CHP Küme Başkanvekili Engin Altay; Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “2002 yılında yalnızca bir milyon haneye toplumsal yardım hizmeti verilirken pandemi yardımları hariç tutulduğunda 2021 yılında 4,3 milyon ailemize ulaşılmıştır” açıklamasına reaksiyon gösterdi. Altay, “Dünyanın hangi ülkesinde yardıma muhtaç aile sayısı çoğaldı diye övünen bir hükümet gördünüz” dedi.
CHP Küme Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Engin Altay’ın konuşmasından satır başları şöyle:
‘CHP yasal destek noktasında hazır’
İlla bir şeyi 110 sefer söyleyelim de mi olsun? 3600 kez 3600 dedik, çok şükür, nihayet gerçekleşti. Taban fiyat için feryat ettik, gerçekleşti. Taşerona takım dedik, kısmen gerçekleşti. Elektrik faturalarından TRT hissesini kaldırın dedik, gerçekleşti. Ve son olarak KYK borçlarının faizini, ısrarla faiz demeye devam ediyorum, zira dün Tayyip Beyefendi de faizi tabir etti, silmeyi taahhüt ettiler. ‘Taahhüt ettiler’ diyorum, inşallah burada diğer bir hinlik düşünmezler. Zira tahminen yasal bir desteğe gereksinim olabilir. O denli bir şeye muhtaçlık varsa CHP’nin yasal bir destek noktasında hazır ve nazır olduğunu da buradan belirtmek isterim. Bu KYK kararını vermeden çabucak evvel, esnasında ve sonra; CHP’nin bu bahiste bir polemik yaptığını söylemek, en hafif tabirle TBMM gündeminden habersiz olmak demektir. 2018-2022, 19 kanun teklifimiz var. CHP milletvekilleri 2018’den beri KYK mağdurları için feryat ediyor. Ve en son Sayın Genel Liderimiz, gençlere seslenip, ‘ödemeyin, faizlerini sileceğim, geldiğimiz vakit faizleri sileceğiz’ açıklamasından sonra beyefendileri telaş aldı. Apar topar faizleri silme kararı aldılar.
‘2003’te çocuklar aldıkları 65 lira ile iki tane çeyrek altın alıyordu’
Erdoğan daima şundan övünüyordu, evvel ona bir açıklık getirelim. Efendim Kredi Yurtlar Kurumu’ndan 65 lira burs alınıyor, kredi alınıyor. Artık 850 lira veriyoruz. 65 lira nere 850 lira nere. Cakasını satan Erdoğan’a bir hatırlatma yapalım. 2003’te yani sizin Türkiye’yi devraldığımız devirde, çocuklar aldıkları 65 lira ile iki tane çeyrek altın alıyordu. Artık senin verdiğin bursla krediyle, çocuklar bir çeyreğin yarısını alıyor. Şayet 3 bin 210 lira verirsen 2003’te çocukların aldığı devletten aldığı krediyi bursu yakalamış oluruz. Çocuklarının hepsi üniversite okuyor. Bu çocukların aklıyla dalga geçme, alay etme, bu çocukların aklını küçümseme.
‘EYT’yi ya halledeceğiz ya halledeceğiz’
Ekimde EYT’yi ya halledeceğiz ya halledeceğiz. Paşa paşa halledeceksiniz. Milletin ocağı-şubatı beklemeye tahammülü ve sabrı yok. Sizin Türkiye iktisadını içine soktuğunuz halde, vatandaş yazı tahminen geçirir ancak kış geçmez. EYT’liler için kış hiç geçmez. Ocak-şubat derken bunu martta-nisanda bir seçim rüşveti olarak düşünüyorsanız sakın! Ensenizdeyiz. EYT’nin Meclis’in açıldığı ay hallolması için CHP olarak her şeyi yapacağız. Siz bunun ismine ne derseniz deyin. Efendim ‘bizim yapacağımızı duymuş da Kemal Beyefendi bunun için bu çağrıyı yapmış.’ Ayıp. 19 kanun teklifi vermişiz. Ben daha geçenlerde demişim ki ‘bu ek bütçede çiftçi yok, memur yok, esnaf yok EYT yok’ demişim lakin bu bütçede ‘kur muhafazalı mevduat sahibi zenginler var’ demişim. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Evet ben evvel Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na sonra da Erdoğan’a teşekkür ediyorum, her şeye karşın.
‘Erdoğan’a yakışan en büyük sıfat, ‘bay çelişki’
Erdoğan’a çok sıfat yakıştırdık ancak bugünlerde Erdoğan’a yakışan en büyük sıfat, ‘bay çelişki.’ Şunun için söylüyorum, ‘Bay Kemal şayet sıkıyorsa bunun faiz olduğunu ispatla’ diyor. Birebir konuşma içinde, iki dakika sonra Bay Kemal’in ispatlamasına gerek yok, şöyle söylüyor. ‘Biraz evvelki Kabine Toplantısında kredi geri ödemelerinin rastgele bir enflasyon farkı yahut faiz uygulaması olmaksızın yalnızca alınan ana para üzerinden yapılmasını kararlaştırdık. Yani ana para.’ Erdoğan, Bay Kemal’in bir ispatlamasına gerek yok. Sen cümlenin başında ‘faiz değil’ diyorsun, ikinci paragrafta ‘faiz uygulaması olmaksızın’ diyorsun. Allah aşkına. Hani bir gün evvel söylediğini bir gün sonra yalanladığın çelişkinin çok örneği var da tıpkı kürsüde birebir mikrofonun önünde bir dakika evvel ‘faiz değil’ dediğin şeyi sonra faiz olduğunu itiraf etmek hangi aklın, hangi başın eseri? Bay Kemal, Erdoğan için bir paranoya bir kâbus haline dönüşmüştür. Allah kurtarsın bir kurtuluş yolu var. Sandığı ne kadar erken getirirse Erdoğan, Bay Kemal paranoyasından o kadar çabuk kurtulur.
‘Erdoğan’ın herhalde haberi yok’
Beyefendi diyor ki ‘devletin kasasından bir tek kuruş çıkmadı, otoyol, köprülerden; yatırım düşmanlığıyla ayağımıza çelme takmaya çalışıyorlar’ diyor. Artık Osmangazi’de günlük 40 bin araç geçiş garantisi vermişiz. 44 buçuk dolardan 744 lira eder. Oradan yalnızca köprüden İzmir’e giderseniz 3 bin 600 lirayı buluyor. Fakat yalnızca ‘köprüden bir geçeyim geri döneyim’ derseniz Yalova’dan çıkıp 184 lira ödüyorsunuz. Yani geçen otomobil için 560 lira, geçmeyen otomobil için 744 lirayı kim ödüyor Erdoğan? ‘Cebinden 5 kuruş çıkmıyor’ diyorsun, kim ödüyor bu parayı? Erdoğan’ın herhalde haberi yok. ‘Çanakkale Köprüsü’nde 8 Temmuz’da 14 bin 275 geçmiş ne güzel’ diyorlar. Çanakkale Köprüsü’nün geçiş fiyatı 16 eurodur, müteahhite ödenecek araç başına, 45 bin araç garantisi vermişsin. 45 bin araç, o gün için yalnızca geçen araçlar için 100 lira, geçmeyen 30 bin araç için 300 lira ödedin. Pekala şu soruma yanıt ver Erdoğan. 2007-2021 ortasında köprü ve otoyollara 35 milyar TL ödedin mi ödemedin? Hani ‘devletin kesesinden bir kuruş çıkmıyordu’ ya? Soruyorum.
‘Bankaların karı yüzde 374 arttı’
Bankaların karı, geçen yılın birinci dört ayına nazaran yüzde 374 arttı. Bu bankalar, Merkez Bankası’ndan yüzde 14 faizle para alıyor, sonra vatandaşa yüzde 28’den satıyor. Yetmez. Devlete yüzde 27’den satıyor.
‘Nasıl bir büyüme?’
Zengine diyor ki ‘senin zenginliğini koruyacağım.’ ‘Senin ekmeğine ekme katacağım.’ Yoksula de diyor ki ‘sen sabret şükret.’ Nereye kadar sabır, nereye kadar? Taban fiyat açlık hududunun altında. Kış geliyor, bu kış geçmeyecek. Bu hâlâ sabır tavsiyesinde bulunuyor. Kimin parasını veriyorsun? Bu yoksulun parasını veriyorsun? Yoksulun marketten aldığı çocuk bezinden deterjanına kadar etine ekmeğine sütüne kadar aldığı her şeyden KDV’yi zengine veriyor. Dünyada bu türlü bir ihtimal yok. Zenginden alıp yoksula vermek var lakin yoksuldan toplayıp zengine vermek yok.
‘Kabul edilemez’
Bu millet neyine şükretsin? 2005’te adaletsizlik bu noktada değildi. Son beş ayda bankalar kâr konusunda patlama yapmış. 24 milyar kar eden bankalar 132 milyar kâr etmiş. Birinci 4 ayda ocak-şubat-mart-nisanda. Yalnızca onlar değil ki Türkiye’nin milyonerlerin serveti de yüzde 20 artmış. Vatandaşın serveti de yüzde 20 arttıysa helal olsun Erdoğan’a lakin artmadı. Yazıklar olsun. Bu kabul edilemez. Gaf üstüne gaf pot üstüne pot. Akılla alay etmek pişkinlik bunlarda tavan yapmış. Sayın Nebati diyor ki efendim ‘20002 ‘de 1 milyon haneye toplumsal yardım dayanağı veriyorduk, artık 4 buçuk milyon haneye toplumsal yardım takviyesi veriyoruz.’ Dünyanın hangi ülkesinde yardıma muhtaç aile sayısı çoğaldı diye övünen bir hükümet gördünüz?
‘Aklını başına alacaksın’
Enflasyonda dünya altıncılığımızı hala koruyoruz. Enflasyonda dünyanın en yüksek enflasyonu yaşayan altıncı ülkesiyiz. Erdoğan bırak Avrupa’yı, Amerika’yı. TÜİK’in makyajlı enflasyon yüzde 78.6 ve bizden daha makûs durumda. Suriye, Venezuela, Zimbabve, Sudan, Lübnan var. Beyefendi ne diyor? ‘Avrupa’dan, Amerika’sına kadar global fırtınadan Türkiye’yi kurtaracağız.’ İşsizlikte nasılız Erdoğan? Erdoğan, sabır yok. Milletin sabredecek de şükredecek de bir hali yok. Aklını başına alacaksın. İktisattaki bu makus idare, bilgisizlik ve beceriksizlik de izah edilecek noktayı çoktan geçti. İktisattaki bu berbat idare anca bir ihanet başıyla ihanet mantığıyla izah edilebilir.
‘Meclis’e hırsız girmiş haberimiz yok’
TBMM Başkanlığı’nın 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü Kurul Raporu’nun olmadığı tarafındaki açıklamasının sorulması üzerine Engin Altay, “Meclis’e hırsız girmiş haberimiz yok. Bombalanan bir Meclis’in kendini bombalayan onlarla ilgili kurduğu araştırma kurulu raporunu ortaya koyamaması ayıp ötesi bir şeydir. Rapor var. Muhtemelen imha etmişlerdir. Bu kurul 26 Temmuz’da kuruldu. Biz 3 Ağustos’ta üyelerimizi verdik. AK Parti 20 Ağustos’ta zar sıkıntı bağıra çağıra üyelerini verdi. 4 Ocak’ta çalışmalar bitti. 12 Temmuz’da rapor sunuldu. Ortadan geçen onca vakitten sonra CHP itiraz etti. Kendisini bombalayan Meclis’in kendisini bombalayanlar ile ilgili kurduğu komite raporunu kaybetmesi ayıptır” dedi.
CHP Küme Başkanvekili Engin Altay; Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, “2002 yılında yalnızca bir milyon haneye toplumsal yardım hizmeti verilirken pandemi yardımları hariç tutulduğunda 2021 yılında 4,3 milyon ailemize ulaşılmıştır” açıklamasına reaksiyon gösterdi. Altay, “Dünyanın hangi ülkesinde yardıma muhtaç aile sayısı çoğaldı diye övünen bir hükümet gördünüz” dedi.
CHP Küme Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Engin Altay’ın konuşmasından satır başları şöyle:
‘CHP yasal destek noktasında hazır’
İlla bir şeyi 110 sefer söyleyelim de mi olsun? 3600 kez 3600 dedik, çok şükür, nihayet gerçekleşti. Taban fiyat için feryat ettik, gerçekleşti. Taşerona takım dedik, kısmen gerçekleşti. Elektrik faturalarından TRT hissesini kaldırın dedik, gerçekleşti. Ve son olarak KYK borçlarının faizini, ısrarla faiz demeye devam ediyorum, zira dün Tayyip Beyefendi de faizi tabir etti, silmeyi taahhüt ettiler. ‘Taahhüt ettiler’ diyorum, inşallah burada diğer bir hinlik düşünmezler. Zira tahminen yasal bir desteğe gereksinim olabilir. O denli bir şeye muhtaçlık varsa CHP’nin yasal bir destek noktasında hazır ve nazır olduğunu da buradan belirtmek isterim. Bu KYK kararını vermeden çabucak evvel, esnasında ve sonra; CHP’nin bu bahiste bir polemik yaptığını söylemek, en hafif tabirle TBMM gündeminden habersiz olmak demektir. 2018-2022, 19 kanun teklifimiz var. CHP milletvekilleri 2018’den beri KYK mağdurları için feryat ediyor. Ve en son Sayın Genel Liderimiz, gençlere seslenip, ‘ödemeyin, faizlerini sileceğim, geldiğimiz vakit faizleri sileceğiz’ açıklamasından sonra beyefendileri telaş aldı. Apar topar faizleri silme kararı aldılar.
‘2003’te çocuklar aldıkları 65 lira ile iki tane çeyrek altın alıyordu’
Erdoğan daima şundan övünüyordu, evvel ona bir açıklık getirelim. Efendim Kredi Yurtlar Kurumu’ndan 65 lira burs alınıyor, kredi alınıyor. Artık 850 lira veriyoruz. 65 lira nere 850 lira nere. Cakasını satan Erdoğan’a bir hatırlatma yapalım. 2003’te yani sizin Türkiye’yi devraldığımız devirde, çocuklar aldıkları 65 lira ile iki tane çeyrek altın alıyordu. Artık senin verdiğin bursla krediyle, çocuklar bir çeyreğin yarısını alıyor. Şayet 3 bin 210 lira verirsen 2003’te çocukların aldığı devletten aldığı krediyi bursu yakalamış oluruz. Çocuklarının hepsi üniversite okuyor. Bu çocukların aklıyla dalga geçme, alay etme, bu çocukların aklını küçümseme.
‘EYT’yi ya halledeceğiz ya halledeceğiz’
Ekimde EYT’yi ya halledeceğiz ya halledeceğiz. Paşa paşa halledeceksiniz. Milletin ocağı-şubatı beklemeye tahammülü ve sabrı yok. Sizin Türkiye iktisadını içine soktuğunuz halde, vatandaş yazı tahminen geçirir ancak kış geçmez. EYT’liler için kış hiç geçmez. Ocak-şubat derken bunu martta-nisanda bir seçim rüşveti olarak düşünüyorsanız sakın! Ensenizdeyiz. EYT’nin Meclis’in açıldığı ay hallolması için CHP olarak her şeyi yapacağız. Siz bunun ismine ne derseniz deyin. Efendim ‘bizim yapacağımızı duymuş da Kemal Beyefendi bunun için bu çağrıyı yapmış.’ Ayıp. 19 kanun teklifi vermişiz. Ben daha geçenlerde demişim ki ‘bu ek bütçede çiftçi yok, memur yok, esnaf yok EYT yok’ demişim lakin bu bütçede ‘kur muhafazalı mevduat sahibi zenginler var’ demişim. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Evet ben evvel Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na sonra da Erdoğan’a teşekkür ediyorum, her şeye karşın.
‘Erdoğan’a yakışan en büyük sıfat, ‘bay çelişki’
Erdoğan’a çok sıfat yakıştırdık ancak bugünlerde Erdoğan’a yakışan en büyük sıfat, ‘bay çelişki.’ Şunun için söylüyorum, ‘Bay Kemal şayet sıkıyorsa bunun faiz olduğunu ispatla’ diyor. Birebir konuşma içinde, iki dakika sonra Bay Kemal’in ispatlamasına gerek yok, şöyle söylüyor. ‘Biraz evvelki Kabine Toplantısında kredi geri ödemelerinin rastgele bir enflasyon farkı yahut faiz uygulaması olmaksızın yalnızca alınan ana para üzerinden yapılmasını kararlaştırdık. Yani ana para.’ Erdoğan, Bay Kemal’in bir ispatlamasına gerek yok. Sen cümlenin başında ‘faiz değil’ diyorsun, ikinci paragrafta ‘faiz uygulaması olmaksızın’ diyorsun. Allah aşkına. Hani bir gün evvel söylediğini bir gün sonra yalanladığın çelişkinin çok örneği var da tıpkı kürsüde birebir mikrofonun önünde bir dakika evvel ‘faiz değil’ dediğin şeyi sonra faiz olduğunu itiraf etmek hangi aklın, hangi başın eseri? Bay Kemal, Erdoğan için bir paranoya bir kâbus haline dönüşmüştür. Allah kurtarsın bir kurtuluş yolu var. Sandığı ne kadar erken getirirse Erdoğan, Bay Kemal paranoyasından o kadar çabuk kurtulur.
‘Erdoğan’ın herhalde haberi yok’
Beyefendi diyor ki ‘devletin kasasından bir tek kuruş çıkmadı, otoyol, köprülerden; yatırım düşmanlığıyla ayağımıza çelme takmaya çalışıyorlar’ diyor. Artık Osmangazi’de günlük 40 bin araç geçiş garantisi vermişiz. 44 buçuk dolardan 744 lira eder. Oradan yalnızca köprüden İzmir’e giderseniz 3 bin 600 lirayı buluyor. Fakat yalnızca ‘köprüden bir geçeyim geri döneyim’ derseniz Yalova’dan çıkıp 184 lira ödüyorsunuz. Yani geçen otomobil için 560 lira, geçmeyen otomobil için 744 lirayı kim ödüyor Erdoğan? ‘Cebinden 5 kuruş çıkmıyor’ diyorsun, kim ödüyor bu parayı? Erdoğan’ın herhalde haberi yok. ‘Çanakkale Köprüsü’nde 8 Temmuz’da 14 bin 275 geçmiş ne güzel’ diyorlar. Çanakkale Köprüsü’nün geçiş fiyatı 16 eurodur, müteahhite ödenecek araç başına, 45 bin araç garantisi vermişsin. 45 bin araç, o gün için yalnızca geçen araçlar için 100 lira, geçmeyen 30 bin araç için 300 lira ödedin. Pekala şu soruma yanıt ver Erdoğan. 2007-2021 ortasında köprü ve otoyollara 35 milyar TL ödedin mi ödemedin? Hani ‘devletin kesesinden bir kuruş çıkmıyordu’ ya? Soruyorum.
‘Bankaların karı yüzde 374 arttı’
Bankaların karı, geçen yılın birinci dört ayına nazaran yüzde 374 arttı. Bu bankalar, Merkez Bankası’ndan yüzde 14 faizle para alıyor, sonra vatandaşa yüzde 28’den satıyor. Yetmez. Devlete yüzde 27’den satıyor.
‘Nasıl bir büyüme?’
Zengine diyor ki ‘senin zenginliğini koruyacağım.’ ‘Senin ekmeğine ekme katacağım.’ Yoksula de diyor ki ‘sen sabret şükret.’ Nereye kadar sabır, nereye kadar? Taban fiyat açlık hududunun altında. Kış geliyor, bu kış geçmeyecek. Bu hâlâ sabır tavsiyesinde bulunuyor. Kimin parasını veriyorsun? Bu yoksulun parasını veriyorsun? Yoksulun marketten aldığı çocuk bezinden deterjanına kadar etine ekmeğine sütüne kadar aldığı her şeyden KDV’yi zengine veriyor. Dünyada bu türlü bir ihtimal yok. Zenginden alıp yoksula vermek var lakin yoksuldan toplayıp zengine vermek yok.
‘Kabul edilemez’
Bu millet neyine şükretsin? 2005’te adaletsizlik bu noktada değildi. Son beş ayda bankalar kâr konusunda patlama yapmış. 24 milyar kar eden bankalar 132 milyar kâr etmiş. Birinci 4 ayda ocak-şubat-mart-nisanda. Yalnızca onlar değil ki Türkiye’nin milyonerlerin serveti de yüzde 20 artmış. Vatandaşın serveti de yüzde 20 arttıysa helal olsun Erdoğan’a lakin artmadı. Yazıklar olsun. Bu kabul edilemez. Gaf üstüne gaf pot üstüne pot. Akılla alay etmek pişkinlik bunlarda tavan yapmış. Sayın Nebati diyor ki efendim ‘20002 ‘de 1 milyon haneye toplumsal yardım dayanağı veriyorduk, artık 4 buçuk milyon haneye toplumsal yardım takviyesi veriyoruz.’ Dünyanın hangi ülkesinde yardıma muhtaç aile sayısı çoğaldı diye övünen bir hükümet gördünüz?
‘Aklını başına alacaksın’
Enflasyonda dünya altıncılığımızı hala koruyoruz. Enflasyonda dünyanın en yüksek enflasyonu yaşayan altıncı ülkesiyiz. Erdoğan bırak Avrupa’yı, Amerika’yı. TÜİK’in makyajlı enflasyon yüzde 78.6 ve bizden daha makûs durumda. Suriye, Venezuela, Zimbabve, Sudan, Lübnan var. Beyefendi ne diyor? ‘Avrupa’dan, Amerika’sına kadar global fırtınadan Türkiye’yi kurtaracağız.’ İşsizlikte nasılız Erdoğan? Erdoğan, sabır yok. Milletin sabredecek de şükredecek de bir hali yok. Aklını başına alacaksın. İktisattaki bu makus idare, bilgisizlik ve beceriksizlik de izah edilecek noktayı çoktan geçti. İktisattaki bu berbat idare anca bir ihanet başıyla ihanet mantığıyla izah edilebilir.
‘Meclis’e hırsız girmiş haberimiz yok’
TBMM Başkanlığı’nın 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü Kurul Raporu’nun olmadığı tarafındaki açıklamasının sorulması üzerine Engin Altay, “Meclis’e hırsız girmiş haberimiz yok. Bombalanan bir Meclis’in kendini bombalayan onlarla ilgili kurduğu araştırma kurulu raporunu ortaya koyamaması ayıp ötesi bir şeydir. Rapor var. Muhtemelen imha etmişlerdir. Bu kurul 26 Temmuz’da kuruldu. Biz 3 Ağustos’ta üyelerimizi verdik. AK Parti 20 Ağustos’ta zar sıkıntı bağıra çağıra üyelerini verdi. 4 Ocak’ta çalışmalar bitti. 12 Temmuz’da rapor sunuldu. Ortadan geçen onca vakitten sonra CHP itiraz etti. Kendisini bombalayan Meclis’in kendisini bombalayanlar ile ilgili kurduğu komite raporunu kaybetmesi ayıptır” dedi.
