“İki yaşındaki bir çocuğa nasıl bu kadar acımasız olabilir? Bir bebeği nasıl bu türlü incitebilirsin?”
Bu kelamlar İrlanda’da, evladı, babasının kız arkadaşı tarafından öldürülen bir annenin ağzından dökülen yakarışlar olarak kayda geçti.
Karen Harrington, iki yaşındaki Santina Cawley’i öldürmekten hatalı bulundu. Savunmasız bir çocuğun vücudunda onulmaz yaralar açmıştı…
Satnina’nın annesi Bridget O’Donoghue, kızı öldüğünde kendisinin de aslında öldüğünü, içinden kopan kesimin asla yerine konmayacağını anlatıyor.
Santina hayatını kaybettiğinde akabinde ‘Huzur içinde uyu küçük melek’ dediler…
VAHİM YARALAR ALARAK ÖLDÜ
Cinayetin faili Harrington, iki yaşındaki kızı öldürmekten hatalı bulundu ve ömür uzunluğu mahpusa mahkûm edildi. Zavallı çocuğun kollarında, bacaklarında ve kafatasında kırıklar ve tüm bedeninde morluklar vardı. Bu da yaşanan vahşetin delili olarak mahkeme tutanaklarında yerini aldı.
Lakeland’s Crescent, Cork’ta yaşayan Harrington, Temmuz 2019’da ceza mahkemesinde görülen davada Santina’yı öldürmekle suçlandı. Heyetin iki hafta süren duruşmanın akabinde oybirliğiyle hatalı kararı vermesi dört saat 46 dakika sürdü.
Harrington, hatası işlediği sırada çocuğun babası Michael Cawley ile bir bağ içindeydi.
Duruşmada Michael Cawley’nin Karen’a güvendiği ve kızını onunla bırakmak konusunda rastgele bir tasası olmadığı söylendi. Santina, 5 Temmuz 2019 sabahı, babasının o zamanki sevgilisi Harrington’ın dairesinde kirli bir yorganın altında ağır yaralı olarak Michael Cawley tarafından bulundu.
Olay yerine birinci ulaşan ve Santina’nın cansız vücudunu bulan polisler Bryan Teahan ve David Tobin
BİR BABANIN EN SIKINTI VAZİFESİ
Santina çıplaktı ve bayanın dairesinde küçük kızın saçlarının öbekleri bulundu. Yaraları o kadar berbattı ki daha yürümeye bile yeni başlayan çocuğun hayatta kalma bahtı yoktu.
Babası, verdiği demeçlerden birinde “En berbatı, onun formu bozulmuş küçücük bedenini bir battaniyenin altında bulmaktı.” demişti. “Hayatımın geri kalanında bu yaşadıklarım yakamı bırakmayacak. Bu, sözlerin ötesinde bir acı. Söyleyecek kelamım yok.”
Ailenin acısı duruşma mühletince Santina’ya olanları tüm ayrıntılarıyla dinledikleri için katmerlendi.
Babası kızından bahsederken Santina’nın ‘güzel, keyifli, arkadaş canlısı, sevecen, eğlenceyi seven’ bir kız olduğunu söyledi.
“Hayattan zevk aldı, her vakit gülümseyerek, hayatı sevdi, herkes onu sevdi. Kalbime sevinç getirdi. O benim gururum ve sevinç kaynağımdı. Onunla her vakit gurur duyacağım. Yatak odasında birtakım kıyafetlerine ve oyuncaklarına baktığımda kalbimi kırıyor. Onun tatlı küçük sesini, gülüşünü, gülüşünü, hoş mavi gözlerini ve kızıl saçlarını özlüyorum.”
Santina’nın annesi Bridget O’Donoghue, yaşananları anlatırken bu türlü gözyaşı döktü – (Görsel: YouTube/Cork Red FM)
Santina’nın doğum günü 6 Mayıs’tı. Ailesi doğum gününde kızlarının mezarına gitmek zorunda olduğu için çok üzgün.
Santina’nın annesi Bridget O’Donoghue da “O prematüre bir bebekti. Küçüktü lakin savaşçıydı. Onu birinci gördüğümüz anda onu çok sevdik. Çok yumuşak ve nazikti fakat yeniden de bahadır, kararlı ve biraz savaşçıydı” dedi.
“ÖLENE KADAR UNUTAMAM”
O’Donoghue, 5 Mayıs 2019’un erken saatlerinde çalan kapıyı ve çocuğu hayat için savaşırken hastaneye gelmesi gerektiğini söylemelerini ölene kadar unutmayacağını anlatıyor.
“Etrafta çok fazla tabip ve hemşire var üzereydi. Ne olduğunu anlamadım. Sonunda Santina’nın yaralarından ötürü vefat ettiği söylendi ve ben şoka girdim. Bana söylenenlere inanamadım.
Şanssız bayan evladını son defa görmek istediğince Santina’nın cansız vücudunu yavaşça kucağına verdiler. Santina’nın vücudu baştan ayağa çürüklerle kaplıydı.
Annesi, kızının babasıyla bir gece kalmak için ondan ayrıldığını ve sonraki gün onu göreceğini düşünüyor.
“Umarım Santina’m son anında annesinin, büyükannesinin ve ailesinin sevgisini hatırlamış ve hissetmiştir. Kızım için adalet istiyorum. Onun için yapabileceğim son şey bu olacak. Umarım kısa ömründe benim, erkek ve kız kardeşlerin tarafından ne kadar sevildiğini ve ona nasıl hayran olduğumuzu ve büyükannesiyle paylaştığı bağı hatırlayacaktır.”
Santina, sevdikleri tarafından son seyahatine bu türlü uğurlandı
Bridget O’Donoghue, Harrington’a karşı büyük bir öfke hissettiğini açıklıyor:
“Bir insan iki yaşındaki bir çocuğa nasıl bu kadar acımasız olabilir diye kendime daima soruyorum. Yumuşak ve nazik bir ruh. Bir bebeğe nasıl bu türlü ziyan verebilirsin?”
Yargıç Michael McGrath, Harrington’ı mecburî müebbet mahpus cezasına çarptırdıktan sonra, jüriyi övdü ve onları ömür uzunluğu daha fazla heyet hizmetinden muaf tuttu. Ayrıyeten Santina’nın babası Michael Cawley’i, şartların ‘tarifin ötesinde’ olduğu ‘iç burkan’ davada tabir verirken sergilediği ‘cesaret ve haysiyet’ için övdü.
AKILALMAZ AYRINTILAR MAHKEMEDE ORTAYA ÇIKTI
İki haftalık duruşmada Santina’nın kafatasında kırıklar, iki kaburgasında kırıklar, sağ kolunda ve sol bacağında kırıklar ve tüm bedeninde morluklar da dahil olmak üzere 53 yaralanmaya nasıl maruz kaldığı öğrenildi.
Olay yerine gelen birinci polis memuru olan David Tobin, Santina’nın bir yorganın üzerinde nasıl yattığını ve bir oyuncak bebek üzere göründüğünü anlattı.
‘Bunu en güzel bacaklarının bir oyuncak bebek üzere bükülmüş’ olduğunu söyleyerek tanım edebilirim dedi.
Komşuları, Harrington’ın çocukla alay ettiğini ve ona ‘kapa çeneni’ dediğini duyduğuna dair ispatlar sunarken, gece boyunca daireden gelen ‘büyük bir gürültü’ duyduğunu bildirmişti. Heyete onun küçük Santina’yı ‘alay ettiği, alay ettiği ve korkuttuğu’ söylendi.
Komşular ayrıyeten, Harrington’un sürgülü kapıyı 30 ila 40 kere çarparak, tutarsız bir halde ‘herkes uyansın’ diye bağırdığı apartmandan bağırış ve kükreme duyduklarını bildirdiler.
İSPATLARA KARŞIN CÜRMÜNÜ REDDETTİ
Devlet için çalışan patolog Dr. Margaret Bolster mahkemeye “Kafatası kırığının ağlama yeteneğini durduracağını, çocuğun yaşasaydı komaya gireceğini” anlattı.
Dr. Bolster, Santina’nın travmatik beyin hasarı ve üst omurilik yaralanması ile birlikte çoklu travma ve künt cisim travması nedeniyle alt ekstremite yaralanmaları sonucu öldüğüne dair deliller verdi.
Katili, Santina’yı öldürdüğünü mahkeme boyunca inkar etti
Harrington, cinayetle ilgisi olduğunu şiddetle reddettiği şahit kürsüsünde söz vermişti.
Çapraz sorguya alınan bayan, çocuğun öldürülmesinden kendisinin sorumlu olmadığını söylemişti.
