10 Ekim ve Suruç katliamı davalarının avukatlarından Erkan Ünüvar, MİT’in istediği vakit IŞİD’in üst seviye yöneticilerini yakaladığını, lakin 2015 yılında yapılan 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri ortasındaki katliamları organize eden IŞİD’lilere dokunmadığını sav etti. Yakalanmayan IŞİD’lilerin gelecek seçim sürecinde tekrar harekete geçebileceğini savunan Ünüvar, “Hala büyük bir tehlike arz ediyorlar. Türkiye’de de dünyanın farklı yerlerinden aksiyon yapabilirler. Suriye’de de güzelce deneyim kazanmış durumdalar” dedi.
IŞİD’in 2015 yılında gerçekleştirdiği Diyarbakır (HDP mitingi), Şanlıurfa Suruç ve 10 Ekim Ankara Tren Garı katliamlarında misyon alan Gaziantep ve Adıyaman hücrelerindeki firari sanıklara ait dokümanlar, bu olaylara ait davalara bakan mahkemelere yıllar sonra gelmeye başladı. Bu evraklarda, IŞİD’lilerin bu katliamları takip altındayken organize ettiği görüldü. En son, IŞİD’in öldüğü sav edilen hudut buyrukları İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’ye ait yeni evraklar ortaya çıktı. Balı’nın Konya’da bir hastanede tedavi gördüğü ve Büyükçelebi’nin de Suriye’de bir kampta olduğuna ait evraklar dava belgelerine girdi.
Suruç ve 10 Ekim davalarının avukatlarından Erkan Ünüvar, yaptığı açıklamada, bu firari sanıkların yapılacak Türkiye’de yapılacak seçim sürecinde tehlike arz edeceğini öne sürdü.
Ünüvar, “Hepsi, tehlikeli IŞİD militanları; katliamlara katılmış, şahsen örgütlemiş, organize etmiş, binlerce militanın Suriye’ye geçmesini sağlamış. Bu isimler, çok büyük tehlike arz eden isimler. Altı yıldır haklarında yakalama kararı olduğu halde, yerleri tespit edildiği halde bir irade bu firari sanıkların yakalanmasına mahzur oluyor” diye konuştu.
‘Yakalanmak istenmediğini gösteriyor’
Ünüvar, MİT ve emniyetin istediği IŞİD’liyi istediği vakit yakalayabildiğini sav ederek, “İstedikleri an istedikleri IŞİD’liyi Suriye’de de olsa yakalayıp getirebiliyorlar lakin bu 10 Ekim, Suruç ve Diyarbakır katliamlarından sorumlu olan Gaziantep hücresinin hiçbir firari sanığı hakkında bugüne kadar bir yakalama yapılmadı. Bilakis hepsi hakkında takip altında olduklarına dair bilgiler var lakin hiçbir biçimde yakalanmıyorlar. Bu da firari sanıkların yakalanmak istenmediğini açıkça gösteriyor” dedi.
Ünüvar, 7 Haziran-1 Kasım seçimleri ortasındaki katliamları organize eden IŞİD’lilerin yakalanmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Sedat Peker’in açıklamaları var, o periyotta yol verildiğine dair. (İçişleri Bakanı Süleyman) Soylu da aslında açıklamasında bunu ima eden bir şeyler söylemişti. ‘Koalisyon kurulacaktı lakin ben pürüz oldum. Koalisyon olmaması için uğraştık, gerekeni yaptık’ üzere açıklamalarda bulundu. (Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet) Davutoğlu’nun da açıklamaları var. ‘Ben konuşursam yer yerinden oynar’ formunda. 7 Haziran-1 Kasım ortasına olanlara dair daima imalı açıklamalar yapılıyor… Herkes birbirine aba altından sopa gösteriyor lakin ne olduğunu tam olarak açıklayan yok. Bu imalı açıklamalardan dahi o periyot bu IŞİD örgütlenmesine yol verildiği, göz yumulduğu ve yakalanmadıkları anlaşılabiliyor.”
Ünüvar, IŞİD’lilerin seçim sürecinde harekete geçebileceğini belirterek, “Hala büyük bir tehlike arz ediyorlar. Türkiye’de de dünyanın farklı yerlerinden aksiyon yapabilirler. Suriye’de de yeterlice deneyim kazanmış durumdalar. Savaş deneyimi kazanmış durumundalar. Biz, bu yüzden yakalanmalarını istiyoruz zati. Yalnızca bu belgede sanık olmaları tarafından de elbette kıymetli lakin hala bir tehlike olmaları da göz gerisi edilmeyecek bir nokta” diye konuştu.
‘Çıkarı olan beşerler kullanır’
Ünüvar, 7 Haziran-1 Kasım seçimleri üzere gelecek seçimlerde de misal bir süreç yaşanmaması için bir neden olmadığı ikazında bulunarak, “Katliamların firari sanıkları yakalanmadığı sürece tehlike sürüyor… Bu katliamların gerçek faillerini ve devlet içerisindeki uzantılarını yargılamadığınız sürece bu katliamlar dizisi sürer. Bu, elbette devam eder. Buradan çıkarları olan, siyasi yahut diğer her türlü çıkarı olan insan da bu insanları kullanır” dedi.
Ünüvar, “Şu anda devlet bunların yerini biliyor, tespit etmiş durumda ancak yakalanmıyor. İsteseler Suriye’dekiler de yakalanabilir. Zira orada Suriye Vazife Gücü var. Örneğin (IŞİD’in hudut emiri) İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı MİT operasyonuyla getirildi dendi, birebir halde eşini getiriyorsunuz lakin İlhami Balı’yı bulamıyorsunuz, bu çelişkili değil mi” diye sordu.
Firariler takipteyken rahatça hareket edebilmiş
Ünüvar, kimi firari sanıklar hakkında şu bilgileri verdi:
“Nusret Yılmaz: Gaziantep’teki IŞİD yapılanmasında kıymetli isimlerden biri. Lakin 10 Ekim evrakında yalnızca örgüt üyeliğinden yargılanıyor. Ancak belgeye gelen bilgi ve evraklardan anladığımız kadarıyla Nusret Yılmaz, Gaziantep IŞİD hücresinin yöneticilerinden ve en değerli isimlerinden biri. Gürcistan’da yakalandığı periyotta de yalnızca onu Dışişleri Bakanlığı’nın yazısından öğrendik. Dışişleri Bakanlığı, Nusret Yılmaz’ın Gürcistan’a geçerken Gürcistan makamlarınca geri gönderildiğini, hatta tekrar girmeye çalıştığını ve buna karşın tekrar geri gönderildiğini belirterek bu mevzuya dair Adalet Bakanlığı ile yazışma yapmış. O yazı bizim belgeye geldiğinde bunu öğrendik, Nusret Yılmaz’ın Gürcistan’a geçmeye çalıştığını. Firari olduğu devirde geçmeye çalışıyor. Türkiye’ye iade ediliyor. Türkiye’de hiçbir şey yapılmıyor. Tekrar geçmeye çalışıyor ve tekrar geri gönderiliyor Gürcistan tarafından
Cebrail Kaya, Mustafa Delibaşlar: Bunlar, emniyet tarafından bize verilen bilgilerde Suriye’de öldükleri tarafındaydı. Fakat sonrasında gelen, Gaziantep Emniyeti tarafından gönderilen yazıda, bunların Suriye’de SGD kamplarında olduğuna dair yazı geldi.
İlhami Balı: Hangi kamp olduğu belirtilmeksizin ‘X kampında’ diye Suriye’de bir kampta olduğuna dair Gaziantep Emniyeti’nin yazısı vardı. Biz bunun üzerine hangi kampta olduğunun bildirilmesini istedik ancak ona dair bir şey de gelmedi evraka. Ancak en son Suruç katliamıyla ilgili Şanlıurfa’da görülen davada İlhami Balı’ın 2021 yılı itibariyle İdlib’de HTŞ’nin denetiminde olan bölgede olduğuna dair bilgi verildi.
İlhami Balı enteresan bir isim. Pek çok yakalama kararı var çeşitli mahkemelerde ancak her nedense bir türlü yakalanamıyor. O, yakalanmadığı devirde de faaliyetlerini sürdürüyor. İlhami Balı’nın El Düstur periyodundan itibaren bilindiği ve takip edildiği, dinlendiğini ve daima takip altında olduğunu görüyoruz. Her nedense bir türlü yakalanamıyor. Bir orta Adana’da cezaevinde kalıyor. Tahliye olduktan sonra da takip altında ve yakalanmıyor. Faaliyetlerine devam ediyor. Hatta 10 Ekim katliamından sonra firari olduğu periyotta Ankara’ya gelip MİT ile görüştüğüne, pazarlık yapıldığına dair basında da haberler çıkmıştı. Bu, bize de çok inanılmaz gelmiyor evraklara baktığımızda.
Yunus Durmaz: Firari olduğu periyotta faaliyetlerini sürdürüyor. Antep’te sürdürüyor. Hatta Gaziantep Emniyet saldırısını organize ediyor. Çok rahat çalışıyor. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne saldırıyı organize ederken emniyet, Yunus Durmaz’ın kullandığı telefonu tespit ediyor, dinlemeye alıyor. Ancak hakkında yakalama kararı olduğu halde Yunus Durmaz yakalanmıyor. 20 gün boyunca telefonu dinleniyor, yeri tespit ediliyor, lakin yakalanmıyor. Ne vakit yakalanıyor? Yunus Durmaz’ın AKP Gaziantep Vilayet Kongresi ve 19 Mayıs merasimlerine hücum organize edeceği istihbaratı geldikten sonra yakalanıyor.
Deniz Büyükçelebi: Karısı, ‘öldü’ diye tabir verdi. ‘2016’da öldü’ diyordu. Gaziantep Emniyeti’nin yazısında da Suriye’de olduğu ve çatışmalarda öldüğü biçiminde gelmişti. Fakat Suruç belgesine en son gelen yazı enteresan; orada, 2019 yılında Suriye’de tutuklu olduğuna dair bilgi var. O da farklı bilgi. Buna dair daha öncesinde bilgi gelmemişti. Bunun artık gelmesi de farklı. Neden şimdiye kadar bu türlü bir bilgi sunulmadı?”
10 Ekim ve Suruç katliamı davalarının avukatlarından Erkan Ünüvar, MİT’in istediği vakit IŞİD’in üst seviye yöneticilerini yakaladığını, lakin 2015 yılında yapılan 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri ortasındaki katliamları organize eden IŞİD’lilere dokunmadığını sav etti. Yakalanmayan IŞİD’lilerin gelecek seçim sürecinde tekrar harekete geçebileceğini savunan Ünüvar, “Hala büyük bir tehlike arz ediyorlar. Türkiye’de de dünyanın farklı yerlerinden aksiyon yapabilirler. Suriye’de de güzelce deneyim kazanmış durumdalar” dedi.
IŞİD’in 2015 yılında gerçekleştirdiği Diyarbakır (HDP mitingi), Şanlıurfa Suruç ve 10 Ekim Ankara Tren Garı katliamlarında misyon alan Gaziantep ve Adıyaman hücrelerindeki firari sanıklara ait dokümanlar, bu olaylara ait davalara bakan mahkemelere yıllar sonra gelmeye başladı. Bu evraklarda, IŞİD’lilerin bu katliamları takip altındayken organize ettiği görüldü. En son, IŞİD’in öldüğü sav edilen hudut buyrukları İlhami Balı ve Deniz Büyükçelebi’ye ait yeni evraklar ortaya çıktı. Balı’nın Konya’da bir hastanede tedavi gördüğü ve Büyükçelebi’nin de Suriye’de bir kampta olduğuna ait evraklar dava belgelerine girdi.
Suruç ve 10 Ekim davalarının avukatlarından Erkan Ünüvar, yaptığı açıklamada, bu firari sanıkların yapılacak Türkiye’de yapılacak seçim sürecinde tehlike arz edeceğini öne sürdü.
Ünüvar, “Hepsi, tehlikeli IŞİD militanları; katliamlara katılmış, şahsen örgütlemiş, organize etmiş, binlerce militanın Suriye’ye geçmesini sağlamış. Bu isimler, çok büyük tehlike arz eden isimler. Altı yıldır haklarında yakalama kararı olduğu halde, yerleri tespit edildiği halde bir irade bu firari sanıkların yakalanmasına mahzur oluyor” diye konuştu.
‘Yakalanmak istenmediğini gösteriyor’
Ünüvar, MİT ve emniyetin istediği IŞİD’liyi istediği vakit yakalayabildiğini sav ederek, “İstedikleri an istedikleri IŞİD’liyi Suriye’de de olsa yakalayıp getirebiliyorlar lakin bu 10 Ekim, Suruç ve Diyarbakır katliamlarından sorumlu olan Gaziantep hücresinin hiçbir firari sanığı hakkında bugüne kadar bir yakalama yapılmadı. Bilakis hepsi hakkında takip altında olduklarına dair bilgiler var lakin hiçbir biçimde yakalanmıyorlar. Bu da firari sanıkların yakalanmak istenmediğini açıkça gösteriyor” dedi.
Ünüvar, 7 Haziran-1 Kasım seçimleri ortasındaki katliamları organize eden IŞİD’lilerin yakalanmadığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Sedat Peker’in açıklamaları var, o periyotta yol verildiğine dair. (İçişleri Bakanı Süleyman) Soylu da aslında açıklamasında bunu ima eden bir şeyler söylemişti. ‘Koalisyon kurulacaktı lakin ben pürüz oldum. Koalisyon olmaması için uğraştık, gerekeni yaptık’ üzere açıklamalarda bulundu. (Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet) Davutoğlu’nun da açıklamaları var. ‘Ben konuşursam yer yerinden oynar’ formunda. 7 Haziran-1 Kasım ortasına olanlara dair daima imalı açıklamalar yapılıyor… Herkes birbirine aba altından sopa gösteriyor lakin ne olduğunu tam olarak açıklayan yok. Bu imalı açıklamalardan dahi o periyot bu IŞİD örgütlenmesine yol verildiği, göz yumulduğu ve yakalanmadıkları anlaşılabiliyor.”
Ünüvar, IŞİD’lilerin seçim sürecinde harekete geçebileceğini belirterek, “Hala büyük bir tehlike arz ediyorlar. Türkiye’de de dünyanın farklı yerlerinden aksiyon yapabilirler. Suriye’de de yeterlice deneyim kazanmış durumdalar. Savaş deneyimi kazanmış durumundalar. Biz, bu yüzden yakalanmalarını istiyoruz zati. Yalnızca bu belgede sanık olmaları tarafından de elbette kıymetli lakin hala bir tehlike olmaları da göz gerisi edilmeyecek bir nokta” diye konuştu.
‘Çıkarı olan beşerler kullanır’
Ünüvar, 7 Haziran-1 Kasım seçimleri üzere gelecek seçimlerde de misal bir süreç yaşanmaması için bir neden olmadığı ikazında bulunarak, “Katliamların firari sanıkları yakalanmadığı sürece tehlike sürüyor… Bu katliamların gerçek faillerini ve devlet içerisindeki uzantılarını yargılamadığınız sürece bu katliamlar dizisi sürer. Bu, elbette devam eder. Buradan çıkarları olan, siyasi yahut diğer her türlü çıkarı olan insan da bu insanları kullanır” dedi.
Ünüvar, “Şu anda devlet bunların yerini biliyor, tespit etmiş durumda ancak yakalanmıyor. İsteseler Suriye’dekiler de yakalanabilir. Zira orada Suriye Vazife Gücü var. Örneğin (IŞİD’in hudut emiri) İlhami Balı’nın eşi Hülya Balı MİT operasyonuyla getirildi dendi, birebir halde eşini getiriyorsunuz lakin İlhami Balı’yı bulamıyorsunuz, bu çelişkili değil mi” diye sordu.
Firariler takipteyken rahatça hareket edebilmiş
Ünüvar, kimi firari sanıklar hakkında şu bilgileri verdi:
“Nusret Yılmaz: Gaziantep’teki IŞİD yapılanmasında kıymetli isimlerden biri. Lakin 10 Ekim evrakında yalnızca örgüt üyeliğinden yargılanıyor. Ancak belgeye gelen bilgi ve evraklardan anladığımız kadarıyla Nusret Yılmaz, Gaziantep IŞİD hücresinin yöneticilerinden ve en değerli isimlerinden biri. Gürcistan’da yakalandığı periyotta de yalnızca onu Dışişleri Bakanlığı’nın yazısından öğrendik. Dışişleri Bakanlığı, Nusret Yılmaz’ın Gürcistan’a geçerken Gürcistan makamlarınca geri gönderildiğini, hatta tekrar girmeye çalıştığını ve buna karşın tekrar geri gönderildiğini belirterek bu mevzuya dair Adalet Bakanlığı ile yazışma yapmış. O yazı bizim belgeye geldiğinde bunu öğrendik, Nusret Yılmaz’ın Gürcistan’a geçmeye çalıştığını. Firari olduğu devirde geçmeye çalışıyor. Türkiye’ye iade ediliyor. Türkiye’de hiçbir şey yapılmıyor. Tekrar geçmeye çalışıyor ve tekrar geri gönderiliyor Gürcistan tarafından
Cebrail Kaya, Mustafa Delibaşlar: Bunlar, emniyet tarafından bize verilen bilgilerde Suriye’de öldükleri tarafındaydı. Fakat sonrasında gelen, Gaziantep Emniyeti tarafından gönderilen yazıda, bunların Suriye’de SGD kamplarında olduğuna dair yazı geldi.
İlhami Balı: Hangi kamp olduğu belirtilmeksizin ‘X kampında’ diye Suriye’de bir kampta olduğuna dair Gaziantep Emniyeti’nin yazısı vardı. Biz bunun üzerine hangi kampta olduğunun bildirilmesini istedik ancak ona dair bir şey de gelmedi evraka. Ancak en son Suruç katliamıyla ilgili Şanlıurfa’da görülen davada İlhami Balı’ın 2021 yılı itibariyle İdlib’de HTŞ’nin denetiminde olan bölgede olduğuna dair bilgi verildi.
İlhami Balı enteresan bir isim. Pek çok yakalama kararı var çeşitli mahkemelerde ancak her nedense bir türlü yakalanamıyor. O, yakalanmadığı devirde de faaliyetlerini sürdürüyor. İlhami Balı’nın El Düstur periyodundan itibaren bilindiği ve takip edildiği, dinlendiğini ve daima takip altında olduğunu görüyoruz. Her nedense bir türlü yakalanamıyor. Bir orta Adana’da cezaevinde kalıyor. Tahliye olduktan sonra da takip altında ve yakalanmıyor. Faaliyetlerine devam ediyor. Hatta 10 Ekim katliamından sonra firari olduğu periyotta Ankara’ya gelip MİT ile görüştüğüne, pazarlık yapıldığına dair basında da haberler çıkmıştı. Bu, bize de çok inanılmaz gelmiyor evraklara baktığımızda.
Yunus Durmaz: Firari olduğu periyotta faaliyetlerini sürdürüyor. Antep’te sürdürüyor. Hatta Gaziantep Emniyet saldırısını organize ediyor. Çok rahat çalışıyor. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne saldırıyı organize ederken emniyet, Yunus Durmaz’ın kullandığı telefonu tespit ediyor, dinlemeye alıyor. Ancak hakkında yakalama kararı olduğu halde Yunus Durmaz yakalanmıyor. 20 gün boyunca telefonu dinleniyor, yeri tespit ediliyor, lakin yakalanmıyor. Ne vakit yakalanıyor? Yunus Durmaz’ın AKP Gaziantep Vilayet Kongresi ve 19 Mayıs merasimlerine hücum organize edeceği istihbaratı geldikten sonra yakalanıyor.
Deniz Büyükçelebi: Karısı, ‘öldü’ diye tabir verdi. ‘2016’da öldü’ diyordu. Gaziantep Emniyeti’nin yazısında da Suriye’de olduğu ve çatışmalarda öldüğü biçiminde gelmişti. Fakat Suruç belgesine en son gelen yazı enteresan; orada, 2019 yılında Suriye’de tutuklu olduğuna dair bilgi var. O da farklı bilgi. Buna dair daha öncesinde bilgi gelmemişti. Bunun artık gelmesi de farklı. Neden şimdiye kadar bu türlü bir bilgi sunulmadı?”
