Eynesil ilçesinde temeli 1987’de atılan Yeşil Cami, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden esinlenilerek inşa ediliyor. İç kısmının tamamlanmasının akabinde 2012 yılında ibadete açılan caminin inşasında doğal taş dışında diğer materyal, süslemelerde ise boya kullanılmıyor.
Caminin, taşların tek tek işlenmesiyle 4,5 yılda yapılan “semaver” halindeki minaresi ise dikkati çekiyor.
Eynesil Güzel İşler Yapma ve Yaptırma Derneği Lideri Ayhan Tufanoğlu, ecdada layık olan bir eser ortaya çıkarmak istediklerini söyledi.
Aynı vakitte caminin inşaatında da çalışan taş ustası Tufanoğlu, taşları milim milim işleyerek camiyi inşa ettiklerini, bu nedenle inşaatın 35 yıldır devam ettiğini lisana getirdi.
Tufanoğlu, bu yıl caminin minaresini tamamladıklarını söz etti. Minarenin temelinin atılması ile en üstteki alemin takılması ortasında 4,5 yıl geçtiğini anlatan Tufanoğlu, “Bu müddet zarfından yeşil taşımız ilçedeki Ören beldesinden, sarı taş Bayburt’tan, kırmızı taşları da Kürtün Deresi’nden suyun içinden çıkararak getirdik, işledik, yerine yerleştirerek minareyi tamamladık.” diye konuştu.
Tufanoğlu, vaktin uzun sürmesinin işçiliğin ağır olmasından kaynaklandığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Çok hassas, milimetrik hesaplar var. En fazla kabul edecek olduğumuz yanılgı hissemiz 2 milimetrenin üzerine çıkmaz, bu kusur oranı aştığında, yanılgıyı toparlaması güç oluyor. O yüzden kusursuz bir personellik var. Vakti düşünmeden, işin hoşluğunu ortaya çıkarmak, sanatı konuşturmak için ince ve hassas bir çalışma gerçekleştirdik. Mesela minarede kırmızı sarkıt taşı var. Her bir sarkıt taşı 3 günde ortaya çıktı. Sarı mukarnas taşları sıra yüksekliğine nazaran birtakımı 5 günde, birtakımı 7 günde ortaya çıkıyor.”
‘Çayımızı tanıtmak, temsil etmek istedik’
Tufanoğlu, minarenin semaver biçiminde yapılmasına ait, “Bu caminin temelinin atılmasında büyük emeği olan merhum Hacı Mustafa Eren Efendi, Ulu Cami’ye (Kayseri’nin Bünyan ilçesindeki Ulu Cami) gidiyor, yanındakilere de ‘bizim yaptıracağımız mescide de bu türlü bir minare yapalım’ diyor, bu biçimde karar veriliyor.” dedi.
Eynesil’in çayıyla meşhur olduğuna dikkati çeken Tufanoğlu, “Burası çay memleketi, 5 çay fabrikası var. Çayımızı tanıtmak, temsil etmek istedik. Semaverde çay içmenin de başka bir manası var, beşerler semaverin etrafında bir ortaya geliyor. Bu açıdan da semaver âlâ oldu.” sözlerini kullandı.
Ayhan Tufanoğlu, caminin şadırvan üzere birtakım kısımlarındaki çalışmaların ise devam ettiğini kelamlarına ekledi.
AKP’li basın da reaksiyon gösterdi
Söz konusu haberi sitesinde servis eden Yeni Şafak, “Görenleri şaşkına çeviren minare: Musluk olmasa iyiydi” başlığını kullandı.
Eynesil ilçesinde temeli 1987’de atılan Yeşil Cami, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden esinlenilerek inşa ediliyor. İç kısmının tamamlanmasının akabinde 2012 yılında ibadete açılan caminin inşasında doğal taş dışında diğer materyal, süslemelerde ise boya kullanılmıyor.
Caminin, taşların tek tek işlenmesiyle 4,5 yılda yapılan “semaver” halindeki minaresi ise dikkati çekiyor.
Eynesil Güzel İşler Yapma ve Yaptırma Derneği Lideri Ayhan Tufanoğlu, ecdada layık olan bir eser ortaya çıkarmak istediklerini söyledi.
Aynı vakitte caminin inşaatında da çalışan taş ustası Tufanoğlu, taşları milim milim işleyerek camiyi inşa ettiklerini, bu nedenle inşaatın 35 yıldır devam ettiğini lisana getirdi.
Tufanoğlu, bu yıl caminin minaresini tamamladıklarını söz etti. Minarenin temelinin atılması ile en üstteki alemin takılması ortasında 4,5 yıl geçtiğini anlatan Tufanoğlu, “Bu müddet zarfından yeşil taşımız ilçedeki Ören beldesinden, sarı taş Bayburt’tan, kırmızı taşları da Kürtün Deresi’nden suyun içinden çıkararak getirdik, işledik, yerine yerleştirerek minareyi tamamladık.” diye konuştu.
Tufanoğlu, vaktin uzun sürmesinin işçiliğin ağır olmasından kaynaklandığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Çok hassas, milimetrik hesaplar var. En fazla kabul edecek olduğumuz yanılgı hissemiz 2 milimetrenin üzerine çıkmaz, bu kusur oranı aştığında, yanılgıyı toparlaması güç oluyor. O yüzden kusursuz bir personellik var. Vakti düşünmeden, işin hoşluğunu ortaya çıkarmak, sanatı konuşturmak için ince ve hassas bir çalışma gerçekleştirdik. Mesela minarede kırmızı sarkıt taşı var. Her bir sarkıt taşı 3 günde ortaya çıktı. Sarı mukarnas taşları sıra yüksekliğine nazaran birtakımı 5 günde, birtakımı 7 günde ortaya çıkıyor.”
‘Çayımızı tanıtmak, temsil etmek istedik’
Tufanoğlu, minarenin semaver biçiminde yapılmasına ait, “Bu caminin temelinin atılmasında büyük emeği olan merhum Hacı Mustafa Eren Efendi, Ulu Cami’ye (Kayseri’nin Bünyan ilçesindeki Ulu Cami) gidiyor, yanındakilere de ‘bizim yaptıracağımız mescide de bu türlü bir minare yapalım’ diyor, bu biçimde karar veriliyor.” dedi.
Eynesil’in çayıyla meşhur olduğuna dikkati çeken Tufanoğlu, “Burası çay memleketi, 5 çay fabrikası var. Çayımızı tanıtmak, temsil etmek istedik. Semaverde çay içmenin de başka bir manası var, beşerler semaverin etrafında bir ortaya geliyor. Bu açıdan da semaver âlâ oldu.” sözlerini kullandı.
Ayhan Tufanoğlu, caminin şadırvan üzere birtakım kısımlarındaki çalışmaların ise devam ettiğini kelamlarına ekledi.
AKP’li basın da reaksiyon gösterdi
Söz konusu haberi sitesinde servis eden Yeni Şafak, “Görenleri şaşkına çeviren minare: Musluk olmasa iyiydi” başlığını kullandı.
