Mukabele Gücü: NATO’nun yeni silahlı oyuncağı

Körükledikleri krizin tüm nimetlerinden yararlanmaya kararlılar. Rusya’yı hızlı/kapsamlı bir akınla felç ederek etkisizleştirme uğraşlarından hiç vazgeçmediler, geçecek üzere de görünmüyorlar. Tam da savaşın ortasında NATO çok evvelden oluşturduğu Mukabele Gücü‘nün (MG) etkinleştirildiğini duyurdu evvelki gün. MG Haziran 2003’te Brüksel’de NATO Müttefik Savunma Bakanları Toplantısı’nda onaylanmış bir projedir.

Bir yıllık bir müddet için üye ülkelerin kara, deniz, hava kuvvetlerinin yanı sıra özel harekat ünitelerinden oluşan, rotasyon sistemine dayalı çok uluslu bir güç bu. NATO başkanları bunun “Rusya’nın saldırganlığına karşı bir savunma önlemi” olduğunu, kuvvetlerin Ukrayna’daki savaşa girmeyeceklerini açıkladı. Anlaşıldığı üzere Ukrayna’yı düşündükleri yok yani.

Bakın, bu âlâ bir gelişme değil. Nükleer silahların varlığına karşın savaş çıkarmaları güç da olsa bu, “Rusya’yı kuşatma” tavrı felakete yol açabilir. Bu hususta inanılmaz bir eforları var. Durmuyorlar sahiden. Daha evvel de ABD Lideri Joe Biden, NATO ittifak gücünü desteklemek için Doğu Avrupa’ya 7 binden fazla ABD askerinin konuşlandırılacağını açıklamıştı.

“Kriz” deyip saldıracaklar

NATO’nun sitesinde Mukabele Gücü şu sözlerle anlatılıyor: “MG’nin genel gayesi, ister toplu savunma isterse müdahale niyetli olsun, ortaya çıkan bir krize süratli bir askeri karşılık sağlayabilmek. MG, İttifak’a yönelik, dünyanın rastgele bir yerindeki çeşitli kriz cinslerine süratle cevap verme imkanı sağlar. Tıpkı vakitte NATO’nun askeri dönüşümü için itici bir motordur”. Yani NATO’nun “kriz olarak” tanımladığı her durumda bu gücün müdahalesine şahit olacağız. Zira 40 bin askerden oluşan bu güç, doğal afetlerden, bir üye ülkenin toprak bütünlüğünü muhafazaya kadar çeşitli durumlarda müdahale edebilecek formda oluşturulduğuna nazaran, herhalde şahit olacağız.

MG’nin oluşturulmasından anlamamız istenen şu; müttefikler toplu savunma ya da caydırıcılık ismine birlikte hareket etmeye istekli. Rusya’ya asker gönderme emelleri yok ancak Ukrayna ile NATO üyesi ülkeler ortasındaki sonlarda bir “kırmızı çizgi” oluşturmak istiyorlar. Bundan amaçlanan da Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin’i caydırmak, çatışmanın Ukrayna’nın ötesine yayılmasını engellemek.

Dileyen bu türlü anlayabilir lakin ben onlardan değilim. “Çatışmanın Ukrayna’nın ötesine yayılmasını engelleme amacı” güden NATO/ABD, Doğu Avrupa’ya asker göndererek aslında savaşı Ukrayna dışına taşıma niyetinde olduğunu göstermedi mi?

Sinir Savaşı

Rusya’nın Ukrayna’ya hücumuyla yayılması durdurulmuş olan NATO, şimdilik kelam konusu sonlardaki “kırmızı çizgi”yi “ihlal edilmemesi” gereken yerler kabul ederek gücünü hissettirmek emelinde. Zira Rusya ile ABD/NATO savaşı bir “sinir savaşı”na da dönüşmüş durumda. NATO’nun “gücünü hissettirme” eforu bu “sinir savaşı”nın bir sonucu.

Müdahale Gücü’nün bir fonksiyonu de, çeşitli senaryolara süratle cevap verebilen son derece esnek, oldukça hazırlıklı bir kuvvet olmasıdır. Rusya’nın Finlandiya ile İsveç’i NATO’ya katılmamaları konusunda uyardıktan sonra bunu tehdit olarak algılayan NATO’nun bu gücü Rusya’ya karşı “aktive” ettiği düşünülürse üye olmayan Ukrayna’yı korumadığı ancak yeniden üye olmayan Finlandiya ile İsveç’i neden muhafaza dileği gösterdiği sorusu geliyor akla.

Yanıtı şu olabilir tahminen. Bu iki ülke şimdi NATO’ya üye değiller lakin Avrupa Birliği’ne üyeler. Bir AB üyesi akına uğradığında tüm AB üyelerince savunulmak durumunda. AB üyelerinin birçok birebir vakitte NATO üyesi. Bu nedenle AB değil lakin NATO Rusya’nın İsveç ile Finlandiya’yı Rusya’ya karşı muhafaza misyonunu üstleniyor.

Yani durum o kadar karışık ki, NATO üyesi olmadığı için Finlandiya ile İsveç’i savunamayan NATO, AB üyesi olan bu iki ülkeyi, NATO’da bulunan AB ülkelerinin talebiyle korumak(!) zorunda kalabilir. Ayrıyeten Avrupa’nın güvenliği de NATO’nun misyonları ortasında. Sonuçta tüm kapılar Rusya’ya çıkıyor. Bu nedenle ABD, AB, NATO Rus aksisi geniş bir kamp oluşuyor.

Bana gülünç gelen şu; Batılı ülkeler ile NATO “Rus saldırganlığına karşı hem caydırıcı olması hem de NATO ile direkt bir çatışma çıkmaması için” bir dizi araç hazırlıyor. İşte bu araçlardan biri Mukabele Gücü. Rusya’nın savaşı Ukrayna dışına taşırmadığı görülmesine karşın Rusya sonlarına yakın bölgelere 40 bin askeri -kendi kriz tariflerine göre- anında yollayarak bir savaş başlatma potansiyeli olan NATO’dur meğer.

Bir defa daha anlaşılmıştır ki, NATO bir savaş aygıtıdır.

Dünyayı kana boğmadan da rahat etmeyecek.

Körükledikleri krizin tüm nimetlerinden yararlanmaya kararlılar. Rusya’yı hızlı/kapsamlı bir akınla felç ederek etkisizleştirme uğraşlarından hiç vazgeçmediler, geçecek üzere de görünmüyorlar. Tam da savaşın ortasında NATO çok evvelden oluşturduğu Mukabele Gücü‘nün (MG) etkinleştirildiğini duyurdu evvelki gün. MG Haziran 2003’te Brüksel’de NATO Müttefik Savunma Bakanları Toplantısı’nda onaylanmış bir projedir.

Bir yıllık bir müddet için üye ülkelerin kara, deniz, hava kuvvetlerinin yanı sıra özel harekat ünitelerinden oluşan, rotasyon sistemine dayalı çok uluslu bir güç bu. NATO başkanları bunun “Rusya’nın saldırganlığına karşı bir savunma önlemi” olduğunu, kuvvetlerin Ukrayna’daki savaşa girmeyeceklerini açıkladı. Anlaşıldığı üzere Ukrayna’yı düşündükleri yok yani.

Bakın, bu âlâ bir gelişme değil. Nükleer silahların varlığına karşın savaş çıkarmaları güç da olsa bu, “Rusya’yı kuşatma” tavrı felakete yol açabilir. Bu hususta inanılmaz bir eforları var. Durmuyorlar sahiden. Daha evvel de ABD Lideri Joe Biden, NATO ittifak gücünü desteklemek için Doğu Avrupa’ya 7 binden fazla ABD askerinin konuşlandırılacağını açıklamıştı.

“Kriz” deyip saldıracaklar

NATO’nun sitesinde Mukabele Gücü şu sözlerle anlatılıyor: “MG’nin genel gayesi, ister toplu savunma isterse müdahale niyetli olsun, ortaya çıkan bir krize süratli bir askeri karşılık sağlayabilmek. MG, İttifak’a yönelik, dünyanın rastgele bir yerindeki çeşitli kriz cinslerine süratle cevap verme imkanı sağlar. Tıpkı vakitte NATO’nun askeri dönüşümü için itici bir motordur”. Yani NATO’nun “kriz olarak” tanımladığı her durumda bu gücün müdahalesine şahit olacağız. Zira 40 bin askerden oluşan bu güç, doğal afetlerden, bir üye ülkenin toprak bütünlüğünü muhafazaya kadar çeşitli durumlarda müdahale edebilecek formda oluşturulduğuna nazaran, herhalde şahit olacağız.

MG’nin oluşturulmasından anlamamız istenen şu; müttefikler toplu savunma ya da caydırıcılık ismine birlikte hareket etmeye istekli. Rusya’ya asker gönderme emelleri yok ancak Ukrayna ile NATO üyesi ülkeler ortasındaki sonlarda bir “kırmızı çizgi” oluşturmak istiyorlar. Bundan amaçlanan da Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin’i caydırmak, çatışmanın Ukrayna’nın ötesine yayılmasını engellemek.

Dileyen bu türlü anlayabilir lakin ben onlardan değilim. “Çatışmanın Ukrayna’nın ötesine yayılmasını engelleme amacı” güden NATO/ABD, Doğu Avrupa’ya asker göndererek aslında savaşı Ukrayna dışına taşıma niyetinde olduğunu göstermedi mi?

Sinir Savaşı

Rusya’nın Ukrayna’ya hücumuyla yayılması durdurulmuş olan NATO, şimdilik kelam konusu sonlardaki “kırmızı çizgi”yi “ihlal edilmemesi” gereken yerler kabul ederek gücünü hissettirmek emelinde. Zira Rusya ile ABD/NATO savaşı bir “sinir savaşı”na da dönüşmüş durumda. NATO’nun “gücünü hissettirme” eforu bu “sinir savaşı”nın bir sonucu.

Müdahale Gücü’nün bir fonksiyonu de, çeşitli senaryolara süratle cevap verebilen son derece esnek, oldukça hazırlıklı bir kuvvet olmasıdır. Rusya’nın Finlandiya ile İsveç’i NATO’ya katılmamaları konusunda uyardıktan sonra bunu tehdit olarak algılayan NATO’nun bu gücü Rusya’ya karşı “aktive” ettiği düşünülürse üye olmayan Ukrayna’yı korumadığı ancak yeniden üye olmayan Finlandiya ile İsveç’i neden muhafaza dileği gösterdiği sorusu geliyor akla.

Yanıtı şu olabilir tahminen. Bu iki ülke şimdi NATO’ya üye değiller lakin Avrupa Birliği’ne üyeler. Bir AB üyesi akına uğradığında tüm AB üyelerince savunulmak durumunda. AB üyelerinin birçok birebir vakitte NATO üyesi. Bu nedenle AB değil lakin NATO Rusya’nın İsveç ile Finlandiya’yı Rusya’ya karşı muhafaza misyonunu üstleniyor.

Yani durum o kadar karışık ki, NATO üyesi olmadığı için Finlandiya ile İsveç’i savunamayan NATO, AB üyesi olan bu iki ülkeyi, NATO’da bulunan AB ülkelerinin talebiyle korumak(!) zorunda kalabilir. Ayrıyeten Avrupa’nın güvenliği de NATO’nun misyonları ortasında. Sonuçta tüm kapılar Rusya’ya çıkıyor. Bu nedenle ABD, AB, NATO Rus aksisi geniş bir kamp oluşuyor.

Bana gülünç gelen şu; Batılı ülkeler ile NATO “Rus saldırganlığına karşı hem caydırıcı olması hem de NATO ile direkt bir çatışma çıkmaması için” bir dizi araç hazırlıyor. İşte bu araçlardan biri Mukabele Gücü. Rusya’nın savaşı Ukrayna dışına taşırmadığı görülmesine karşın Rusya sonlarına yakın bölgelere 40 bin askeri -kendi kriz tariflerine göre- anında yollayarak bir savaş başlatma potansiyeli olan NATO’dur meğer.

Bir defa daha anlaşılmıştır ki, NATO bir savaş aygıtıdır.

Dünyayı kana boğmadan da rahat etmeyecek.