Milattan evvel 2’nci yüzyılda, Bergama Hükümdarı 2’nci Eumenes tarafından kurulan ve ‘kutsal şehir’ manasına gelen Hierapolis Antik Kenti’nde, Prof. Francesco D’Andria başkanlığındaki İtalyan hafriyat takımı, 2013 yılında bölgenin geçmişine ışık tutan yapıyı keşfetti. D’Andria ve grubu, antik dünyada ‘ölüler ülkesine geçiş kapısı’ olarak kabul edilen ‘Plütonyum’ (Cehennem Kapısı) ve Pamukkale traverten havuzlarının oluşmasını sağlayan termal suların özgün kaynaklarından birini buldu.
İtalyan hafriyat heyetinin araştırma ve buluntularında, Pamukkale’ye beyazlığını veren termal suyun çıktığı Cehennem Kapısı’nın, Frigler periyodunda ‘kutsal alan’ olarak düzenlendiği belirlendi. Antik devirde ‘ölüler ülkesine geçiş kapısı’ olarak isimlendirilen ve yer altından 34 derece sıcak suyla birlikte karbondioksit de çıkan antik yapıda bulunan fay sınırındaki kırıklar nedeniyle bu alandan su ve gaz çıktığı tespit edildi. Antik periyotta kutsal sayılan bu alanda vazife yapan rahiplerin nefeslerini tutup, yanlarında canlı hayvanla içeri girdikleri ve gaz nedeniyle hayvanlar zehirlenerek ölürken, rahiplerin ise sağ çıktığı; bu nedenle din adamları kutsal sayılırken, ölen hayvanların da ‘Hades’e ‘kurban’ olarak sunulduğu kaydedildi.
İlk sefer turizme açıldı
Cehennem Kapısı, keşfin akabinde zehirli gaz yaydığı gerekçesiyle ziyaretçilerin güvenliği için kapatıldı ve hafriyat çalışmalarına başlandı. Araştırmaların akabinde gizemi çözülen Cehennem Kapısı’nda onarım çalışmaları tamamlandı. Değerli kısmı ayağa kaldırılan yapıya, ‘yer altı tanrısı’ ‘Hades’ ve cehennemin 3 başlı bekçi köpeği ‘Kerberos’un heykeli de yerleştirildi. Birinci sefer dün turizme açılan Cehennem Kapısı’nın etrafına ziyaretçiler için zehirli gazın etkilemeyeceği uzaklıkta yürüyüş bandı da yapıldı. Cehennem Kapısı ziyaretçileri, yürüyüş bandında gezip antik yapıyı görme fırsatı buldu.
‘İlgi çeken özel yer’
Rehber Muharrem Aldıbaş, Cehennem Kapısı’nın özel yer olduğunu belirterek, “Uzun vakittir buranın açılmasını bekliyorduk. Aslında daha evvel açılır, diye düşünmüştük. Pamukkale’nin daha çok ziyaretçi çekmesi için burası vesile olacaktır. Burası ‘Hades’in kenti, ‘Hades’ ve eşinin 6 ay yer altında, 6 ay yeryüzünde yaşadığını antik kaynaklardan biliyoruz. Burası da onların yer altına girdikleri giriş kapısı. Çok ilgi çeken, özel bir yer burası. Uygun ki açıldı. Bundan sonra bu öykünün tanınacağını, bunu duyanların buraya ilgi göstereceğini düşünüyorum” dedi.
Alanı ziyaret eden Hatice Şentürk de “İsmini duymuştuk. Bursa’dan Pamukkale’ye gezmeye geldik. Ziyarete açıldığını duyunca merak ettiğimiz için geldik. Pamukkale suyunun çıktığı noktaymış. Tıpkı vakitte Cehennem Kapısı olarak da adlandırılıyormuş. Dayanılmaz bir yer, birinci ziyaretçilerinden biri olduk. Hayran olmamak elde değil” diye konuştu.
Milattan evvel 2’nci yüzyılda, Bergama Hükümdarı 2’nci Eumenes tarafından kurulan ve ‘kutsal şehir’ manasına gelen Hierapolis Antik Kenti’nde, Prof. Francesco D’Andria başkanlığındaki İtalyan hafriyat takımı, 2013 yılında bölgenin geçmişine ışık tutan yapıyı keşfetti. D’Andria ve grubu, antik dünyada ‘ölüler ülkesine geçiş kapısı’ olarak kabul edilen ‘Plütonyum’ (Cehennem Kapısı) ve Pamukkale traverten havuzlarının oluşmasını sağlayan termal suların özgün kaynaklarından birini buldu.
İtalyan hafriyat heyetinin araştırma ve buluntularında, Pamukkale’ye beyazlığını veren termal suyun çıktığı Cehennem Kapısı’nın, Frigler periyodunda ‘kutsal alan’ olarak düzenlendiği belirlendi. Antik devirde ‘ölüler ülkesine geçiş kapısı’ olarak isimlendirilen ve yer altından 34 derece sıcak suyla birlikte karbondioksit de çıkan antik yapıda bulunan fay sınırındaki kırıklar nedeniyle bu alandan su ve gaz çıktığı tespit edildi. Antik periyotta kutsal sayılan bu alanda vazife yapan rahiplerin nefeslerini tutup, yanlarında canlı hayvanla içeri girdikleri ve gaz nedeniyle hayvanlar zehirlenerek ölürken, rahiplerin ise sağ çıktığı; bu nedenle din adamları kutsal sayılırken, ölen hayvanların da ‘Hades’e ‘kurban’ olarak sunulduğu kaydedildi.
İlk sefer turizme açıldı
Cehennem Kapısı, keşfin akabinde zehirli gaz yaydığı gerekçesiyle ziyaretçilerin güvenliği için kapatıldı ve hafriyat çalışmalarına başlandı. Araştırmaların akabinde gizemi çözülen Cehennem Kapısı’nda onarım çalışmaları tamamlandı. Değerli kısmı ayağa kaldırılan yapıya, ‘yer altı tanrısı’ ‘Hades’ ve cehennemin 3 başlı bekçi köpeği ‘Kerberos’un heykeli de yerleştirildi. Birinci sefer dün turizme açılan Cehennem Kapısı’nın etrafına ziyaretçiler için zehirli gazın etkilemeyeceği uzaklıkta yürüyüş bandı da yapıldı. Cehennem Kapısı ziyaretçileri, yürüyüş bandında gezip antik yapıyı görme fırsatı buldu.
‘İlgi çeken özel yer’
Rehber Muharrem Aldıbaş, Cehennem Kapısı’nın özel yer olduğunu belirterek, “Uzun vakittir buranın açılmasını bekliyorduk. Aslında daha evvel açılır, diye düşünmüştük. Pamukkale’nin daha çok ziyaretçi çekmesi için burası vesile olacaktır. Burası ‘Hades’in kenti, ‘Hades’ ve eşinin 6 ay yer altında, 6 ay yeryüzünde yaşadığını antik kaynaklardan biliyoruz. Burası da onların yer altına girdikleri giriş kapısı. Çok ilgi çeken, özel bir yer burası. Uygun ki açıldı. Bundan sonra bu öykünün tanınacağını, bunu duyanların buraya ilgi göstereceğini düşünüyorum” dedi.
Alanı ziyaret eden Hatice Şentürk de “İsmini duymuştuk. Bursa’dan Pamukkale’ye gezmeye geldik. Ziyarete açıldığını duyunca merak ettiğimiz için geldik. Pamukkale suyunun çıktığı noktaymış. Tıpkı vakitte Cehennem Kapısı olarak da adlandırılıyormuş. Dayanılmaz bir yer, birinci ziyaretçilerinden biri olduk. Hayran olmamak elde değil” diye konuştu.
