TÜED Genel Başkanı Kazım Ergün, bugün yazılı açıklama yaptı. Emeklilere yönelik yapılan düzenlemelerde emekliler ortasında ayrımcılık yapıldığını belirten Ergün, çalışan-çalışmayan, Toplumsal Güvenlik Dayanak Primi (SGDP) ödeyen-ödemeyen formunda örnek verdi.
Ergün, şunları kaydetti:
TEK ÇATI ÖNÜMÜZE GELDİĞİNDE BÜTÜN AYRIMCILIKLARIN, ADALETSİZLİKLERİN ORTADAN KALKACAĞINA İNANMIŞTIK
Tek çatı sistemi önümüze bir ıslahat olarak sunulduğunda bütün ayrımcılıkların, haksızlıkların, adaletsizliklerin ortadan kalkacağına inanmıştık. Cumhuriyetin 100’üncü yılı sebebiyle emeklilere bir kereye mahsus olmak üzere verilecek olan ikramiyenin ne Cumhuriyet’e ne 100 yıla ne de emekliye layık olmayacağını açıkça tabir etmiştik. Bu sayının en azından 10 bin TL olarak ve hiçbir emekliyi ötekileştirmeden, herkese eşit bir halde verilmesi gerektiğini söylemiştik lakin bugün gelinen noktada çalışan-çalışmayan emekli ayrımı yapılarak bir kısım emekliye bu ikramiyenin verilmeyeceğini gördük.
BİR DEVLETİN ÖZ EVLATLARI, ÜVEY EVLATLARI AYRIMI OLMAZ
Diğer taraftan hak sahibi olan dul ve yetimlerimize de ödemenin hisseleri oranında yapılacağını gördük. Bir devletin öz evlatları, üvey evlatları ayrımı olmaz. Yapılan tam da budur. İsmine ister ek ödeme deyin, ister bayram ikramiyesi deyin, bu durum Anayasa’nın eşitlik unsuruna ters olduğu üzere Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına da yakışmamıştır. Üstelik çalışan emekliler 12 ay boyunca hem devlete vergi ödeyerek hem de toplumsal güvenlik sistemine hiçbir karşılığı olmadığı halde Toplumsal Güvenlik Takviye Primi ödeyerek bu ikramiyeyi hak edenler olmaktadırlar.
BU DURUM NE VİCDANLARA SIĞAR, NE ADALETE SIĞAR, NE DE TOPLUMSAL GÜVENLİĞİN NİMET-KÜLFET İSTİKRARI UNSURUNA UYAR
Asgari fiyatla çalışan bir emekli, bugünün koşullarında her ay 1006,09 TL sigorta primi ödemektedir. Bunun yanı sıra patronu de kendisi için 3 bin 286,55 TL sigorta primi ödemektedir. Ödemelerin toplamı 4 bin 443,55 TL’dir. Çalışan emekli dediğimiz kesim, geçmişte emekli olmadan evvelki çalışma ömründe, bütün sigorta primlerini ve vergilerini sistemli olarak ödeyerek kutsal emeklilik hakkını kazanmıştır lakin, geçinemediği için yine çalışmak zorunda kalmış ve hiçbir karşılığı olmayan, kendisine bir yararı dokunmayan, yalnızca Toplumsal Güvenlik Sistemi’ne katkı sağlayan SGDP’leri ödemektedir.
Hem çalışma hayatında hem emeklilikteki çalışma hayatında olmak üzere 2 kere sigorta primi ödeyen emeklilerimiz bütün bunlar yetmezmiş üzere hem gittiği hastanelerde hem de ilaç aldığı eczanelerde sıhhat katkı hisseleri ödemek zorunda bırakılmıştır. Bu durum ne vicdanlara sığar, ne adalete sığar, ne de toplumsal güvenliğin nimet-külfet istikrarı unsuruna uyar.
TEMMUZ’DA MEMURLARA YAPILAN 8 BİN 77 LİRA SEYYANEN ARTIŞIN BÜTÜN EMEKLİ AYLIKLARINA YAPILMASINI İSTİYORUZ
Bütün bu değerlendirmelerin ışığında asla hak etmediğimizi düşündüğümüz bu ötekileştirmelere karşı öncelikle yasal ve anayasal haklarımızı kullanacağımızın bilinmesini isteriz. Başka taraftan yetkililerimizden de bu adaletsizliğin yargı süreçlerine taşınmadan giderilmesini ve emeklilerimizden sıhhatte katkı hissesinin kaldırılmasını, ağır kış kuralları gelmeden de temmuz ayında memurlara yapılan 8 bin 77 TL seyyanen artışın, kök fiyatlara yansıyacak formda bütün emekli aylıklarına yapılmasını istiyoruz.”
TÜED Genel Başkanı Kazım Ergün, bugün yazılı açıklama yaptı. Emeklilere yönelik yapılan düzenlemelerde emekliler ortasında ayrımcılık yapıldığını belirten Ergün, çalışan-çalışmayan, Toplumsal Güvenlik Dayanak Primi (SGDP) ödeyen-ödemeyen formunda örnek verdi.
Ergün, şunları kaydetti:
TEK ÇATI ÖNÜMÜZE GELDİĞİNDE BÜTÜN AYRIMCILIKLARIN, ADALETSİZLİKLERİN ORTADAN KALKACAĞINA İNANMIŞTIK
Tek çatı sistemi önümüze bir ıslahat olarak sunulduğunda bütün ayrımcılıkların, haksızlıkların, adaletsizliklerin ortadan kalkacağına inanmıştık. Cumhuriyetin 100’üncü yılı sebebiyle emeklilere bir kereye mahsus olmak üzere verilecek olan ikramiyenin ne Cumhuriyet’e ne 100 yıla ne de emekliye layık olmayacağını açıkça tabir etmiştik. Bu sayının en azından 10 bin TL olarak ve hiçbir emekliyi ötekileştirmeden, herkese eşit bir halde verilmesi gerektiğini söylemiştik lakin bugün gelinen noktada çalışan-çalışmayan emekli ayrımı yapılarak bir kısım emekliye bu ikramiyenin verilmeyeceğini gördük.
BİR DEVLETİN ÖZ EVLATLARI, ÜVEY EVLATLARI AYRIMI OLMAZ
Diğer taraftan hak sahibi olan dul ve yetimlerimize de ödemenin hisseleri oranında yapılacağını gördük. Bir devletin öz evlatları, üvey evlatları ayrımı olmaz. Yapılan tam da budur. İsmine ister ek ödeme deyin, ister bayram ikramiyesi deyin, bu durum Anayasa’nın eşitlik unsuruna ters olduğu üzere Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına da yakışmamıştır. Üstelik çalışan emekliler 12 ay boyunca hem devlete vergi ödeyerek hem de toplumsal güvenlik sistemine hiçbir karşılığı olmadığı halde Toplumsal Güvenlik Takviye Primi ödeyerek bu ikramiyeyi hak edenler olmaktadırlar.
BU DURUM NE VİCDANLARA SIĞAR, NE ADALETE SIĞAR, NE DE TOPLUMSAL GÜVENLİĞİN NİMET-KÜLFET İSTİKRARI UNSURUNA UYAR
Asgari fiyatla çalışan bir emekli, bugünün koşullarında her ay 1006,09 TL sigorta primi ödemektedir. Bunun yanı sıra patronu de kendisi için 3 bin 286,55 TL sigorta primi ödemektedir. Ödemelerin toplamı 4 bin 443,55 TL’dir. Çalışan emekli dediğimiz kesim, geçmişte emekli olmadan evvelki çalışma ömründe, bütün sigorta primlerini ve vergilerini sistemli olarak ödeyerek kutsal emeklilik hakkını kazanmıştır lakin, geçinemediği için yine çalışmak zorunda kalmış ve hiçbir karşılığı olmayan, kendisine bir yararı dokunmayan, yalnızca Toplumsal Güvenlik Sistemi’ne katkı sağlayan SGDP’leri ödemektedir.
Hem çalışma hayatında hem emeklilikteki çalışma hayatında olmak üzere 2 kere sigorta primi ödeyen emeklilerimiz bütün bunlar yetmezmiş üzere hem gittiği hastanelerde hem de ilaç aldığı eczanelerde sıhhat katkı hisseleri ödemek zorunda bırakılmıştır. Bu durum ne vicdanlara sığar, ne adalete sığar, ne de toplumsal güvenliğin nimet-külfet istikrarı unsuruna uyar.
TEMMUZ’DA MEMURLARA YAPILAN 8 BİN 77 LİRA SEYYANEN ARTIŞIN BÜTÜN EMEKLİ AYLIKLARINA YAPILMASINI İSTİYORUZ
Bütün bu değerlendirmelerin ışığında asla hak etmediğimizi düşündüğümüz bu ötekileştirmelere karşı öncelikle yasal ve anayasal haklarımızı kullanacağımızın bilinmesini isteriz. Başka taraftan yetkililerimizden de bu adaletsizliğin yargı süreçlerine taşınmadan giderilmesini ve emeklilerimizden sıhhatte katkı hissesinin kaldırılmasını, ağır kış kuralları gelmeden de temmuz ayında memurlara yapılan 8 bin 77 TL seyyanen artışın, kök fiyatlara yansıyacak formda bütün emekli aylıklarına yapılmasını istiyoruz.”
