Siyah beyazlıların unutulmaz futbolcularından olan, Şenol Güneş periyodunda antrenör olarak da kulüpte vazife alan İlhan Mansız, TRT Spor’un Youtube kanalına açıklamalar yaptı.
Kendisine yöneltilen sorulara cevap veren Mansız, geçmişte çekilen fotoğrafların anısını anlatırken vakit zaman duygusal anlar yaşadı.
İşte İlhan Mansız’a yöneltilen sorular ve cevapları:
Emekli olduktan sonra seni en çok heyecanlandıran Beşiktaş maçı hangisiydi?
Benfica maçı, 3-0’dan 3-3’e getirdiğimiz maç. Bütün Beşiktaşlıların unutamadığı maçlardan biridir, o yüzden heyecanlandıran maçlardan biri o oldu diyebilirim.
Gel bir maç yapacağız deseler, İlhan Mansız’ın kıramayacağı 3 arkadaşı kim olurdu?
Ahmet Dursun var. Aykut Erçetin, Tümer Metin’le özel bir dostluğumuz vardı. Uzun yıllara dayanan lakin son yıllarda ortaya biraz aralık girdi. Fakat benim hayatımda özel bir yeri var. Gerek Samsunspor’da gerek Beşiktaş’ta. Hem futbol zekası hem de entelektüel kişiliğiyle çok farklı bir insan. O yüzden beni maça davet etseydi, kıramayacağım insanların başında gelirdi.
“BEŞİKTAŞ’A BİRİNCİ GELDİĞİM 2001 SENESİ”
Beşiktaş yıllarından eski kadro arkadaşlarıyla çekilen bir fotoğrafı hakkında konuşan Mansız, “Hatırlıyorum. Beşiktaş’a birinci geldiğim 2001 yılı. Ben şöyle bir başlık atayım; 5 silahşör yahut Dalton Kardeşler… Solda Bayram Bektaş; ağır bir ağabeyimizdir, kadro elbisesi, kravatıyla birlikte. Erman Güraçar var yanımızda, hoş bir still. Ortada ben, sağımda Tayfur Havutçu ve en sağda Tümer Metin. Keyifli vakitlerdi. O vakitler İstanbul’a yeni gelmişiz, transfer olduk. Bir defilede yer aldık, hoş fotoğraflar.
Beşiktaş’ın şu anki takımına hangi 3 isimle birlikte oynamak isterdin?
Benim dönemimde fazla kanatlardan beslenmiyorduk. Bir Nihat Kahveci vardı. Sol kanatta doğal İbrahim Üzülmez vardı. Tümer Metin ve Sergen Yalçın’la oynamak bambaşkaydı. Şimdiki takımına baktığımızda sağ tarafta Ghezzal aykırı ayaklı, başka tarafta Cenk Tosun olabilir. Weghorst ile birlikte güzel bir ikili oluşturabilirdik.
ROBERTO CARLOS’A ATTIĞI ŞAHANE ÇALIM HAKKINDA
2002 Dünya Kupası’nda Roberto Carlos’a attığı şık çalımı anlatan Mansız, “Tabii ki bunu bir Dünya Kupası’nda, bilhassa Brezilya üzere güçlü bir rakip karşısında, hatta dünyanın en güzel sol beki Roberto Carlos’a yapmak farklı bir şey fakat sonuçta saha için biz bugün Brezilya’ya karşı oynuyoruz ya da rakip Carlos diye bakmıyoruz. Portföyümde olan bir hareket, Carlos’a karşı yapılması da alışılmış ki daha fazla yankı yarattı. Ama tekrar o günlere geri dönüp hatırlamak hoş.
– Mesleğinde birçok zorluğu deneyim etmiş biri olarak sence futbolcular neyi kesinlikle yapmalı, neyi asla yapmamalı?
O yaştaki beşerlerle empati yapmaya çalıştığımızda farklı bir dünyada yaşadıkları, bunun aslında çok kısa bir periyot olduğunu görülüyor. Sonuçta 20 yaşında profesyonel olsan, 35’ine kadar oynasan, 15 yıllık bir periyot olarak düşündüğünde yakın etrafına çok dikkat etmelerini söylerdim. Bunun yanında fizikî manada özel idmanlar, rehabilitasyon… Sakatlıkları önleyebilecek yoga, pilates stili idmanlar. Onun dışında kitap okumalarını, zihinsel, ufuklarını genişletecek… Kendilerini birçok alanda geliştirmeleri tavsiye ederdim.
“O RUHU ÖZLEDİK” PANKARTI
Beşiktaş taraftarının kendi fotoğrafının yer aldığı “O ruhu özledik” pankartıyla ilgili konuşurken duygulanan Mansız, o anın öyküsünü şu sözlerle anlattı:
“Chelsea maçı, cezamızdan ötürü Schalke’nin stadında oynadığımız maçtı. Orda da John Terry’nin dirseğiyle kaşım yarılmıştı maçın ortasında. Mağlup olduğumuz, kümeden çıkma ümitlerimizi kaybettiğimiz bir maçtı. “O ruhu özledik”, 2002-03 Beşiktaş taraftarının o denli bir özelliği var ki, ekip mağlup durumdayken dahi ümidini yitirmeyen, daima kadrosu destekleyen düzgün ve makus günde yanında olan bir ruh taşıyor. Bu ruhun da alana yansımasını isteyen bir küme. O yüzden onu simgeleyen, o ruhu simgeleyen bir fotoğraf.”
– 5 kırmızı kartla hatırlanan Samsunspor maçında senin dışında kırmızı kart gören 4 futbolcu kimdi?
İlk yarı 3 kırmızı kart vardı. İbrahim Üzülmez, Ahmet Yıldırım, Zago ve dördüncü kartı gören Pancu.
Benim gördüğüm ikinci sarı karttan kırmızı. Son kart da maçı iptal ettirmek ismine zira yenilgiyi kabul etmiyoruz fakat bize karşı sergilenen tavrı da kabul etmiyoruz. Bunun bir isyanıydı ve maçı iptal ettirdik. Bir isyandı alanda gösterdiğimiz.
– Gençlik fotoğrafı hakkında konuşan İlhan Mansız, “Benim Hamidiye Köyü’nde geçirmiş olduğum yıllardan. Yunus Emre Öğretmen Lisesi’nde çekilmiş bir fotoğraf. Almanya’da doğup büyüdüm, 9 yaşında Hamidiye’ye geldik. İlkokul 5’i, ortaokul 1-2-3’ü Türkiye’de okudum. Bu da zannedersen orta 2 yahut 3’teki fotoğrafım. Bayram nedeniyle ailemi ziyaret ettim. Bu fotoğrafı da kız arkadaşıma gösterdim birebirini. Artık görünce gülümsemem gerekiyordu…
– Futbolcu, oyuncu, golfçü, yarışmacı, artistik buz pateni atleti, antrenör… İlhan Mansız şu günlerde ne yapıyor, sıradaki amacı ne?
Çok karışık bir biyografi mi diyelim? Sporu çok seviyorum, mücadeleci bir ruhum var. İşte buna Survivor da dahil. Zira orada da her hafta yahut her gün öteki ekiple yarışıyorsun, çaba ediyorsun. Antrenörlük hiç düşünmüyordum. Ama Beşiktaş’tan teklif gelince alışılmış ki düşünmeden seve seve kabul ettim. Aslında meslek planlamamda çok farklı bir yere gitmeyi düşünüyordum. İşte 35-38’e kadar sakatlıklardan uzak kalsaydım, futbol oynayıp daha sonra futbol şube sorumlusu yahut sportif yönetici olarak kendimi bu alanda da geliştirdim. St Gallen Üniversitesi’nde spor idaresi eğitimi aldım. Şu an için futbolla ilgili bir projem var, yeni bir nesile taraf verebilecek, onlara mentör olabilecek bir proje aklımda var. Kaideyle oluşursa bu türlü bir projeyi hayata geçirmeyi düşünüyorum.
“ÜÇ SENE SONRA BU KELAMLARIN DEĞERİNİ KAVRAYABİLDİK”
1999-2000 dönemindeki Samsunspor yıllarında çekilen ekip fotoğrafını gören Mansız, çok güzel bir takıma sahip olduklarını belirterek “Bu benim ikinci senem galiba. Geldiğim sene dönem açılışı öncesi Lider İsmail Uyanık, Tümer Metin’in eline entelektüel olduğu için ve konuşması düzgün olduğu için bir konuşma hazırlayıp verdi. Taraftarların önünde, Tümer okurken grubun çok argümanlı bir takım olduğunu, şampiyonluğa oynayabileceğini söylediğinde ben bir soluma baktım. ‘Ya dedim; ne diyor kendi kendine’. Lakin üç sene sonra bu kelamların değerini yahut manasını kavrayabildik. Zira yanılmıyorsam, 7 yahut 8 kişi buradan 4 büyük gruba transfer oldu. Yanılmıyorsam hocamız da merhum Erdoğan Arıca’ydı. Kendisiyle çok özel bir bağlantımız vardı. Bir baba-oğul üzere. Vakit zaman küserdi, vakit zaman ben gönlünü kırardım hocanın fakat gönlünü almasını bilirdim. Işık içinde yatsın. Güçlü bir takım güçlü bir grup.” diye konuştu.
– İlhan Mansız içine kapanık bir futbolcu muydu?
Ben aslında komik biri değilim. Bu türlü önemli takılan, işte kitap okuyan kendi başına. Kibirden falan değil; yalnızca sakinliği, huzuru seven bir beşerim, o denli bir üretim var. Tahminen de bu benim bir eksikliğimdi. Grup arkadaşlarımla çok içli-dışlı olmadım.
“ÇOK DUYGULANDIM”
İlhan Mansız son olarak “Zamanda bir seyahat yaptık. “O ruhu özledik” kısmında çok duygulandım, gözyaşlarımı sıkıntı tuttum, o denli söyleyeyim. İtiraf edebilirim.” dedi.
