.
İkinci, 65 yaş üstü; devlet diyor ki ben toplumsal devletim, hoş. 65 yaş üstü vatandaş ücretsiz binsin, eyvallah. Söyleyen kim devlet yani iktidar diyor, ‘ben bunu ücretsiz yapacağım’ diyor. Kardeşim parasız yapıyorsan parasını vereceksin. Artık getiriyorsun; minibüs, otobüs sürücüsünün sırtına yıkıyorsun. Zati bu adam vergisini veriyor, mazota dünyanın artırımını yapmışsın perişan etmişsin bir de 65 yaşı getiriyorsun. Ziyanı sen bu adamın sırtına nasıl yıkarsın? Bir şey söyleyeyim sayın liderler; âlâ bir avukat tutarsanız, dilek ederseniz avukatı biz size bulabiliriz, dava açarsanız o davaların tamamını kazanırsınız, ücretsiz taşıma yoktur. Kardeşim, ücretsiz taşıyacaksan muhakkaktır fiyatları, kaç binmiş, ne kadarsa parasını minibüs mü otobüs mü sürücüsüne ödemek zorundasın. Oturursun bir protokol yaparsın, dersin ki kişi başına fiyatın yüzde 80’nini ben ödeyeceğim, yüzde 20’sine de sen katlan. Artık yüzde 80’ni sizde yüzde 20’de onlarda, olmaz. Bunu dava konusu yaparsanız katiyetle kazanırsınız lakin inşallah ona fırsat kalmaz, periyot değişir bunların tamamı sonuçlanır.
‘Ekonomik hareketliliğin kalbi sizin elinizde’
Kontak kapatma, aslında siz bir hafta kontak kapatırsanız memleket açlıktan ölür. Yolcuyu taşıyan sizsiniz, mazotu taşıyan sizsiniz münasebetiyle Türkiye’de ekonomik hareketliliğin kalbi sizin elinizde. O nedene gücünüzün ben farkındayım, biliyorum. Sandık gelecek o gerekli dersi vermek zorundayız, sandıkta bu işi bitirmek zorundayız. Hasebiyle işin özü büyük problemleriniz var fakat bu zahmetlere biraz daha sabredeceksiniz. Sandık gelecek; ders vermek kolay, elinizi vicdanınıza koyup oy kullanacaksınız. Çoluk çocuğunuzun hakkı için vatandaşın hakkı için memleketin huzuru için, memleketi hangi noktaya getirdiler siz de görüyorsunuz ben de görüyorum. Münasebetiyle seçim evresinde sandık geldiğinde oturacaksınız güzelce ders vereceksiniz. Bir daha gelen iktidar bu türlü bir olayı yaşatmasın diye. Toplumun haksızlık yapan bir iktidara siyaseten ders vermesi lazım, bu ders vermek kadar pahalı bir şey demokrasilerde yoktur.
‘Hayatın artırım olarak vatandaşa yansıdığı bir süreci yaşıyoruz’
Şehirlerarası taşıma, gönderdim milletvekilleri arkadaşlarımı bakın esnafın, kamyon sürücüsünün, çiftçinin kaygısı nedir baksınlar, dedim. Diyarbakır’da bayanlar maydanoz ekiyorlar, Elazığ’dan gelip satın alıyorlar dediler, artık gelemiyorlar diyor. Gelseler mazot parası…Biz ücretsiz da versek orada kıymetli münasebetiyle hayatın artırım olarak vatandaşa yansıdığı bir süreci yaşıyoruz. Artık o çiftçi ürettiği maydanozu satamazsa nasıl geçinecek, hayvanını kısma gönderiyor, hayvanını besleyemiyor hakikat düzgün; münasebetiyle sorun Türkiye’nin temel sorunu haline gelmiş.
‘Tamamını devletleştireceğiz’
Yollardan, köprülerden geçiş… Bunların tamamını devletleştireceğiz Allah nasip eder dayanak verirseniz tamamını devletleştireceğiz, kamulaştıracağız. Avro, dolar bazından kamyon sürücüsü, tır sürücüsü para ödeyecek kardeşim, bu maliyetler nasıl düşecek? Türk lirası eriyor, eriyen Türk lirası karşısında fiyat farkı ödüyorsunuz, ödediğiniz fiyat farkı artırım olarak vatandaşa yansıyor. Siz parasız çalışmak zorunda değilsiniz, bu türlü bir imkanınız da yok.
‘Efendim sesimizi kimse duymuyor…’ Hayır sesinizi bu kardeşiniz duyuyor, Mersin’de Türkiye’deki tüm tır, kamyon, otobüs, minibüs, taksi sürücüleriyle oturdum bir toplantı yaptım külliyen, büyük bir yerde yaptık. Bütün bileşenler geldiler, çıktılar kederlerini anlattılar nasıl bu sıkıntılardan kurutulacaklarını da ben onlara anlattım, size anlattığım gibi… Bakın her önüne gelen, parası olan isteyen çabucak kamyon alabilir, kamyon sürücülüğü yapabilir. Plakanın sınırlanması lazım her önüne gelen kamyon sürücüsü olmaz, zira plaka sizin garantinizdir, teminatınız olmak zorundadır. Memur emekli olunca emekli ikramiyesi alır, personel emekli olunca kıdem tazminatı alır, esnafın dükkanı varsa yeterli yerdeyse hava parası alır. Kamyon sürücüsü ne alır? Hiçbir şey. Minibüs, taksi sürücüsünün plakası sonludur, plakanın bedeli onun en azından kıdem tazminatıdır. Kamyon sürücüsünde de tır sürücüsünde de olması lazım, otobüs sürücüsünde de olması lazım, sınırlama getirilmesi lazım ve sizin plakalarınızın bir kıymeti olması lazım.
Milletin kanını emdiniz siz
Bekleyeceğiz. Sandık gelecek demokratik yollarla otoriter bir idaresi göndereceğiz, size kelamım ben o sarayda oturan vatandaşı emekli edeceğim, emekli edeceğim. Milletin kanını emdiniz siz. Az evvel bir arkadaşımız, konuşurken; kendisini tutamadı. Hayatı yaşıyor zira. Badireyi yaşıyor. Bu milletin gülmeye, espri yapmaya, para kazanmaya gereksinimi yok mu alın terinin hakkını almaya gereksinimi yok mu? Çiftçisi perişan, sürücüsü perişan, emin olun 10 milyonun üstünde işsiz var. Baba işsiz, üniversiteyi bitiren evladı işsiz. Babayla oğul birebir konutta birbirinin yüzüne bakamıyor, harçlık veremiyor baba… Bu kadar olmaz bunu değiştirmek zorundayız. Yoksulluk, fakirlik bizim yazgımız değil ki… Bu devleti hangi şatlarda kurduk? En uygun Aydınlılar bilir, efelerin öyküsü, babalarınız dedeleriniz size anlatmıştır. Nasıl oluyor da o yoksul Cumhuriyet şeker fabrikalarından, Sümerbanklardan, Etibanklardan, demiryollarından üstelik el avuç açmadan, kimseye yalvarmadan bütün bunların tamamını yaptı. Artık her şeyimiz var fakat birileri alıyor her şeyimizi. Çözeceğiz, birlikte çözeceğiz.”
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da; taksici, nakliyeci, servisçi ve minibüsçü esnafı ile bir ortaya geldi. Esnafın problemlerini dinleyen Kılıçdaroğlu, “Sandık gelecek demokratik yollarla otoriter bir idaresi göndereceğiz, size kelamım ben o sarayda oturan vatandaşı emekli edeceğim. Milletin kanını emdiniz siz. Bu milletin gülmeye, espri yapmaya, para kazanmaya gereksinimi yok mu alın terinin hakkını almaya muhtaçlığı yok mu? Bu kadar olmaz bunu değiştirmek zorundayız. Yoksulluk, fakirlik bizim mukadderatımız değil ki… Çözeceğiz, birlikte çözeceğiz” dedi.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın’da taksici, nakliyeci, servisçi ve minibüsçü esnafı ile bir ortaya gelip kaygılarını dinledi. Aydın Efeler Şehiriçi Özel Halk Otobüsleri Kooperatifi’ndeki buluşmaya Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra CHP Genel Lider Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Genel Lider Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Aydın Büyükşehir Belediye Lideri Özlem Çerçioğlu, CHP Aydın Vilayet Lideri Ali Çankır, CHP milletvekilleri, ilçe belediye liderleri ile taksici, minibüsçü, nakliyeci ve servisçi esnafı katıldı.
‘Zarar ediyoruz’
Aydın Sürücüler Odası Lideri Semih Özmeriç ise son 1 yıl içinde girdilerin yüzde 300 oranında zamlandığını belirterek, “Hiçbir ulaşım esnafı şu anda bu artırımlara yetişebilecek durumda değil. Bir ay bir buçuk ay evvel UKOME’den fiyat tarifesi istemiştik. Akaryakıtımızı karşılayamaz hale geldik. Türkiye’nin ulaşım siyasetinin tekrar düzenlenmesi gerekir. Yüzde 96’sı karayolu ile sağlanan ulaşımda müşteri meşakkati yok fakat ziyan ediyoruz” dedi.
‘Kur muhafazalı mazot verilmeli’
Başka bir esnaf, “Hükümet zengine verdiği takviyesi bu gariban esnafa vermeli. Zengine verdiği kur muhafazalı faizi, kur muhafazalı mazot olarak esnafa vermeli. Direnemiyoruz. Esnafımıza, milletimize sahip çıkamıyoruz. Yorulduk. Siyasi baskılardan yorulduk. Devlete sahip çıkmaktan diğer hiçbir gayemiz yok” dedi.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu esnafın sıkıntılarını dinledikten sonra şunları söyledi:
‘Dünyada yüzde 6, Türkiye’de yüzde 500’
Hepinizi dikkatle dinledim aslında bu yalnızca Aydın’ın sorunu değil öbür vilayetlerde de sürücü esnafıyla da oturup konuşuyorum. Aydın’ın burada yaşadığı kederler Türkiye’nin her yerinde var. Gidin Diyarbakır’a orada da var Konya’da da var, Rize’de de var. Hiçbir iktidar durup dururken artırım yapmaz, değil mi? Artırım yapmak bir iktidarın aleyhinedir, niçin artırım yapar? Üç tane nedeni var. Bir; dünyada fiyatlar artıyor, petrol fiyatları yüzde 6-7 artıyor, bizde niçin yüzde 350 artıyor? Niçin yüzde 500 artıyor? Bu sorunun yanıtını bulmak zorundayız, niçin? İkincisi, yalnızca o değil vergiler de artıyor. Vergiye muhtaçlıkları var, yani paraya muhtaçlığı var, niye? O kadar büyük taahhütlerin altına girdiler ki bunlara para ödemek zorundalar üstelik dolar endeksli, yani bizim ‘beşli çete’ dediğimiz, dünyanın parası 10 milyar, 50 milyar, 100 milyar dolar ödeyecekler bunlara, kelam vermişler. Parayı nereden bulacaklar? ‘Efendim dünyada petrole artırım geldi’, evet, biz de fiyatlara yansıtıyoruz. Ne kadar? Dünyada yüzde 6, Türkiye’de yüzde 500. Her akaryakıt istasyonu bir vergi dairesi bunu unutmayın. Parayı alacaklar oralara yatıracaklar.
‘Önce soygun tertibini bitirmemiz lazım’
Üstelik müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, işin yapıldığı yer Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ihalenin yapıldığı yer Türkiye, niçin Türk lirası değil de Amerikan doları yahut Avrupa’nın avrosu ne için? Bu sorunun karşılığını bilmeden, devletin nasıl soyulduğunu bilmeden daima şikayet edersiniz. Evvel bu soygun nizamını bitirmemiz lazım.
‘Beşli çeteden bu devleti kurtaracağım’
Benim bu millete kelamım var, ister sürücü esnafı ister endüstrici, çiftçi, emekçi kim oluyorsa; alın teriyle geçinen herkese benim kelamım var. Bu ‘beşli çete’den bu devleti kurtaracağım. Olur ya iktidar değişir, başlarına gelen iktidara ‘biz işimizi garantiye alalım’ diye kontratlara de yurtdışındaki mahkemeleri göstermişler dava orada açılır diye, Londra mahkemeleri… Vallahi ister Londra mahkemeleri ister Güney Kore mahkemeleri olsun ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir mahkeme, vicdan sahibi hiçbir hakim bir devletin, bir vatandaşın soyulmasına evet vermez. Bu davaları kazanacağız, ‘beşli çete’lerden kurtaracağız. Gelen artırımın temel nedeni bu.
İkinci, 65 yaş üstü; devlet diyor ki ben toplumsal devletim, hoş. 65 yaş üstü vatandaş ücretsiz binsin, eyvallah. Söyleyen kim devlet yani iktidar diyor, ‘ben bunu ücretsiz yapacağım’ diyor. Kardeşim parasız yapıyorsan parasını vereceksin. Artık getiriyorsun; minibüs, otobüs sürücüsünün sırtına yıkıyorsun. Zati bu adam vergisini veriyor, mazota dünyanın artırımını yapmışsın perişan etmişsin bir de 65 yaşı getiriyorsun. Ziyanı sen bu adamın sırtına nasıl yıkarsın? Bir şey söyleyeyim sayın liderler; âlâ bir avukat tutarsanız, dilek ederseniz avukatı biz size bulabiliriz, dava açarsanız o davaların tamamını kazanırsınız, ücretsiz taşıma yoktur. Kardeşim, ücretsiz taşıyacaksan muhakkaktır fiyatları, kaç binmiş, ne kadarsa parasını minibüs mü otobüs mü sürücüsüne ödemek zorundasın. Oturursun bir protokol yaparsın, dersin ki kişi başına fiyatın yüzde 80’nini ben ödeyeceğim, yüzde 20’sine de sen katlan. Artık yüzde 80’ni sizde yüzde 20’de onlarda, olmaz. Bunu dava konusu yaparsanız katiyetle kazanırsınız lakin inşallah ona fırsat kalmaz, periyot değişir bunların tamamı sonuçlanır.
‘Ekonomik hareketliliğin kalbi sizin elinizde’
Kontak kapatma, aslında siz bir hafta kontak kapatırsanız memleket açlıktan ölür. Yolcuyu taşıyan sizsiniz, mazotu taşıyan sizsiniz münasebetiyle Türkiye’de ekonomik hareketliliğin kalbi sizin elinizde. O nedene gücünüzün ben farkındayım, biliyorum. Sandık gelecek o gerekli dersi vermek zorundayız, sandıkta bu işi bitirmek zorundayız. Hasebiyle işin özü büyük problemleriniz var fakat bu zahmetlere biraz daha sabredeceksiniz. Sandık gelecek; ders vermek kolay, elinizi vicdanınıza koyup oy kullanacaksınız. Çoluk çocuğunuzun hakkı için vatandaşın hakkı için memleketin huzuru için, memleketi hangi noktaya getirdiler siz de görüyorsunuz ben de görüyorum. Münasebetiyle seçim evresinde sandık geldiğinde oturacaksınız güzelce ders vereceksiniz. Bir daha gelen iktidar bu türlü bir olayı yaşatmasın diye. Toplumun haksızlık yapan bir iktidara siyaseten ders vermesi lazım, bu ders vermek kadar pahalı bir şey demokrasilerde yoktur.
‘Hayatın artırım olarak vatandaşa yansıdığı bir süreci yaşıyoruz’
Şehirlerarası taşıma, gönderdim milletvekilleri arkadaşlarımı bakın esnafın, kamyon sürücüsünün, çiftçinin kaygısı nedir baksınlar, dedim. Diyarbakır’da bayanlar maydanoz ekiyorlar, Elazığ’dan gelip satın alıyorlar dediler, artık gelemiyorlar diyor. Gelseler mazot parası…Biz ücretsiz da versek orada kıymetli münasebetiyle hayatın artırım olarak vatandaşa yansıdığı bir süreci yaşıyoruz. Artık o çiftçi ürettiği maydanozu satamazsa nasıl geçinecek, hayvanını kısma gönderiyor, hayvanını besleyemiyor hakikat düzgün; münasebetiyle sorun Türkiye’nin temel sorunu haline gelmiş.
‘Tamamını devletleştireceğiz’
Yollardan, köprülerden geçiş… Bunların tamamını devletleştireceğiz Allah nasip eder dayanak verirseniz tamamını devletleştireceğiz, kamulaştıracağız. Avro, dolar bazından kamyon sürücüsü, tır sürücüsü para ödeyecek kardeşim, bu maliyetler nasıl düşecek? Türk lirası eriyor, eriyen Türk lirası karşısında fiyat farkı ödüyorsunuz, ödediğiniz fiyat farkı artırım olarak vatandaşa yansıyor. Siz parasız çalışmak zorunda değilsiniz, bu türlü bir imkanınız da yok.
‘Efendim sesimizi kimse duymuyor…’ Hayır sesinizi bu kardeşiniz duyuyor, Mersin’de Türkiye’deki tüm tır, kamyon, otobüs, minibüs, taksi sürücüleriyle oturdum bir toplantı yaptım külliyen, büyük bir yerde yaptık. Bütün bileşenler geldiler, çıktılar kederlerini anlattılar nasıl bu sıkıntılardan kurutulacaklarını da ben onlara anlattım, size anlattığım gibi… Bakın her önüne gelen, parası olan isteyen çabucak kamyon alabilir, kamyon sürücülüğü yapabilir. Plakanın sınırlanması lazım her önüne gelen kamyon sürücüsü olmaz, zira plaka sizin garantinizdir, teminatınız olmak zorundadır. Memur emekli olunca emekli ikramiyesi alır, personel emekli olunca kıdem tazminatı alır, esnafın dükkanı varsa yeterli yerdeyse hava parası alır. Kamyon sürücüsü ne alır? Hiçbir şey. Minibüs, taksi sürücüsünün plakası sonludur, plakanın bedeli onun en azından kıdem tazminatıdır. Kamyon sürücüsünde de tır sürücüsünde de olması lazım, otobüs sürücüsünde de olması lazım, sınırlama getirilmesi lazım ve sizin plakalarınızın bir kıymeti olması lazım.
Milletin kanını emdiniz siz
Bekleyeceğiz. Sandık gelecek demokratik yollarla otoriter bir idaresi göndereceğiz, size kelamım ben o sarayda oturan vatandaşı emekli edeceğim, emekli edeceğim. Milletin kanını emdiniz siz. Az evvel bir arkadaşımız, konuşurken; kendisini tutamadı. Hayatı yaşıyor zira. Badireyi yaşıyor. Bu milletin gülmeye, espri yapmaya, para kazanmaya gereksinimi yok mu alın terinin hakkını almaya gereksinimi yok mu? Çiftçisi perişan, sürücüsü perişan, emin olun 10 milyonun üstünde işsiz var. Baba işsiz, üniversiteyi bitiren evladı işsiz. Babayla oğul birebir konutta birbirinin yüzüne bakamıyor, harçlık veremiyor baba… Bu kadar olmaz bunu değiştirmek zorundayız. Yoksulluk, fakirlik bizim yazgımız değil ki… Bu devleti hangi şatlarda kurduk? En uygun Aydınlılar bilir, efelerin öyküsü, babalarınız dedeleriniz size anlatmıştır. Nasıl oluyor da o yoksul Cumhuriyet şeker fabrikalarından, Sümerbanklardan, Etibanklardan, demiryollarından üstelik el avuç açmadan, kimseye yalvarmadan bütün bunların tamamını yaptı. Artık her şeyimiz var fakat birileri alıyor her şeyimizi. Çözeceğiz, birlikte çözeceğiz.”
