Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Türkiye’de enflasyon, yok hayat pahalılığı var” dedi.
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin daima artmasıdır.
Bu nedenle de hayat pahalılaşır.
Enflasyon her gelir kümesine tıpkı etkiyi yapmaz.
Dar ve sabit gelirlileri fakirleştirir.
Enflasyon oranının da çok üzerinde gelir artışı sağlayan zenginleri ise yoksullaştırmaz.
Enflasyon dar ve sabit gelirliler için ismi konulmamış vergi demektir.
Türkiye dünyada en yüksek enflasyon yaşayan birkaç ülkeden biri.
Bu nedenle orta ve alt gelir kümeleri için hayat baş edilmesi güç derecede pahalılaştı.
“Enflasyon yok, hayat pahalılığı var” diyebilmek için fiyatlar genel düzeyindeki artışın durması gerekir. Fiyatlar yüksek bir seviyede sabit kalır artmazsa, o vakit “enflasyon yok, hayat pahalılığı var” diyebilirsiniz.
Ancak Türkiye’de bu türlü bir durum yok.
Fiyatlarda artış sürüyor.
Bu da hayatı her geçen gün daha değerli hale getiriyor.
TÜİK her ay aylık ve yıllık fiyat artış oranlarını (enflasyon oranı) açıklıyor.
Fiyat artışlarının durduğu yok.
O halde Türkiye’de enflasyon var.
Hem de çok yüksek.
TÜİK’e nazaran bile enflasyon yüksek. Aylık yüzde 73.
Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) nazaran ise yüzde 160’ın üzerinde.
Bu sayıların da gösterdiği üzere Türkiye de hem yüksek enflasyon var hem de hayat çok kıymetli.
Türkiye’de iktidar enflasyonla çaba etmiyor.
Aksine enflasyonu körüklüyor.
Enflasyonu durduracak en küçük bir tedbir almıyor.
Zenginlerin daha çok kazanmasından, fakirlerin da daha fakir olmasından mutlu bir iktidar var.
Bunu Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de itiraf etti.
“Dar gelirliler dışında herkes kazanıyor” mealinde bir konuşma yaptı.
Evet, enflasyon altında dar ve sabit gelirliler kazanamaz bilakis satın alma güçleri düşer, eldekini avuçtakini de kaybederler.
İktidar yanlış faiz siyaseti izlediği için enflasyon dört nala koşuyor,
Faiz enflasyonun çok altında belirlendiği için dolar yükseliyor. Dolar yükselince ithalat kıymetli hale geliyor. Güçte dışa bağımlı olan Türkiye’de bu nedenle her gün akaryakıta, motorine, doğalgaza artırım geliyor. İthal orta malı kullanan tüm dalların eserlerinin de fiyatları artıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan enflasyon konusunda bile vatandaşı suçluyor.
Tasarrufu olan vatandaşın tasarruflarını lira olarak değil dolar olarak tutmaları nedeniyle enflasyonun arttığını söylüyor.
Tasarrufu olan vatandaş (yoksul kısmın tasarrufu yok) neden parasını dolarda tutuyor?
Bunun nedeni de yeniden iktidar.
İktidar faizi enflasyonun çok altında tuttuğu için vatandaş da parası erimesin diye tasarrufunu lirada değil dolarda tutuyor.
Burada vatandaşın bir hatası ve sorumluluğu yok.
Tek sorumlu var; o da yanlış faiz siyasetinde ısrar eden iktidar.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Türkiye’de enflasyon, yok hayat pahalılığı var” dedi.
Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin daima artmasıdır.
Bu nedenle de hayat pahalılaşır.
Enflasyon her gelir kümesine tıpkı etkiyi yapmaz.
Dar ve sabit gelirlileri fakirleştirir.
Enflasyon oranının da çok üzerinde gelir artışı sağlayan zenginleri ise yoksullaştırmaz.
Enflasyon dar ve sabit gelirliler için ismi konulmamış vergi demektir.
Türkiye dünyada en yüksek enflasyon yaşayan birkaç ülkeden biri.
Bu nedenle orta ve alt gelir kümeleri için hayat baş edilmesi güç derecede pahalılaştı.
“Enflasyon yok, hayat pahalılığı var” diyebilmek için fiyatlar genel düzeyindeki artışın durması gerekir. Fiyatlar yüksek bir seviyede sabit kalır artmazsa, o vakit “enflasyon yok, hayat pahalılığı var” diyebilirsiniz.
Ancak Türkiye’de bu türlü bir durum yok.
Fiyatlarda artış sürüyor.
Bu da hayatı her geçen gün daha değerli hale getiriyor.
TÜİK her ay aylık ve yıllık fiyat artış oranlarını (enflasyon oranı) açıklıyor.
Fiyat artışlarının durduğu yok.
O halde Türkiye’de enflasyon var.
Hem de çok yüksek.
TÜİK’e nazaran bile enflasyon yüksek. Aylık yüzde 73.
Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) nazaran ise yüzde 160’ın üzerinde.
Bu sayıların da gösterdiği üzere Türkiye de hem yüksek enflasyon var hem de hayat çok kıymetli.
Türkiye’de iktidar enflasyonla çaba etmiyor.
Aksine enflasyonu körüklüyor.
Enflasyonu durduracak en küçük bir tedbir almıyor.
Zenginlerin daha çok kazanmasından, fakirlerin da daha fakir olmasından mutlu bir iktidar var.
Bunu Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de itiraf etti.
“Dar gelirliler dışında herkes kazanıyor” mealinde bir konuşma yaptı.
Evet, enflasyon altında dar ve sabit gelirliler kazanamaz bilakis satın alma güçleri düşer, eldekini avuçtakini de kaybederler.
İktidar yanlış faiz siyaseti izlediği için enflasyon dört nala koşuyor,
Faiz enflasyonun çok altında belirlendiği için dolar yükseliyor. Dolar yükselince ithalat kıymetli hale geliyor. Güçte dışa bağımlı olan Türkiye’de bu nedenle her gün akaryakıta, motorine, doğalgaza artırım geliyor. İthal orta malı kullanan tüm dalların eserlerinin de fiyatları artıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan enflasyon konusunda bile vatandaşı suçluyor.
Tasarrufu olan vatandaşın tasarruflarını lira olarak değil dolar olarak tutmaları nedeniyle enflasyonun arttığını söylüyor.
Tasarrufu olan vatandaş (yoksul kısmın tasarrufu yok) neden parasını dolarda tutuyor?
Bunun nedeni de yeniden iktidar.
İktidar faizi enflasyonun çok altında tuttuğu için vatandaş da parası erimesin diye tasarrufunu lirada değil dolarda tutuyor.
Burada vatandaşın bir hatası ve sorumluluğu yok.
Tek sorumlu var; o da yanlış faiz siyasetinde ısrar eden iktidar.
