İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, partisinin küme toplantısındaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın dış siyasette sergilediği hali eleştirdi.
Erdoğan’ın sözlerini onun taklidini yaparak söyleyen Akşener şöyle konuştu:
Mesela Mısır ile aramız Erdoğan’ın Mursi’nin intikamını almak istemesiyle bozuldu. Sonuç olarak da Mısır ile Yunanistan’ın imzaladığı, askeri antlaşmaya bakakaldık. Mesela mavi vatan savunmasında kendisi yeniden tek bir tarafı seçti. Libya ile muahede imzaladık, lakin öteki tüm ülkelerle karşı karşıya geldik.
Peki, Sayın Erdoğan’ın bu tek taraflı, şahsi tercihleri; Türk Devleti’ne ve Türk milletine ne kazandırdı? Hiçbir şey… Sayın Erdoğan bir tarafı seçmekle kalmıyor, keşke o denli olsaydı. Kendisine tek bir tarafı seçtikten sonra çıkıp bağırmaya başlıyor. ‘Ey’ diyor. ‘Bu can bu vücutta olduğu müddetçe’ diyor. ‘Bu millet enayi değil, hesabını sorarız’ diyor. ’15 Temmuz’u bunlar yaptırdı’ diyor. ‘Bunlar katil, elimizde kayıtlar var’ diyor. Her seferinde büyük büyük gürültüler çıkartıp ondan sonrasında ise tüm bağırdıklarıyla ya kanka ya dost oluveriyor. Bu tek taraflı çok bağıran sonra da geri adım atan tutumlar Türkiye’nin de başını öne eğiyor.
‘Dış siyasette da derin bir krize sürükleniyoruz’
Akşener’in dış siyaset hakkındaki konuşması ise şöyle:
Dış siyasette da derin bir krize sürükleniyoruz. Bay Kriz hangi bahiste bilmişlik taslasa kriz çıkıyor. Haklı olduğumuz mevzularda da haksız pozisyona düşüyoruz. Bağımsızlığı, gerçekçiliği, barışçılığı temel alan Atatürkümüzün dış siyaset vizyonundan iktidarın her fırsatta nefret kustuğu İsmet İnönü’nün ortaya koyduğu net tutumumuzdan bugünlere nasıl geldik biliyor musunuz? Cumhuriyetimizi bir kişinin şahsına indirgeyenler yüzünden geldik. Halbuki dış siyaset, bir ülkenin ön savunma sınırıdır. Lakin ne yazık ki AK Parti iktidarı iç siyasete gereç üretmek, ülke gündemini değiştirmek ve oy toplamaktan ibaret.
Mesela Mısır ile aramız Erdoğan’ın Mursi’nin intikamını almak istemisiyle bozuldu. Sonuç olarak da Mısır ile Yunanistan’ın imzaladığı, askeri antlaşmaya bakakaldık. Mesela mavi vatan savunmasında kendisi tekrar tek bir tarafı seçti. Libya ile muahede imzaladık, fakat öteki tüm ülkelerle karşı karşıya geldik. Pekala, Sayın Erdoğan’ın bu tek taraflı, şahsi tercihleri; Türk Devleti’ne ve Türk milletine ne kazandırdı? Hiçbir şey… Sayın Erdoğan bir tarafı seçmekle kalmıyor, seçtikten sonra çıkıp bağırmaya başlıyor. ‘Ey’ diyor. ’15 Temmuz’u bunlar yaptırdı’ diyor. Her keresinde büyük gürültüler çıkartıp ondan sonra tüm bağırdıklarıyla ya kanka ya dost oluyor. Bu tek taraflı çok bağıran sonra da geri adım atan haller Türkiye’nin de başını öne eğiyor.
Nitekim bugün, Yunanistan ile yaşanan problemde da, biz yeniden birebir şeyin olmasından tasa ediyoruz. Türkiye olarak, Yunanistan ile davamızda sonuna kadar haklıyız. Lakin Sayın Erdoğan yüzünden haksız duruma düşmekten dertliyiz. Zira bugün; ‘Şaka yapmıyorum, önemli konuşuyorum diyen sayın Erdoğan’ın, Yarın ‘Şaka yapmıştım’ deme ihtimali olduğunu, çok yeterli biliyoruz. Bugün ‘Benim için Miçotakis diye biri yok’ diyen sayın Erdoğan’ın; yarın ‘Kardeşim Miçotakis’le, aramızı bozmaya çalıştılar’ diyerek işin içinden sıyrılıp Türkiye’yi de taca çıkarabileceğini de çok düzgün biliyoruz.
İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, partisinin küme toplantısındaki konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın dış siyasette sergilediği hali eleştirdi.
Erdoğan’ın sözlerini onun taklidini yaparak söyleyen Akşener şöyle konuştu:
Mesela Mısır ile aramız Erdoğan’ın Mursi’nin intikamını almak istemesiyle bozuldu. Sonuç olarak da Mısır ile Yunanistan’ın imzaladığı, askeri antlaşmaya bakakaldık. Mesela mavi vatan savunmasında kendisi yeniden tek bir tarafı seçti. Libya ile muahede imzaladık, lakin öteki tüm ülkelerle karşı karşıya geldik.
Peki, Sayın Erdoğan’ın bu tek taraflı, şahsi tercihleri; Türk Devleti’ne ve Türk milletine ne kazandırdı? Hiçbir şey… Sayın Erdoğan bir tarafı seçmekle kalmıyor, keşke o denli olsaydı. Kendisine tek bir tarafı seçtikten sonra çıkıp bağırmaya başlıyor. ‘Ey’ diyor. ‘Bu can bu vücutta olduğu müddetçe’ diyor. ‘Bu millet enayi değil, hesabını sorarız’ diyor. ’15 Temmuz’u bunlar yaptırdı’ diyor. ‘Bunlar katil, elimizde kayıtlar var’ diyor. Her seferinde büyük büyük gürültüler çıkartıp ondan sonrasında ise tüm bağırdıklarıyla ya kanka ya dost oluveriyor. Bu tek taraflı çok bağıran sonra da geri adım atan tutumlar Türkiye’nin de başını öne eğiyor.
‘Dış siyasette da derin bir krize sürükleniyoruz’
Akşener’in dış siyaset hakkındaki konuşması ise şöyle:
Dış siyasette da derin bir krize sürükleniyoruz. Bay Kriz hangi bahiste bilmişlik taslasa kriz çıkıyor. Haklı olduğumuz mevzularda da haksız pozisyona düşüyoruz. Bağımsızlığı, gerçekçiliği, barışçılığı temel alan Atatürkümüzün dış siyaset vizyonundan iktidarın her fırsatta nefret kustuğu İsmet İnönü’nün ortaya koyduğu net tutumumuzdan bugünlere nasıl geldik biliyor musunuz? Cumhuriyetimizi bir kişinin şahsına indirgeyenler yüzünden geldik. Halbuki dış siyaset, bir ülkenin ön savunma sınırıdır. Lakin ne yazık ki AK Parti iktidarı iç siyasete gereç üretmek, ülke gündemini değiştirmek ve oy toplamaktan ibaret.
Mesela Mısır ile aramız Erdoğan’ın Mursi’nin intikamını almak istemisiyle bozuldu. Sonuç olarak da Mısır ile Yunanistan’ın imzaladığı, askeri antlaşmaya bakakaldık. Mesela mavi vatan savunmasında kendisi tekrar tek bir tarafı seçti. Libya ile muahede imzaladık, fakat öteki tüm ülkelerle karşı karşıya geldik. Pekala, Sayın Erdoğan’ın bu tek taraflı, şahsi tercihleri; Türk Devleti’ne ve Türk milletine ne kazandırdı? Hiçbir şey… Sayın Erdoğan bir tarafı seçmekle kalmıyor, seçtikten sonra çıkıp bağırmaya başlıyor. ‘Ey’ diyor. ’15 Temmuz’u bunlar yaptırdı’ diyor. Her keresinde büyük gürültüler çıkartıp ondan sonra tüm bağırdıklarıyla ya kanka ya dost oluyor. Bu tek taraflı çok bağıran sonra da geri adım atan haller Türkiye’nin de başını öne eğiyor.
Nitekim bugün, Yunanistan ile yaşanan problemde da, biz yeniden birebir şeyin olmasından tasa ediyoruz. Türkiye olarak, Yunanistan ile davamızda sonuna kadar haklıyız. Lakin Sayın Erdoğan yüzünden haksız duruma düşmekten dertliyiz. Zira bugün; ‘Şaka yapmıyorum, önemli konuşuyorum diyen sayın Erdoğan’ın, Yarın ‘Şaka yapmıştım’ deme ihtimali olduğunu, çok yeterli biliyoruz. Bugün ‘Benim için Miçotakis diye biri yok’ diyen sayın Erdoğan’ın; yarın ‘Kardeşim Miçotakis’le, aramızı bozmaya çalıştılar’ diyerek işin içinden sıyrılıp Türkiye’yi de taca çıkarabileceğini de çok düzgün biliyoruz.
