MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı bildirisinde, bayramların ulusal ve manevi dayanışmanın, birlik ve dirlik halinde yaşamanın, barış ve kardeşlik ruhuyla bezenmenin kutlu periyotları olduğunu vurguladı. Bahçeli, “Beşeriyetin yüksek tansiyon yüklü bugünkü ortamında bayramın vaaz ve vaat ettiği insani, irfani, vicdani ve ahlaki bildirilerine olağanüstünün fevkinde gereksinim var. Dünyanın askeri, siyasi ve ekonomik buhranlara mahkum kaldığı şu günkü ağır kurallarda Kurban Bayramı geniş bir coğrafyada hayat uğraşı veren kardeşlerimizin yüreklerine su serpecek, ümitlerini tazeleyecektir” dedi.
Tahıl koridoru mesajı
Bahçeli, global enflasyondaki tırmanışlar, güç ve besin arz güvenliğindeki teklemeler, Birleşik Krallık’tan Fransa’ya kadar uzanan ve Avrupa’yı tutsak alan siyasi belirsizlikler, bunun yanında simetrik ve asimetrik nitelikli yaygın çatışmaların neden olduğu tehlikelerin insanlığın huzur ve refah gayelerine gölge düşürdüğüne dikkat çekerek, “Bir yanda coğrafyalara nüfuz eden kutuplaşmalar gitgide sertleşirken, başka yanda adil ve hakkaniyet ölçülerini temel alan dünya tahayyülü çok önemli ziyan ve ziyana uğramaktadır. Ukrayna-Rusya savaşının yol açtığı vahim komplikasyonlardan birisi olan besin sorunu, bilhassa stratejik mahiyeti tartışma götürmeyecek kadar kıymetli ve üst seviyede olan buğday üretimi temelinde mümkün kabus senaryolarının söylemine ve tedavülüne neden olmaktadır. Bu kapsamda Türkiye’nin ısrarlı ve uygun niyetli gayretleriyle açılması için gayret ettiği ‘Tahıl Koridoru’nun bölgesel ve global beklentilere karşılık teşkil edecek olması hem insani hem de siyasi sorumluluk hissinin somut bir yansımasıdır” sözlerini kullandı.
‘Buğday yangınlarında provokasyon ihtimali’
Buğday tarlalarında çıkan yangınlara dikkat çeken Bahçeli, “Dünya buğday kriziyle yüz yüzeyken, ülkemizde buğday tarlalarında çıkan yangınların provokasyon ihtimalini de yabana atmamak temel olmalıdır. Eş vakitli olarak Osmaniye, Çorlu, Bursa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Mardin, Mersin, Diyarbakır, Aydın, Batman, Tekirdağ’da binlerce dönümlük buğday tarlasının yanması zamanlama itibariyle düşündürücü, bir o kadar da üzücüdür. Orman yangınlarından sonra buğday tarlalarının da tıpkı akıbete maruz kalması hiç elbet bahsin bütün taraflarıyla araştırılmasını, şayet varsa sabotajcıların bulunup cezalandırılmasını gerektirmektedir” dedi.
‘MHP bölücü emellere karşıdır’
Bahçeli, Türkiye’ye her cepheden saldıran iç ve dış odakların kanlı ve kalleş tertiplerine karşı, tıpkı bayramlarda görüldüğü üzere, birlik ve beraberlik şuuruyla duruş ve direniş göstermenin ulusal mecburiyet ve vatan vazifesi olduğunu vurgulayarak, “Rehavet ve zaaf anımızı kollayan, fırsatçılık peşinde koşarak sırtımızı yere getirmek için pusuda bekleyen namertlere karşı İsmaili bir adanmışlıkla çaba etmek lazımdır. Özellikle Türk ve İslam coğrafyaları üzerinde hesap ve plan yapan, hassasiyetleri kaşıyarak devlet ve toplum istikrarını dinamitlemeyi amaçlayan mihrakların boş durmadıkları da ortadadır. Kazakistan’dan sonra Özbekistan’ın Karakalpak Özerk Bölgesi’nin karışması ve halkın sokaklara dökülmesiyle ölümlere ve yaralanmalara sebep olan çatışmaların ortaya çıkması sistematik tahrik ve tezvirat sürecinin taban dalga halinde tezahürüne bir sefer daha işaret etmiştir. Dost ve kardeş ülke Özbekistan’ın Karakalpak Özerk Bölgesi’nde sular durulmuş olsa da huzursuz ve kuşkulu bekleyişler devam etmektedir. Bu nedenle Türk Devletleri Teşkilatı’nın bir üyesi olan Özbekistan’la, siyasi ve toprak bütünlüğüne hürmet aslı çerçevesinde takviye ve dayanışma irademizi hassaten paylaşmayı faydalı görüyoruz. Gerçekten Milliyetçi Hareket Partisi ayrılıkçı ve bölücü emellere karşıdır, karşı durmayı kararlılıkla sürdürecektir” değerlendirmesinde bulundu.
‘Kukla bir adaydan öte mana taşımıyor’
Bahçeli, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı tartışmalarına da değinerek, “Zillet ittifakının olası cumhurbaşkanı adayının eşkaliyle oyalanması, hatta robot fotoğrafını çıkarmak için ortam yoklaması tam bir kara mizah örneğidir. Zillet ittifakının kurguladığı cumhurbaşkanı adayı edilgen, etkisiz, pasif, yeri geldiğinde koltuğunu devredecek, uzaktan kumanda edilmeye boyun eğecek kukla bir adaydan öte mana taşımamaktadır. Tek ortak noktaları nevzuhur ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ olan makus partilerin Türkiye’nin geleceği, ulusal gerçekleri, yüksek gayret düzeyi hakkında en küçük görüş, tespit ve teklifleri yoktur. Bunların kederi koltuk paylaşımı, geçimleri de fitne, dedikodu, palavra ve istismardır. Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayının hüviyeti üzerinden tetikçi, kiralık uzman ve kelamda aydınlar eliyle gazete ve televizyonlarda yürütülen tartışmalar sabır ve tahammül eşiklerini artık zorlamaya başlamıştır. ‘Ortak aday mı, çoklu aday mı?’ sorusunun gündemde tutulması akıl kaybının en ileri evresidir. Terörist Demirtaş’ın cezaevinden açıklamalar yapıp sürece müdahil olma sinsiliği, pazarlıkların günbegün kızışması, bakanlıkların bile dağıtıldığına yönelik argümanlar, ilaveten zillet ittifakının 5 sefer toplanmasına karşın hiçbir sonuca ulaşamaması ileri derece dağınıklığın ve çaresizlik içinde kıvranışın bir nevi belgelenmesidir. İcazetli ve rehinli bir Cumhurbaşkanı adayına aziz milletimiz asla ve kat’a iltifat etmeyecek, prestij göstermeyecek, böylesi bir laçkalığı ciddiye dahi almayacaktır” dedi.
‘Beklentim kırgınlıkların giderilmesidir’
‘Doktorların boykot yapmalarını yanlış buluyorum’
Bahçeli, Konya Kent Hastanesi’nde Dr. Ekrem Karakaya’nın öldürülmesiyle ilgili de “Bayramı karşılamaya hazırlanırken Konya Kent Hastanesi’nde bir tabibimizin katledilmesi de acı verici ve milletimizi derinden yaralayan hunhar bir hadise olarak hafıza kayıtlarına geçmiştir. Sıhhat çalışanlarımızı ve toplumun farklı bölümlerini maksat alan şiddet dalgasını ön koşulsuz kınıyor, hatalıların çok ağır bedeller ödemelerini ümit ediyor, sürecin takipçisi olacağımızın da bilinmesini arzuluyorum. Lakin Türkiye düşmanı ellerde prestij ve inandırıcılığını kaybeden, bölücülüğün aparatı haline gelen Türk Tabipleri Birliği’nin niyetli kışkırtmasıyla hekimlerimizin 2 gün müddetle boykot yapmalarını çok yanlış buluyor, muayenelerin iptalini de mahsurlu ve gayrimeşru bir hareket olarak değerlendiriyorum. Geçmişte PKK’nın şehit ettiği hekim, ebe ve hemşirelerimize sesi çıkmayan, bölücü terör örgütüne reaksiyon göstermeyen Türk Tabipleri Birliği’nin sıhhat sistemimizi kundaklama, hekimlerimizi istismar ve tedavi süreçlerini aksatma teşebbüsü rezalettir, arka niyetliliktir. Kardeşliğimizi kurban etmeye çalışanlara, iç barış ve huzur ortamımızı yağmalamaya heveslenenlere kurban ibadetinin vakar ve asaletiyle yanıt vermek, birebir vakitte habis gayelerine mahzur olmak hakkımızdır ve ulusal haysiyetimizin gereğidir” dedi.
‘Türk-İslam aleminin bayramını tebrik ediyorum’
Bahçeli, “Nerede yaşarsa yaşasın, kökeni, mezhebi, anasının lisanı ne olursa olsun tüm vatandaşlarımızın, şehit ailelerimizin, gazilerimizin, Türk-İslam aleminin mübarek Kurban Bayramı’nı tebrik ediyor, yapılan ibadetlerin Şanlı Allah nezdinde kabul ve makbul olmasını yürekten temenni ediyorum. Bu vesileyle terörle uğraş esnasında şehit düşen kahramanlarımıza Allah’tan rahmetler, tedavi altında bulunan kahramanlarımıza da şifalar diliyorum. Bayram mühletince tatil, akraba ve aile ziyareti gayesiyle yollara düşen vatandaşlarımızın trafik kurallarına uymalarını yeni acı ve kayıpların yaşanmaması için çok değerli addediyorum. Hac farizası için kutsal topraklarda bulunan tüm kardeşlerimizin ibadetlerinin kabulünü niyaz ediyorum. Bayramımız kutlu olsun, Rabbim büyük milletimizin yüzünü güldürsün, yar ve yardımcısı olsun” sözlerini kullandı.
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, Kurban Bayramı bildirisinde, bayramların ulusal ve manevi dayanışmanın, birlik ve dirlik halinde yaşamanın, barış ve kardeşlik ruhuyla bezenmenin kutlu periyotları olduğunu vurguladı. Bahçeli, “Beşeriyetin yüksek tansiyon yüklü bugünkü ortamında bayramın vaaz ve vaat ettiği insani, irfani, vicdani ve ahlaki bildirilerine olağanüstünün fevkinde gereksinim var. Dünyanın askeri, siyasi ve ekonomik buhranlara mahkum kaldığı şu günkü ağır kurallarda Kurban Bayramı geniş bir coğrafyada hayat uğraşı veren kardeşlerimizin yüreklerine su serpecek, ümitlerini tazeleyecektir” dedi.
Tahıl koridoru mesajı
Bahçeli, global enflasyondaki tırmanışlar, güç ve besin arz güvenliğindeki teklemeler, Birleşik Krallık’tan Fransa’ya kadar uzanan ve Avrupa’yı tutsak alan siyasi belirsizlikler, bunun yanında simetrik ve asimetrik nitelikli yaygın çatışmaların neden olduğu tehlikelerin insanlığın huzur ve refah gayelerine gölge düşürdüğüne dikkat çekerek, “Bir yanda coğrafyalara nüfuz eden kutuplaşmalar gitgide sertleşirken, başka yanda adil ve hakkaniyet ölçülerini temel alan dünya tahayyülü çok önemli ziyan ve ziyana uğramaktadır. Ukrayna-Rusya savaşının yol açtığı vahim komplikasyonlardan birisi olan besin sorunu, bilhassa stratejik mahiyeti tartışma götürmeyecek kadar kıymetli ve üst seviyede olan buğday üretimi temelinde mümkün kabus senaryolarının söylemine ve tedavülüne neden olmaktadır. Bu kapsamda Türkiye’nin ısrarlı ve uygun niyetli gayretleriyle açılması için gayret ettiği ‘Tahıl Koridoru’nun bölgesel ve global beklentilere karşılık teşkil edecek olması hem insani hem de siyasi sorumluluk hissinin somut bir yansımasıdır” sözlerini kullandı.
‘Buğday yangınlarında provokasyon ihtimali’
Buğday tarlalarında çıkan yangınlara dikkat çeken Bahçeli, “Dünya buğday kriziyle yüz yüzeyken, ülkemizde buğday tarlalarında çıkan yangınların provokasyon ihtimalini de yabana atmamak temel olmalıdır. Eş vakitli olarak Osmaniye, Çorlu, Bursa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Mardin, Mersin, Diyarbakır, Aydın, Batman, Tekirdağ’da binlerce dönümlük buğday tarlasının yanması zamanlama itibariyle düşündürücü, bir o kadar da üzücüdür. Orman yangınlarından sonra buğday tarlalarının da tıpkı akıbete maruz kalması hiç elbet bahsin bütün taraflarıyla araştırılmasını, şayet varsa sabotajcıların bulunup cezalandırılmasını gerektirmektedir” dedi.
‘MHP bölücü emellere karşıdır’
Bahçeli, Türkiye’ye her cepheden saldıran iç ve dış odakların kanlı ve kalleş tertiplerine karşı, tıpkı bayramlarda görüldüğü üzere, birlik ve beraberlik şuuruyla duruş ve direniş göstermenin ulusal mecburiyet ve vatan vazifesi olduğunu vurgulayarak, “Rehavet ve zaaf anımızı kollayan, fırsatçılık peşinde koşarak sırtımızı yere getirmek için pusuda bekleyen namertlere karşı İsmaili bir adanmışlıkla çaba etmek lazımdır. Özellikle Türk ve İslam coğrafyaları üzerinde hesap ve plan yapan, hassasiyetleri kaşıyarak devlet ve toplum istikrarını dinamitlemeyi amaçlayan mihrakların boş durmadıkları da ortadadır. Kazakistan’dan sonra Özbekistan’ın Karakalpak Özerk Bölgesi’nin karışması ve halkın sokaklara dökülmesiyle ölümlere ve yaralanmalara sebep olan çatışmaların ortaya çıkması sistematik tahrik ve tezvirat sürecinin taban dalga halinde tezahürüne bir sefer daha işaret etmiştir. Dost ve kardeş ülke Özbekistan’ın Karakalpak Özerk Bölgesi’nde sular durulmuş olsa da huzursuz ve kuşkulu bekleyişler devam etmektedir. Bu nedenle Türk Devletleri Teşkilatı’nın bir üyesi olan Özbekistan’la, siyasi ve toprak bütünlüğüne hürmet aslı çerçevesinde takviye ve dayanışma irademizi hassaten paylaşmayı faydalı görüyoruz. Gerçekten Milliyetçi Hareket Partisi ayrılıkçı ve bölücü emellere karşıdır, karşı durmayı kararlılıkla sürdürecektir” değerlendirmesinde bulundu.
‘Kukla bir adaydan öte mana taşımıyor’
Bahçeli, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı tartışmalarına da değinerek, “Zillet ittifakının olası cumhurbaşkanı adayının eşkaliyle oyalanması, hatta robot fotoğrafını çıkarmak için ortam yoklaması tam bir kara mizah örneğidir. Zillet ittifakının kurguladığı cumhurbaşkanı adayı edilgen, etkisiz, pasif, yeri geldiğinde koltuğunu devredecek, uzaktan kumanda edilmeye boyun eğecek kukla bir adaydan öte mana taşımamaktadır. Tek ortak noktaları nevzuhur ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ olan makus partilerin Türkiye’nin geleceği, ulusal gerçekleri, yüksek gayret düzeyi hakkında en küçük görüş, tespit ve teklifleri yoktur. Bunların kederi koltuk paylaşımı, geçimleri de fitne, dedikodu, palavra ve istismardır. Zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayının hüviyeti üzerinden tetikçi, kiralık uzman ve kelamda aydınlar eliyle gazete ve televizyonlarda yürütülen tartışmalar sabır ve tahammül eşiklerini artık zorlamaya başlamıştır. ‘Ortak aday mı, çoklu aday mı?’ sorusunun gündemde tutulması akıl kaybının en ileri evresidir. Terörist Demirtaş’ın cezaevinden açıklamalar yapıp sürece müdahil olma sinsiliği, pazarlıkların günbegün kızışması, bakanlıkların bile dağıtıldığına yönelik argümanlar, ilaveten zillet ittifakının 5 sefer toplanmasına karşın hiçbir sonuca ulaşamaması ileri derece dağınıklığın ve çaresizlik içinde kıvranışın bir nevi belgelenmesidir. İcazetli ve rehinli bir Cumhurbaşkanı adayına aziz milletimiz asla ve kat’a iltifat etmeyecek, prestij göstermeyecek, böylesi bir laçkalığı ciddiye dahi almayacaktır” dedi.
‘Beklentim kırgınlıkların giderilmesidir’
‘Doktorların boykot yapmalarını yanlış buluyorum’
Bahçeli, Konya Kent Hastanesi’nde Dr. Ekrem Karakaya’nın öldürülmesiyle ilgili de “Bayramı karşılamaya hazırlanırken Konya Kent Hastanesi’nde bir tabibimizin katledilmesi de acı verici ve milletimizi derinden yaralayan hunhar bir hadise olarak hafıza kayıtlarına geçmiştir. Sıhhat çalışanlarımızı ve toplumun farklı bölümlerini maksat alan şiddet dalgasını ön koşulsuz kınıyor, hatalıların çok ağır bedeller ödemelerini ümit ediyor, sürecin takipçisi olacağımızın da bilinmesini arzuluyorum. Lakin Türkiye düşmanı ellerde prestij ve inandırıcılığını kaybeden, bölücülüğün aparatı haline gelen Türk Tabipleri Birliği’nin niyetli kışkırtmasıyla hekimlerimizin 2 gün müddetle boykot yapmalarını çok yanlış buluyor, muayenelerin iptalini de mahsurlu ve gayrimeşru bir hareket olarak değerlendiriyorum. Geçmişte PKK’nın şehit ettiği hekim, ebe ve hemşirelerimize sesi çıkmayan, bölücü terör örgütüne reaksiyon göstermeyen Türk Tabipleri Birliği’nin sıhhat sistemimizi kundaklama, hekimlerimizi istismar ve tedavi süreçlerini aksatma teşebbüsü rezalettir, arka niyetliliktir. Kardeşliğimizi kurban etmeye çalışanlara, iç barış ve huzur ortamımızı yağmalamaya heveslenenlere kurban ibadetinin vakar ve asaletiyle yanıt vermek, birebir vakitte habis gayelerine mahzur olmak hakkımızdır ve ulusal haysiyetimizin gereğidir” dedi.
‘Türk-İslam aleminin bayramını tebrik ediyorum’
Bahçeli, “Nerede yaşarsa yaşasın, kökeni, mezhebi, anasının lisanı ne olursa olsun tüm vatandaşlarımızın, şehit ailelerimizin, gazilerimizin, Türk-İslam aleminin mübarek Kurban Bayramı’nı tebrik ediyor, yapılan ibadetlerin Şanlı Allah nezdinde kabul ve makbul olmasını yürekten temenni ediyorum. Bu vesileyle terörle uğraş esnasında şehit düşen kahramanlarımıza Allah’tan rahmetler, tedavi altında bulunan kahramanlarımıza da şifalar diliyorum. Bayram mühletince tatil, akraba ve aile ziyareti gayesiyle yollara düşen vatandaşlarımızın trafik kurallarına uymalarını yeni acı ve kayıpların yaşanmaması için çok değerli addediyorum. Hac farizası için kutsal topraklarda bulunan tüm kardeşlerimizin ibadetlerinin kabulünü niyaz ediyorum. Bayramımız kutlu olsun, Rabbim büyük milletimizin yüzünü güldürsün, yar ve yardımcısı olsun” sözlerini kullandı.
