Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin 27 Aralık 2021 tarihinde a Haber’de “Heyecanlanıyorum. Hani daima hayal edersiniz ya, bir uyusam da 6 ay sonra uyansam diye. Türkiye çok farklı noktalara gidecek, çok” kelamlarıyla lisana getirdiği hayali, o günden bu yana her gün farklı bir artırımla uyanan vatandaşların kabusu oldu. O günden bu yana geçen yaklaşık 5.5 ayda Türkiye’nin ekonomik göstergeleri tepetaklak olurken, halk başta güç ve besin eserleri olmak üzere iğneden ipliğe gerisi arkasına gelen artırımlarla nefes alamaz hale geldi.
Değişim daima olumsuz tarafta oldu
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent, Nureddin Nebati’nin “Çok farklı noktalara gideceğiz” sözlerindeki tek yanılgısının Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerinde yaşandığını belirterek, “Bakanın öngördüğü formda 6 ayda sahiden çok farklı yerlere gittik. Fakat değişim daima olumsuz istikamette oldu. Değişimin yaşanmadığı tahminen de tek ekonomik gösterge Merkez Bankası’nın rezervleri oldu. Swap hariç net rezervler maalesef 6 ay evvel olduğu üzere hiç de itimat verici olmayan bir seviyede. Siyaset faizinin yükseltilmesi bir tabuya dönüştüğü için farklı uygulamalarla meseleleri gidermeye çabalıyor iktisat idaresi. Fakat gitgide ağırlaşan bir tablo kelam konusu” dedi.
‘Yoğun bakımdaki hastaya aspirin veriyorlar’
Başkent Üniversitesi Milletlerarası Finans ve Bankacılık Kısım Lideri Prof. Dr. Şenol Babuşcu hükümetin son açıkladığı uygulamaların hiçbir tesiri olmadığını belirterek, diye konuştu. Faiz kavramını hafızalardan silmek için yapılanların hakikaten çok komik olduğunu vurgulayan Babuşcu, “Açıkladıkları gelire endeksli iç borçlanma senedinin getirisi belirli olmadığı üzere vadesi de çok uzun. Kimse 3 ay vadeli bir enstrümana parasını koymak istemez. Kaldı ki getirisi yüksek olsa bile yeniden Hazine’ye yük olmaktan diğer işe yaramayacak” dedi.
‘En hakikat şey bakanı misyondan almak’
Şu anda hükümetin yapması gereken en gerçek şeyin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile Merkez Bankası Lideri Şahap Kavcıoğlu’nu vazifeden almak olduğuna dikkat çeken Babuşcu, “Mehmet Şimşek’le Hazine ve Maliye Bakanlığı için 3 ay evvel konuşuldu. Fakat Merkez Bankası Başkanı’nı kendisinin atayacağını ve alacağı kararlara hiçbir biçimde karışılmamasını koşul koştuğu için sanırım muahede sağlanamadı” sözlerine yer verdi.
‘Alınan kararlar çaresizliğin yansıması’
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Durusoy da şu anda iktisat idaresinde uygulanan bir siyaset olmadığını belirterek, “Enstrümanlara teslim edilmiş, yüksek enflasyon değerine sürdürülen bir denemenin sürdürülemezliğini yaşıyoruz. Dün alınan kararlar da bu çaresizliğin yansıması” dedi. Açıklanan kararlara “yeni iktisat paketi” denilmesinin yanılgı olduğunu da vurgulayan Durusoy, şunları söyledi:
“Zira hiçbiri paket olacak bir içeriğe sahip değil. İktisat idaresinin attığı adımlar denilebilir. Yeniden baş karışıklığına yol açacak bir içerik taşıyor. İktisadın geldiği nokta makro parametrelerin kötüleşmesinden öteye geçmedi.”
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin 27 Aralık 2021 tarihinde a Haber’de “Heyecanlanıyorum. Hani daima hayal edersiniz ya, bir uyusam da 6 ay sonra uyansam diye. Türkiye çok farklı noktalara gidecek, çok” kelamlarıyla lisana getirdiği hayali, o günden bu yana her gün farklı bir artırımla uyanan vatandaşların kabusu oldu. O günden bu yana geçen yaklaşık 5.5 ayda Türkiye’nin ekonomik göstergeleri tepetaklak olurken, halk başta güç ve besin eserleri olmak üzere iğneden ipliğe gerisi arkasına gelen artırımlarla nefes alamaz hale geldi.
Değişim daima olumsuz tarafta oldu
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Başlevent, Nureddin Nebati’nin “Çok farklı noktalara gideceğiz” sözlerindeki tek yanılgısının Merkez Bankası’nın net döviz rezervlerinde yaşandığını belirterek, “Bakanın öngördüğü formda 6 ayda sahiden çok farklı yerlere gittik. Fakat değişim daima olumsuz istikamette oldu. Değişimin yaşanmadığı tahminen de tek ekonomik gösterge Merkez Bankası’nın rezervleri oldu. Swap hariç net rezervler maalesef 6 ay evvel olduğu üzere hiç de itimat verici olmayan bir seviyede. Siyaset faizinin yükseltilmesi bir tabuya dönüştüğü için farklı uygulamalarla meseleleri gidermeye çabalıyor iktisat idaresi. Fakat gitgide ağırlaşan bir tablo kelam konusu” dedi.
‘Yoğun bakımdaki hastaya aspirin veriyorlar’
Başkent Üniversitesi Milletlerarası Finans ve Bankacılık Kısım Lideri Prof. Dr. Şenol Babuşcu hükümetin son açıkladığı uygulamaların hiçbir tesiri olmadığını belirterek, diye konuştu. Faiz kavramını hafızalardan silmek için yapılanların hakikaten çok komik olduğunu vurgulayan Babuşcu, “Açıkladıkları gelire endeksli iç borçlanma senedinin getirisi belirli olmadığı üzere vadesi de çok uzun. Kimse 3 ay vadeli bir enstrümana parasını koymak istemez. Kaldı ki getirisi yüksek olsa bile yeniden Hazine’ye yük olmaktan diğer işe yaramayacak” dedi.
‘En hakikat şey bakanı misyondan almak’
Şu anda hükümetin yapması gereken en gerçek şeyin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile Merkez Bankası Lideri Şahap Kavcıoğlu’nu vazifeden almak olduğuna dikkat çeken Babuşcu, “Mehmet Şimşek’le Hazine ve Maliye Bakanlığı için 3 ay evvel konuşuldu. Fakat Merkez Bankası Başkanı’nı kendisinin atayacağını ve alacağı kararlara hiçbir biçimde karışılmamasını koşul koştuğu için sanırım muahede sağlanamadı” sözlerine yer verdi.
‘Alınan kararlar çaresizliğin yansıması’
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Durusoy da şu anda iktisat idaresinde uygulanan bir siyaset olmadığını belirterek, “Enstrümanlara teslim edilmiş, yüksek enflasyon değerine sürdürülen bir denemenin sürdürülemezliğini yaşıyoruz. Dün alınan kararlar da bu çaresizliğin yansıması” dedi. Açıklanan kararlara “yeni iktisat paketi” denilmesinin yanılgı olduğunu da vurgulayan Durusoy, şunları söyledi:
“Zira hiçbiri paket olacak bir içeriğe sahip değil. İktisat idaresinin attığı adımlar denilebilir. Yeniden baş karışıklığına yol açacak bir içerik taşıyor. İktisadın geldiği nokta makro parametrelerin kötüleşmesinden öteye geçmedi.”
