İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Teke Tek programında Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlıyor. İmamoğlu, doğal afetlerde vazifesinin başında olmayıp tatile gittiği tarafındaki tenkitlere “Benden evvelki belediye liderlerinde en az müsaade alan benim 3 katım müsaade almış. Sayın Cumhurbaşkanı belediye lideriyken neredeyse benim 4 katım tatil yapmış” biçiminde karşılık verdi.
İmamoğlu ayrıyeten, “3 yılda 107 noktada 10,2 milyar TL yatırım yaparak sel ve su baskını sıkıntısını çözdük. İstanbul’da artık denizle kara birleşmiyor” tabirlerine yer verdi.
İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şu halde:
Eleştiriyi dinlemeyi seviyorum. Otoriter rejimin Türkiye’ye ödettiği bedeli bir daha yaşatmaması ismine, onun bir nimet olduğunu, doğal linçi bunun içine katmıyorum. Bu ülkenin tenkide gereksinimi var. Yöneticilerin var. Yöneticilerin esprisi yapılamıyor yıllardır. Geçenlerde Güldür Güldür’de bir skeç yapıldı onun bir modülü olduğu için çok keyifli oldum. Zeka dolu tenkitlerin bize büyük yararı var.
Tatil tenkitlerine yanıt
Ben tatil meraklısı bir insan değilim. Tahminen eşim de yıllardır en çok münakaşa ettiğimiz alan bu alan. Evliliğe karar verdiğimde, babamın birinci lafı “Sen çalışma delisisin” oldu. İş ömrümde daima çalıştım. Artık de öyleyim. Burada ben tatilci bir belediye lideriyim yoksa her anı mercek altında insanların gözünün içine sokularak manipüle edilecek pozisyonda mıyım. Üç yılda dört tatilimi de biliyorsunuz. Toplam 20 gün üç senede. Bana en yakını benim üç katım tatil yapmış.
Yedi buçuk ay bir kampanya maratonu üstüne Bodrum’a gittim. Geldiğimde de o malum ki o devirde 8-10 yerde su baskını oldu. O durumu gördüm, utanç duydum. Yeterli ki o süreci yaşadık. Tam 107 noktada sel baskını yapılan yerlerin tespitini yaptık. 10.2 milyar lira yerin altına yatırım yaptık. Şu anda İstanbul bu imgeleri yaşamıyor. Üsküdar’da deniz kara ile birleşmiyor. Hiçbir yerde yok.
Esenyurt’ta dere yatağını imara açmışsınız. Dünyada var mı bu Allah aşkına? Münasebetiyle her yağmurda o sokağı sel basıyor. Ben Fethiye’de iken denk geldi. Koca İstanbul’da yalnızca bir sokakta ve işin devam ettiği bir yerde sel oldu. Sel olduğunda ben çizmeleri giyip oraya gidecek belediye lideri değilim. Çizmeleri daha evvel giydim.
“İşin gösteri kısmında olmam”
Benim o saatte İstanbul’a yetişmem mümkün değil. Gece 3.30. İstanbul’un diğer yerinde baskın yok. Tek noktada sorun var. 3600 işçi çalışıyor. İSKİ Genel Müdürü orada. Ben telefon başındayım. İş çözülmüş. Bakan orada. Bu iş bitmiş, gelip orada çizme giyip gösteri mu yapmalıyım? Ben hanedan babası değilim ben aile babasıyım. İktidar nimetleri ortasında dönen çocuğum yok. Ben aileme vakit ayırdım. İşin gösteri tarafında olmam.
‘Bunları unutturmayacağım’
Benim MOBESE’den takip edilme sürecimin üstünü kapatmaya çalışanlar… Bunu unutturmayacağım. Ben tehdit ediliyorum, müracaatta bulunuyorum. Bu natürel duyuluyor, basına düşüyor. İçişleri Bakanı açıklama yapıyor, “Bizde bu türlü bir bilgi yok” diyor. Vatandaş tutuklanıyor, “Basına düşmeseydi vazgeçmeyecektik” diye sözü var. Bunu da unutturmayacağım. Tekrar bir tehdit alıyoruz, ihbarda bulunuyoruz. İlgilenilmiyor. Bir tanesi eğitimci Nazmi Arıkan’ı öldüren kişi. Bu hangi akıl biliyor musunuz? Seçim iptal oldu bir sürü münasebet aradılar. Artık İçişleri Bakanı televizyonda çok önemli bir şey söylermişcesine… Cumhurbaşkanı cuma çıkışında “Çaldılar” diyor, yanında Diyanet İşleri Lideri, ki benim Diyanet İşleri Liderim değil. İçişleri Bakanı ne yapsın… “Sandık başında terörle iltisaklı şahıslar tespit ettik” dedi. Bir kişi sorgulandı mı, cezaevine girdi mi? Demokrasinin yüz karası günlerdi. Artık iftiranın, manipülasyonun peşindeler. Ben bunlara karşı duyarsız kalmam. Ben bu insanlara karşı büyük çaba veriyorum.
Murat Ongun açıklaması
(Eski Sözcüsü Murat Ongun’un Karadeniz gezisi ile ilgili tenkitlere ‘İt ürür kervan yürür’ yanıtı) Murat kardeşim babasını kaybetti, başı sağ olsun. O cümleyi duyar duymaz kendisi ile konuştum. Fakat Murat’ın cümleleri değil. Ben Murat’a güveniyorum. Doğruları yapmaya çaba eden biri. O da yanılgılar yaptı lakin benim yol arkadaşım. O vakit baktım ki bizim bu sözcü sorunu yanlış anlaşılabiliyor. Sözcülük sorununu kaldırdık. “Vız gelir tırıs gider” sözlerim de eleştirildi. Sonraki gün özür diledim. Kusur yapabilirim. Üç yıllık siyaset ömründe birkaç kelam üzerinden bir psikoloji tanımı yapmayı uygun bulmuyorum.
‘Temel atmama töreni’ açıklaması
Temel atmama merasiminde vermek istediğimiz bildiri, uçuk kaçık israf projelerinin artık bittiğidir. İptal ettiğimiz Silahtarağa’daki atık su arıtma tesisinin olduğu bölgeye hizmet edecek 2 yeni tesis zati yapılıyor.
Bizden evvelki devirde İstanbul’da orman alanlarında 751.590 bin m2 inşaat alanı üretilmiş.
‘İstanbul’a ihanet ettik diyenlerle siyaset yarışı veriyoruz’
Biz şu an bu kentte birkaç yarış birden veriyoruz. Bitirilmeyen hatta hiç başlanmayan 10 metroda birden çalışıyoruz. Yerin altında 10 binin üzerinde insan çalışıyor. Dev güç tesislerini kuruyoruz. Belediyenin işi değil lakin katı atık yakma tesisi 1.6 milyon insanın gücünü üretiyor.
380 bin anneye kart dağıttık, çocuklarıyla birlikte fiyatsız dolaşsınlar diye. Yanlış kent siyasetleri üzerinden en derin yoksulluğun yaşandığı kenttir İstanbul. 200 bin çocuğa süt dağıtıyoruz. Tek bir fotoğraf gördünüz mü? Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp sordu, kelam verdiniz yapmadınız dedi.
Şu anda 32 tane kreş var, seneye 10 bin çocuk eğitim olacak. Bizden evvel sıfırdı. Her şeyi diğerlerine devrettiler. 3 senede 5 bine çıkaran 10 senede yurt sıkıntısını çözer. Bizi kendilerinin 25 yıllık devriyle kıyaslıyorlar. İstanbul’a ihanet ettik diyenlerle siyaset yarışı veriyoruz. Kelam verdiğimiz işlerde, bütün engellemelerine karşın en az yüzde 65-70 muvaffakiyete ulaştık.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Teke Tek programında Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlıyor. İmamoğlu, doğal afetlerde vazifesinin başında olmayıp tatile gittiği tarafındaki tenkitlere “Benden evvelki belediye liderlerinde en az müsaade alan benim 3 katım müsaade almış. Sayın Cumhurbaşkanı belediye lideriyken neredeyse benim 4 katım tatil yapmış” biçiminde karşılık verdi.
İmamoğlu ayrıyeten, “3 yılda 107 noktada 10,2 milyar TL yatırım yaparak sel ve su baskını sıkıntısını çözdük. İstanbul’da artık denizle kara birleşmiyor” tabirlerine yer verdi.
İmamoğlu’nun açıklamalarından satır başları şu halde:
Eleştiriyi dinlemeyi seviyorum. Otoriter rejimin Türkiye’ye ödettiği bedeli bir daha yaşatmaması ismine, onun bir nimet olduğunu, doğal linçi bunun içine katmıyorum. Bu ülkenin tenkide gereksinimi var. Yöneticilerin var. Yöneticilerin esprisi yapılamıyor yıllardır. Geçenlerde Güldür Güldür’de bir skeç yapıldı onun bir modülü olduğu için çok keyifli oldum. Zeka dolu tenkitlerin bize büyük yararı var.
Tatil tenkitlerine yanıt
Ben tatil meraklısı bir insan değilim. Tahminen eşim de yıllardır en çok münakaşa ettiğimiz alan bu alan. Evliliğe karar verdiğimde, babamın birinci lafı “Sen çalışma delisisin” oldu. İş ömrümde daima çalıştım. Artık de öyleyim. Burada ben tatilci bir belediye lideriyim yoksa her anı mercek altında insanların gözünün içine sokularak manipüle edilecek pozisyonda mıyım. Üç yılda dört tatilimi de biliyorsunuz. Toplam 20 gün üç senede. Bana en yakını benim üç katım tatil yapmış.
Yedi buçuk ay bir kampanya maratonu üstüne Bodrum’a gittim. Geldiğimde de o malum ki o devirde 8-10 yerde su baskını oldu. O durumu gördüm, utanç duydum. Yeterli ki o süreci yaşadık. Tam 107 noktada sel baskını yapılan yerlerin tespitini yaptık. 10.2 milyar lira yerin altına yatırım yaptık. Şu anda İstanbul bu imgeleri yaşamıyor. Üsküdar’da deniz kara ile birleşmiyor. Hiçbir yerde yok.
Esenyurt’ta dere yatağını imara açmışsınız. Dünyada var mı bu Allah aşkına? Münasebetiyle her yağmurda o sokağı sel basıyor. Ben Fethiye’de iken denk geldi. Koca İstanbul’da yalnızca bir sokakta ve işin devam ettiği bir yerde sel oldu. Sel olduğunda ben çizmeleri giyip oraya gidecek belediye lideri değilim. Çizmeleri daha evvel giydim.
“İşin gösteri kısmında olmam”
Benim o saatte İstanbul’a yetişmem mümkün değil. Gece 3.30. İstanbul’un diğer yerinde baskın yok. Tek noktada sorun var. 3600 işçi çalışıyor. İSKİ Genel Müdürü orada. Ben telefon başındayım. İş çözülmüş. Bakan orada. Bu iş bitmiş, gelip orada çizme giyip gösteri mu yapmalıyım? Ben hanedan babası değilim ben aile babasıyım. İktidar nimetleri ortasında dönen çocuğum yok. Ben aileme vakit ayırdım. İşin gösteri tarafında olmam.
‘Bunları unutturmayacağım’
Benim MOBESE’den takip edilme sürecimin üstünü kapatmaya çalışanlar… Bunu unutturmayacağım. Ben tehdit ediliyorum, müracaatta bulunuyorum. Bu natürel duyuluyor, basına düşüyor. İçişleri Bakanı açıklama yapıyor, “Bizde bu türlü bir bilgi yok” diyor. Vatandaş tutuklanıyor, “Basına düşmeseydi vazgeçmeyecektik” diye sözü var. Bunu da unutturmayacağım. Tekrar bir tehdit alıyoruz, ihbarda bulunuyoruz. İlgilenilmiyor. Bir tanesi eğitimci Nazmi Arıkan’ı öldüren kişi. Bu hangi akıl biliyor musunuz? Seçim iptal oldu bir sürü münasebet aradılar. Artık İçişleri Bakanı televizyonda çok önemli bir şey söylermişcesine… Cumhurbaşkanı cuma çıkışında “Çaldılar” diyor, yanında Diyanet İşleri Lideri, ki benim Diyanet İşleri Liderim değil. İçişleri Bakanı ne yapsın… “Sandık başında terörle iltisaklı şahıslar tespit ettik” dedi. Bir kişi sorgulandı mı, cezaevine girdi mi? Demokrasinin yüz karası günlerdi. Artık iftiranın, manipülasyonun peşindeler. Ben bunlara karşı duyarsız kalmam. Ben bu insanlara karşı büyük çaba veriyorum.
Murat Ongun açıklaması
(Eski Sözcüsü Murat Ongun’un Karadeniz gezisi ile ilgili tenkitlere ‘İt ürür kervan yürür’ yanıtı) Murat kardeşim babasını kaybetti, başı sağ olsun. O cümleyi duyar duymaz kendisi ile konuştum. Fakat Murat’ın cümleleri değil. Ben Murat’a güveniyorum. Doğruları yapmaya çaba eden biri. O da yanılgılar yaptı lakin benim yol arkadaşım. O vakit baktım ki bizim bu sözcü sorunu yanlış anlaşılabiliyor. Sözcülük sorununu kaldırdık. “Vız gelir tırıs gider” sözlerim de eleştirildi. Sonraki gün özür diledim. Kusur yapabilirim. Üç yıllık siyaset ömründe birkaç kelam üzerinden bir psikoloji tanımı yapmayı uygun bulmuyorum.
‘Temel atmama töreni’ açıklaması
Temel atmama merasiminde vermek istediğimiz bildiri, uçuk kaçık israf projelerinin artık bittiğidir. İptal ettiğimiz Silahtarağa’daki atık su arıtma tesisinin olduğu bölgeye hizmet edecek 2 yeni tesis zati yapılıyor.
Bizden evvelki devirde İstanbul’da orman alanlarında 751.590 bin m2 inşaat alanı üretilmiş.
‘İstanbul’a ihanet ettik diyenlerle siyaset yarışı veriyoruz’
Biz şu an bu kentte birkaç yarış birden veriyoruz. Bitirilmeyen hatta hiç başlanmayan 10 metroda birden çalışıyoruz. Yerin altında 10 binin üzerinde insan çalışıyor. Dev güç tesislerini kuruyoruz. Belediyenin işi değil lakin katı atık yakma tesisi 1.6 milyon insanın gücünü üretiyor.
380 bin anneye kart dağıttık, çocuklarıyla birlikte fiyatsız dolaşsınlar diye. Yanlış kent siyasetleri üzerinden en derin yoksulluğun yaşandığı kenttir İstanbul. 200 bin çocuğa süt dağıtıyoruz. Tek bir fotoğraf gördünüz mü? Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp sordu, kelam verdiniz yapmadınız dedi.
Şu anda 32 tane kreş var, seneye 10 bin çocuk eğitim olacak. Bizden evvel sıfırdı. Her şeyi diğerlerine devrettiler. 3 senede 5 bine çıkaran 10 senede yurt sıkıntısını çözer. Bizi kendilerinin 25 yıllık devriyle kıyaslıyorlar. İstanbul’a ihanet ettik diyenlerle siyaset yarışı veriyoruz. Kelam verdiğimiz işlerde, bütün engellemelerine karşın en az yüzde 65-70 muvaffakiyete ulaştık.
