Almanya’da federal hükümetin Kültür ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth, Deutsche Welle (DW) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Amerika’nın Sesi (VOA) haber portallarına lisans başvurusu yapmadıkları gerekçesiyle erişim mahzuru getirilmesine ait, “Bu, Türkiye’de zati kısıtlanmış olan söz ve basın özgürlüğü için makus bir haber” dedi.
‘Muhataplarımızla eleştirel bir formda görüşmeye devam edeceğiz’
Roth, “Gazetecilerin bilgiye erişiminin ve çalışmalarının giderek azaldığını yakından izliyorum. Federal hükümet olarak bu mevzuyu Türk tarafındaki muhataplarımızla eleştirel bir halde görüşmeye devam edeceğiz. Bağımsız gazetecilik ve farklı görüşlere sahip çeşitli bilgi kaynaklarına erişim, özgür ve adil seçimler için gerekli bir koşuldur” diye konuştu.
Federal Hükümet Sözcüzü Steffen Hebestreit “Bu mevzuda bağımsız bir yayın kuruluşu olarak DW’nin ne üzere çıkarımlarda bulunacağı kendisine bağlıdır. Federal hükümet bu hususta Türk muhataplarla sistemli olarak eleştirel görüş alışverişinde bulunuyor ve Türkiye’de bağımsız gerçeklere dayalı gazetecilik için çalışmaya devam edecek” tabirlerini kullandı.
Öte yandan Hebestreit, DW’nin bu hususta tüzel adımlar atacağını da vurguladı.
‘Erdoğan Türkiye’yi, Çin, Kuzey Kore ve İran ortasına koymuştur’
Ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) dış siyaset sözcüsü Jürgen Hardt da, “Türkiye’de basın özgürlüğünün sistematik olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümeti tarafından baltalanması, Deutsche Welle’nin internet içeriklerine yönelik engelleme kararıyla yeni bir taban noktaya ulaştı” dedi.
Hardt, şöyle devam etti: “Erdoğan, bu kararla Türkiye’yi, vatandaşları interneti yalnızca hükümetlerinin istediği üzere kullanabilen Çin, Kuzey Kore ve İran üzere ülkelerin ortasına koymuştur. Halbuki Türkiye’nin geleceği, hukukun üstünlüğü, özgürlük, demokrasi ve memleketler arası dayanışmada Batı’nın yanındadır. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın da bunu anlamasını umuyoruz.”
Almanya’da federal hükümetin Kültür ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth, Deutsche Welle (DW) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli Amerika’nın Sesi (VOA) haber portallarına lisans başvurusu yapmadıkları gerekçesiyle erişim mahzuru getirilmesine ait, “Bu, Türkiye’de zati kısıtlanmış olan söz ve basın özgürlüğü için makus bir haber” dedi.
‘Muhataplarımızla eleştirel bir formda görüşmeye devam edeceğiz’
Roth, “Gazetecilerin bilgiye erişiminin ve çalışmalarının giderek azaldığını yakından izliyorum. Federal hükümet olarak bu mevzuyu Türk tarafındaki muhataplarımızla eleştirel bir halde görüşmeye devam edeceğiz. Bağımsız gazetecilik ve farklı görüşlere sahip çeşitli bilgi kaynaklarına erişim, özgür ve adil seçimler için gerekli bir koşuldur” diye konuştu.
Federal Hükümet Sözcüzü Steffen Hebestreit “Bu mevzuda bağımsız bir yayın kuruluşu olarak DW’nin ne üzere çıkarımlarda bulunacağı kendisine bağlıdır. Federal hükümet bu hususta Türk muhataplarla sistemli olarak eleştirel görüş alışverişinde bulunuyor ve Türkiye’de bağımsız gerçeklere dayalı gazetecilik için çalışmaya devam edecek” tabirlerini kullandı.
Öte yandan Hebestreit, DW’nin bu hususta tüzel adımlar atacağını da vurguladı.
‘Erdoğan Türkiye’yi, Çin, Kuzey Kore ve İran ortasına koymuştur’
Ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) dış siyaset sözcüsü Jürgen Hardt da, “Türkiye’de basın özgürlüğünün sistematik olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümeti tarafından baltalanması, Deutsche Welle’nin internet içeriklerine yönelik engelleme kararıyla yeni bir taban noktaya ulaştı” dedi.
Hardt, şöyle devam etti: “Erdoğan, bu kararla Türkiye’yi, vatandaşları interneti yalnızca hükümetlerinin istediği üzere kullanabilen Çin, Kuzey Kore ve İran üzere ülkelerin ortasına koymuştur. Halbuki Türkiye’nin geleceği, hukukun üstünlüğü, özgürlük, demokrasi ve memleketler arası dayanışmada Batı’nın yanındadır. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın da bunu anlamasını umuyoruz.”
