CHP başkanının son büyük çıkışı “kaçış planı” konusunda, iktidar partisi neredeyse kanal kanal dolaştırarak sözcülerini konuşturdu.
Kuşkusuz en kıymetli beyan “suç duyurusu” oldu. Erdoğan ailesi ismine harekete geçen parti kurmayları, ABD’ye para transferine dair suçlamaları yargıya taşıyacağını açıkladı.
Atlanan önemli bir ayrıntı var.
CHP başkanı, Erdoğan ailesinin para transferleri konusunda birinci kere konuşmuyor.
Kelamları, evrakları ve suçlamaları da birinci sefer yargıya taşınmıyor.
Esasen bu yüzden güçlü bir “emsal” desteği var.
Şimdi geçen ay…
Man Adası ile ilgili Erdoğan’a ve ailesine dokümanlı suçlamalarda bulunan Kılıçdaroğlu’na verilen tazminat cezaları Yargıtay tarafından bozuldu.
Husus yalnızca Man Adası ile ilgili vergi cennetliği penceresinden ele alındı. Haberlerde de şimdi ayrıntı olmadığından kısıtlı yorumlar yapılabildi.
Meğer durum çok daha kapsamlı görünüyor.
Elimdeki Yargıtay’ın son gerekçeli karar ilamı “emsal var” diyor.
Geçen ay bozulan kararlardan biri, bugün iktidar tarafından yapılan hata duyurusuna da bir karşılık niteliğinde.
Lokal mahkeme Kılıçdaroğlu’nu, Erdoğan ailesinin Man adasına para transferleri konusundaki suçlamalarından dolayı tazminat ödemeye mahkum etmişti.
Yargıtay geçen ay bozduğu bu kararı şöyle gerekçelendirmiş:
“Davalının davaya mevzu ve TBMM’de yaptığı konuşmalarda ileri sürdüğü tezler davacı Cumhurbaşkanı’nın yakınları ile bir kısım davacıları ilgilendiren ve bir kısım swift gönderimi içeren banka para hareketlerine ait bilgi ve dokümanlara dayandırılmaktadır. Ayrıyeten bu evrakların düzmeceliği konusunda da rastgele bir tespit bulunmamaktadır.”
Yargıtay, bununla da hudutlu kalmamış:
“Buna nazaran davaya mevzu kelam ve sözler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kamu faydası içeren siyasi açıklamalar olup baskın formda politik alanda kalmaktadır.”
Yargıtay’ın son vurguları ise bugünkü para transferi suçlamalarını da “hukuken” koruyor:
“Demokratik toplumda müdahaleyi gerekli kılan bir hal kelam konusu değildir. Tersine demokratik toplumun korunması ve çoğulculuğun sağlanması için söz özgürlüğü kapsamında korunmalıdır.”
Bitti mi? Hayır.
Buyurun devamı:
“Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin istikrar bulmuş içtihatlarına nazaran de tabir özgürlüğü hudutları içerisinde kaldığı ve davacıların kişilik haklarına taarruz oluşturmadığından, davalının tazminat ile sorumlu tutulması yerinde görülmemiş, davanın tümden reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Birinci Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.”
Tekrar bugüne dönelim.
Kılıçdaroğlu bir kere daha para transferi konusundaki dokümanları ve suçlamaları ile bir “kaçış planı” savını ortaya atıyor.
İktidar, CHP önderini yargıya şikayet edeceğini açıklıyor.
Ama görünen o ki; yargı bu mevzularda kelamını çoktan söylemiş ve emsal kararını ilan etmiş.
Hem de çok yakın bir vakitte.
Üstelik “neredeyse” tıpkı para transferi suçlamaları ile ilgili.
Birinde adres Man Adası, başkasında ABD.
Özetle; Kılıçdaroğlu’nun yargı desteği keskin bir gerçek.
