CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin küme toplantısında gündemi kıymetlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Seyahat’e katılanlara ait kullandığı ‘sürtük’ sözüne göndermeye yapan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi, ‘Milletimizin lisanından konuşuyorum’ diyor. Milletimize de iftira atıyor. Bu millet asil bir millettir. Kendi küfrünü millete alet edemez. Onun düştüğü çukura düşmeyeceğiz.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:
Bir Adalet Yürüyüşü yaptık. Adaletsizliğe artık tahammül edemiyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmamız gerekiyor. Hiçbir kabahati günahı olmadığı halde hapishanelerde çürütülen insanların hakkını savunmamız gerekiyor. Geçinemediği için, evladına bir şeyler alamadığı için intihar eden babaların, annelerin hakkını, hukukunu savunmak için bir şey yapmak lazım.
Adalet Yürüyüşü dünya siyaset tarihinde değerli bir yürüyüş. Bunu anlatırken duygulanırım. Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık. İnsanların fikirleri, inançları, kimlikleri farklı olabilir. Ya arkadaş ne istiyorsunuz? Saraylarda oturuyorsunuz, bir eliniz yağda, bir eliniz balda. Hakkı savunma bile cürüm olmaya başladı. Üreten çiftçinin, alın terinin, iş bekleyen üniversite mezununun hakkını, hukukunu savunmak cürüm olmaya başladı. Babaları, anneleri mahpusta o çocukların hakkını savunmak kabahat olmaya başladı. İki evladını ve eşini birileri öldürüyor Şenyaşar Ailesi’nin, o annenin hakkını savunmak kabahat olmaya başladı. Bu türlü bir Türkiye’ye layık miyiz? Rahat yaşamak istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Memlekette adalet olsun istiyoruz.
O yürüyüş bir başlangıçtı. Adalet Yürüyüşü bitmiş değil, sürdürüyoruz onu. Hakkımızı ala ala ve milletin takviyesini ala ala sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz. O yürüyüş 6 başkanı bir ortaya buluşturdu. O yürüyüş sonucu Türkiye’nin büyük kentleri CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor. Bu yürüyüş bitmiş değil. En son kişi adaletsizlikten şikayet etmeyinceye kadar bu yürüyüşümüz devam edecek.
‘Bize katılın’
Günlük dertlerimizi görmez hale geldi. Pençe operasyonundan şehitlerimiz geliyor. Acılarını bile hakikat dürüst yaşayamıyoruz. Bölücü örgüte karşı çaba eden kahraman ordumuz hayatlarını veriyorlar. Bu ülkede biz rahat uyuyalım diye. Terör olmasın diye. Bütün bunları düşünerek, bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Ben size ‘Bize katılın’ derken bu iki sözün sıradan bir söz olmadığını, bu davetin sıradan bir davet olmadığını bilmenizi isterim. Bize katılın derken adalet istiyorsanız bize katılın. Birlikte, huzur içinde yaşayalım diyorsanız bize katılın. Her konutta huzur, rahmet olsun diyorsanız bize katılın. Biri saraylarda yaşarken, biri yatacak yer bulamadığı için otobüs terminallerinde yatıyorsa ‘Galiba bir şeyler olması gerekiyor’ demek için bize katılın. Biz bunu istiyoruz. Pak siyaset istiyorsanız bize katılın. Yeni doğan çocuk vergi verir. Bu vergilerin nerelere harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. Pak, ahlaklı siyaset istiyoruz. Elin oğlu yapıyor biz neden yapmayalım. Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Geçmişte A partisi B partisi diyebilirsiniz lakin bugün farklı bir noktadayız. Olay bir parti olayı olmayı çoktan aştı. Olay artık bir Türkiye olayıdır, Türkiye’nin, evlatlarımızın geleceğidir.
Emekliğe, memura, personele, dul ve yetime aylık vereceksin. Enflasyon oranında bari attır ki insanların hakkı yenmesin. TÜİK’e talimat veriyorsun enflasyonu düşük göster diye. Milyonlar emekçi, memur, emekli, dul ve yetim düşük aylık alacak bu mudur adalet? TÜİK’in önüne gidiyorlar baskı ,şiddet. Olur mu? Adaleti savunmak ne vakitten beri cürüm olmaya başladı? Bir taraftan bu olurken öbür taraftan çetelere ABD’deki, Avrupa’daki enflasyon farkını ödüyorsun. İnsaf ya, insaf. Bu mudur adalet? Bu haksızlık diyorsanız bize katılın. Biz artık okyanusa akmak zorundayız adaleti sağlamak için.
‘Gazetecilerden ne istiyorsunuz?’
Düşünce özgürlüğü. Gazetecilerden ne istiyorsunuz? Bir siyasetçinin vazgeçmeyeceği tek bir şey varsa o da medyanın özgürlüğüdür. Bir yerde haksızlık varsa evvel medya söyler. Sende bakarsın yönetici olarak burada bir haksızlık var telafi edelim dersin. 20’ye yakın gazeteciyi alıyorsun Diyarbakır’da. Topluyorsun alıyorsun içeri. Hala içerideler. Neden içerideler? Kozmik Gazetesi’ne bin gündür ilan verilmiyor Basın İlan Kurumu. BİK’i Basın İnfaz Kurumu’na döndürdüler. Saraydakiler rahatsız diye mi vermiyorsun? Yeni Asya Gazetesi’ne 864 gündür ilan verilmiyor. Neden cezalandırıyorsun. Hangi münasebet ile cezalandırıyorsun?
Derdimiz çok fakat çözülemeyecek kaygımız yok. Bunun için birlik olmamız, bir arada olmamız lazım. Bunun için ülkemize, vatanımıza hizmet etmek için bir arada gayret etmemiz lazım. Sandığa gittiğimiz vakit ona nazaran oyumuzu kullanmalıyız.
Akaryakıta artırım yağmuru
Hepimiz otobüse bindik. Kendilerine nazaran özel bir atmosferi vardır. Yanınıza hiç tanımadığınız bir insan oturur, uzun uzun sohbet edersiniz. Mola verir, inersiniz bir şeyler içersiniz. Tekrar binersiniz. Herkes memnundur aslında, herkes bir yerlere ulaşmak istiyordur. Bu memnunluğu bitirdiler. Artırım üstüne artırım, ne yapacak bu beşerler? 6 milyon liraya ulaştı bir otobüsün fiyatı. Nasıl yenileyecek bu beşerler? Biz bütün bu gerçekleri bilerek hareket etmek zorundayız.
Firmaları aradım. 9 ayda mazotun fiyatı 7 liradan 28 liraya çıkmış, lisana kolay. Üniversitede okuyan bir öğrenci önümüzdeki bayram nasıl gidecek? İstanbul Otogarı’nda günde 2 bin 500 sefer çıkıyordu. Bugün ise bin 200. Gidemiyor, yolcu yok. Binemiyor kimse, kıymetli zira. Memleketi bu hale kim düşürdü?
‘Nefes alamıyoruz’ diyorlar. Akaryakıttan alınan vergi son 7 ayda 6 kat arttı. Her akaryakıt istasyonu bir vergi dairesi. Vergi dairelerini kapatsalar tıpkı parayı alacaklar. Memleket bu hale geldi.
Tarım bölümü can çekişiyor
Aksoy Araştırma şu soruyu soruyor. ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı siz olsanız öncelikli olarak hangi alana yatırım yapardınız’ diye soruyor. Cevapların yüzde 2,7’si ‘Turizm’ diyor. Yüzde 3,2’si İnşaat diyor. Yüzde 20,6’sı sanayi diyor. Yüzde 73,5’u tarıma yatırım yapardım diyor. AK Parti seçmeninde bu oran yüzde 65.7, MHP’de yüzde 77,5. Bu ‘Açlığı hissediyorum ben’ demektir.
Türkiye’de ekilemeyen binlerce dönüm var, Sudan’da kiralıyorlar ekeceğiz diye. Nijer’de kiralamaya başladılar. Sonra kalkmış ‘Venezuela’ya gideceğiz’ diyor. Venezuela’ya gidişleri öteki bir nedenledir. Onu baronlar daha yeterli bilir.
Çiftçi kardeşlerime kelamım var. Havza bazlı planlama yapacağız. Her çiftçi neyi ektiğini, nasıl üreteceğini, en az kaça satacağını bilecek. Kimse ziyan etmeyecek. Taban fiyatın altına düştüğü andan itibaren toplumsal devlet onu satın alacak. Çiftçinin ziyan etmeyeceği bir modeli inşa edeceğiz.
Çiftçinin hangi eseri ektiği vakit kar edeceği belirlenecek. Elektrik fiyatları eseri elde edip sattıktan sonra ödenecek. Elektrik borcuna faiz uygulanmayacak. İktidar olduğumuzda göreceksiniz güneşten elektrik üreteceğiz, kademe basamak bütün çiftçilerimize fiyatsız vereceğiz.
Tarım Kanunu’nun 21. unsurunda öngörülen yüzde 1’i kesinlikle vereceğiz. Bugüne kadar kanun uygulanmadığı için çiftçi bu saray hükümetinden alacaklıdır. Çiftçi kardeşim şunu bilsin benim kelamım senettir, kesinlikle gereğini yapıp, hakkını teslim edeceğim.
‘Mazlumun dünyasında kıyamet kopuyor, zalim ise sarayında keyif içinde yaşıyor’
‘Kimse aç değil’ diyor Erdoğan. ‘Enflasyon sorunu yok pahalılık var’ diyor. Allah aşkına şaşırmış. Bilmiyor ne söyleyeceğini. Datalara bakalım. Dünya Besin Örgütü’nün Açlık Haritası, Türkiye’de 15 milyon kişi yetersiz besleniyor. Ayrıyeten son üç ayda, 15 milyon şahsa 500 bin kişi daha ek edilmiş. 5 yaş altı bebeklerin de yüzde 6’sı yetersiz besleniyor. Yoksul ailelerin çocukları neden kısa uzunluklu? Mazlumun dünyasında kıyamet kopuyor, zalim ise sarayında keyif içinde yaşıyor. Sarayda herkesin karnı tok. Saraydakilerin çocukları milyon dolarları transfer oyunu oynuyorlar. Türkiye’den ABD’ye nasıl milyon dolarları aktarırız, nasıl çiftlikler satın alırız. Zalim, fukuranın halinden anlamaz. O sırça köşkler yıkıldığı vakit hepsini birlikte göreceğiz.
‘Erdoğan bir küfürbazdır’
Erdoğan küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi, ‘Milletimizin lisanından konuşuyorum’ diyor. Milletimize de iftira atıyor. Bu millet asil bir millettir. Kendi küfrünü millete alet edemez. Onun düştüğü çukura düşmeyeceğiz.
Genç muhafazakar bayanlara seslendi
Ben yalnızca bu küfür üzerine Türkiye’nin genç muhafazakar bayanlarına tekrar seslenmek istiyorum. Bugün bunu söyleyen yarın emin olun size dönecek hayat stiliniz üzerinden size söyleyecektir. Sakın unutmayın İstanbul Mukavelesi sizden çıktı. Sonra bütün bayanlar sahip çıktı. Erdoğan birtakım radikal başların baskıları ile mukavelenizi elinizden aldı. O radikal başlar nafakalar kalksın, bayan köleleşsin istiyorlar. Yarın bu hakaretler sana dönecektir. Zira radikaller Erdoğan’ı tehdit edip bayan haklarını gasp etmenin zevkini bir defa aldılar. Bize katılın hakkınızı teslim alın. CHP eski CHP değildir. Özgürlükçüdür, sizde eski siz değilsiniz. Artık birebir bedelleri savunuyoruz, beraberiz birlikteyiz.
‘Kelle koltukta muhalefet yapan bana nasıl yapılır öğretmeye çalışıyorlar’
Son vakitlerde kimi bireyler türedi. Kimileri gazeteci kimileri araştırmacı formatında önümüze çıkıyorlar. Kelle koltukta muhalefet yapan bana muhalefet nasıl yapılır öğretmeye çalışıyorlar. Muhaliflik dersi bize verenler şunu unutmasınlar. Biz daha ölmedik, sizin ne mal olduğunuzu uygun biliyoruz. Muhalefet ahlakla yapılır. Kalemini dahi oynatmayan, yazı dahi yazmayan adam bize kalkmış muhalefet dersi veriyor. Biz kelle koltukta muhalefetimizi halkımız için sonuna kadar yapacağız.
Beni sahiden samimi olarak eleştirenler var. Onlara hürmet duydum. Birilerinin gemilerine, yatlarına kendilerini atmadılar. İşlerini kaybedenler oldu, kalemlerini satmadılar. Biz, bizi samimi olarak eleştiren bütün müelliflere, çizerlere saygılıyız. Kalemini satıp bize ders verenlere ‘dur’ diyeceğiz.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin küme toplantısında gündemi kıymetlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Seyahat’e katılanlara ait kullandığı ‘sürtük’ sözüne göndermeye yapan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi, ‘Milletimizin lisanından konuşuyorum’ diyor. Milletimize de iftira atıyor. Bu millet asil bir millettir. Kendi küfrünü millete alet edemez. Onun düştüğü çukura düşmeyeceğiz.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:
Bir Adalet Yürüyüşü yaptık. Adaletsizliğe artık tahammül edemiyoruz. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmamız gerekiyor. Hiçbir kabahati günahı olmadığı halde hapishanelerde çürütülen insanların hakkını savunmamız gerekiyor. Geçinemediği için, evladına bir şeyler alamadığı için intihar eden babaların, annelerin hakkını, hukukunu savunmak için bir şey yapmak lazım.
Adalet Yürüyüşü dünya siyaset tarihinde değerli bir yürüyüş. Bunu anlatırken duygulanırım. Bu ülkenin adaletsizliğe tahammülü yok artık. İnsanların fikirleri, inançları, kimlikleri farklı olabilir. Ya arkadaş ne istiyorsunuz? Saraylarda oturuyorsunuz, bir eliniz yağda, bir eliniz balda. Hakkı savunma bile cürüm olmaya başladı. Üreten çiftçinin, alın terinin, iş bekleyen üniversite mezununun hakkını, hukukunu savunmak cürüm olmaya başladı. Babaları, anneleri mahpusta o çocukların hakkını savunmak kabahat olmaya başladı. İki evladını ve eşini birileri öldürüyor Şenyaşar Ailesi’nin, o annenin hakkını savunmak kabahat olmaya başladı. Bu türlü bir Türkiye’ye layık miyiz? Rahat yaşamak istiyoruz. Huzur içinde yaşamak istiyoruz. Memlekette adalet olsun istiyoruz.
O yürüyüş bir başlangıçtı. Adalet Yürüyüşü bitmiş değil, sürdürüyoruz onu. Hakkımızı ala ala ve milletin takviyesini ala ala sürdürüyoruz, sürdürmeye de devam edeceğiz. O yürüyüş 6 başkanı bir ortaya buluşturdu. O yürüyüş sonucu Türkiye’nin büyük kentleri CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor. Bu yürüyüş bitmiş değil. En son kişi adaletsizlikten şikayet etmeyinceye kadar bu yürüyüşümüz devam edecek.
‘Bize katılın’
Günlük dertlerimizi görmez hale geldi. Pençe operasyonundan şehitlerimiz geliyor. Acılarını bile hakikat dürüst yaşayamıyoruz. Bölücü örgüte karşı çaba eden kahraman ordumuz hayatlarını veriyorlar. Bu ülkede biz rahat uyuyalım diye. Terör olmasın diye. Bütün bunları düşünerek, bütün vatandaşlarıma seslenmek isterim. Ben size ‘Bize katılın’ derken bu iki sözün sıradan bir söz olmadığını, bu davetin sıradan bir davet olmadığını bilmenizi isterim. Bize katılın derken adalet istiyorsanız bize katılın. Birlikte, huzur içinde yaşayalım diyorsanız bize katılın. Her konutta huzur, rahmet olsun diyorsanız bize katılın. Biri saraylarda yaşarken, biri yatacak yer bulamadığı için otobüs terminallerinde yatıyorsa ‘Galiba bir şeyler olması gerekiyor’ demek için bize katılın. Biz bunu istiyoruz. Pak siyaset istiyorsanız bize katılın. Yeni doğan çocuk vergi verir. Bu vergilerin nerelere harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. Pak, ahlaklı siyaset istiyoruz. Elin oğlu yapıyor biz neden yapmayalım. Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün. Geçmişte A partisi B partisi diyebilirsiniz lakin bugün farklı bir noktadayız. Olay bir parti olayı olmayı çoktan aştı. Olay artık bir Türkiye olayıdır, Türkiye’nin, evlatlarımızın geleceğidir.
Emekliğe, memura, personele, dul ve yetime aylık vereceksin. Enflasyon oranında bari attır ki insanların hakkı yenmesin. TÜİK’e talimat veriyorsun enflasyonu düşük göster diye. Milyonlar emekçi, memur, emekli, dul ve yetim düşük aylık alacak bu mudur adalet? TÜİK’in önüne gidiyorlar baskı ,şiddet. Olur mu? Adaleti savunmak ne vakitten beri cürüm olmaya başladı? Bir taraftan bu olurken öbür taraftan çetelere ABD’deki, Avrupa’daki enflasyon farkını ödüyorsun. İnsaf ya, insaf. Bu mudur adalet? Bu haksızlık diyorsanız bize katılın. Biz artık okyanusa akmak zorundayız adaleti sağlamak için.
‘Gazetecilerden ne istiyorsunuz?’
Düşünce özgürlüğü. Gazetecilerden ne istiyorsunuz? Bir siyasetçinin vazgeçmeyeceği tek bir şey varsa o da medyanın özgürlüğüdür. Bir yerde haksızlık varsa evvel medya söyler. Sende bakarsın yönetici olarak burada bir haksızlık var telafi edelim dersin. 20’ye yakın gazeteciyi alıyorsun Diyarbakır’da. Topluyorsun alıyorsun içeri. Hala içerideler. Neden içerideler? Kozmik Gazetesi’ne bin gündür ilan verilmiyor Basın İlan Kurumu. BİK’i Basın İnfaz Kurumu’na döndürdüler. Saraydakiler rahatsız diye mi vermiyorsun? Yeni Asya Gazetesi’ne 864 gündür ilan verilmiyor. Neden cezalandırıyorsun. Hangi münasebet ile cezalandırıyorsun?
Derdimiz çok fakat çözülemeyecek kaygımız yok. Bunun için birlik olmamız, bir arada olmamız lazım. Bunun için ülkemize, vatanımıza hizmet etmek için bir arada gayret etmemiz lazım. Sandığa gittiğimiz vakit ona nazaran oyumuzu kullanmalıyız.
Akaryakıta artırım yağmuru
Hepimiz otobüse bindik. Kendilerine nazaran özel bir atmosferi vardır. Yanınıza hiç tanımadığınız bir insan oturur, uzun uzun sohbet edersiniz. Mola verir, inersiniz bir şeyler içersiniz. Tekrar binersiniz. Herkes memnundur aslında, herkes bir yerlere ulaşmak istiyordur. Bu memnunluğu bitirdiler. Artırım üstüne artırım, ne yapacak bu beşerler? 6 milyon liraya ulaştı bir otobüsün fiyatı. Nasıl yenileyecek bu beşerler? Biz bütün bu gerçekleri bilerek hareket etmek zorundayız.
Firmaları aradım. 9 ayda mazotun fiyatı 7 liradan 28 liraya çıkmış, lisana kolay. Üniversitede okuyan bir öğrenci önümüzdeki bayram nasıl gidecek? İstanbul Otogarı’nda günde 2 bin 500 sefer çıkıyordu. Bugün ise bin 200. Gidemiyor, yolcu yok. Binemiyor kimse, kıymetli zira. Memleketi bu hale kim düşürdü?
‘Nefes alamıyoruz’ diyorlar. Akaryakıttan alınan vergi son 7 ayda 6 kat arttı. Her akaryakıt istasyonu bir vergi dairesi. Vergi dairelerini kapatsalar tıpkı parayı alacaklar. Memleket bu hale geldi.
Tarım bölümü can çekişiyor
Aksoy Araştırma şu soruyu soruyor. ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı siz olsanız öncelikli olarak hangi alana yatırım yapardınız’ diye soruyor. Cevapların yüzde 2,7’si ‘Turizm’ diyor. Yüzde 3,2’si İnşaat diyor. Yüzde 20,6’sı sanayi diyor. Yüzde 73,5’u tarıma yatırım yapardım diyor. AK Parti seçmeninde bu oran yüzde 65.7, MHP’de yüzde 77,5. Bu ‘Açlığı hissediyorum ben’ demektir.
Türkiye’de ekilemeyen binlerce dönüm var, Sudan’da kiralıyorlar ekeceğiz diye. Nijer’de kiralamaya başladılar. Sonra kalkmış ‘Venezuela’ya gideceğiz’ diyor. Venezuela’ya gidişleri öteki bir nedenledir. Onu baronlar daha yeterli bilir.
Çiftçi kardeşlerime kelamım var. Havza bazlı planlama yapacağız. Her çiftçi neyi ektiğini, nasıl üreteceğini, en az kaça satacağını bilecek. Kimse ziyan etmeyecek. Taban fiyatın altına düştüğü andan itibaren toplumsal devlet onu satın alacak. Çiftçinin ziyan etmeyeceği bir modeli inşa edeceğiz.
Çiftçinin hangi eseri ektiği vakit kar edeceği belirlenecek. Elektrik fiyatları eseri elde edip sattıktan sonra ödenecek. Elektrik borcuna faiz uygulanmayacak. İktidar olduğumuzda göreceksiniz güneşten elektrik üreteceğiz, kademe basamak bütün çiftçilerimize fiyatsız vereceğiz.
Tarım Kanunu’nun 21. unsurunda öngörülen yüzde 1’i kesinlikle vereceğiz. Bugüne kadar kanun uygulanmadığı için çiftçi bu saray hükümetinden alacaklıdır. Çiftçi kardeşim şunu bilsin benim kelamım senettir, kesinlikle gereğini yapıp, hakkını teslim edeceğim.
‘Mazlumun dünyasında kıyamet kopuyor, zalim ise sarayında keyif içinde yaşıyor’
‘Kimse aç değil’ diyor Erdoğan. ‘Enflasyon sorunu yok pahalılık var’ diyor. Allah aşkına şaşırmış. Bilmiyor ne söyleyeceğini. Datalara bakalım. Dünya Besin Örgütü’nün Açlık Haritası, Türkiye’de 15 milyon kişi yetersiz besleniyor. Ayrıyeten son üç ayda, 15 milyon şahsa 500 bin kişi daha ek edilmiş. 5 yaş altı bebeklerin de yüzde 6’sı yetersiz besleniyor. Yoksul ailelerin çocukları neden kısa uzunluklu? Mazlumun dünyasında kıyamet kopuyor, zalim ise sarayında keyif içinde yaşıyor. Sarayda herkesin karnı tok. Saraydakilerin çocukları milyon dolarları transfer oyunu oynuyorlar. Türkiye’den ABD’ye nasıl milyon dolarları aktarırız, nasıl çiftlikler satın alırız. Zalim, fukuranın halinden anlamaz. O sırça köşkler yıkıldığı vakit hepsini birlikte göreceğiz.
‘Erdoğan bir küfürbazdır’
Erdoğan küfürbazdır. Kişi kendinden bilir ya işi, ‘Milletimizin lisanından konuşuyorum’ diyor. Milletimize de iftira atıyor. Bu millet asil bir millettir. Kendi küfrünü millete alet edemez. Onun düştüğü çukura düşmeyeceğiz.
Genç muhafazakar bayanlara seslendi
Ben yalnızca bu küfür üzerine Türkiye’nin genç muhafazakar bayanlarına tekrar seslenmek istiyorum. Bugün bunu söyleyen yarın emin olun size dönecek hayat stiliniz üzerinden size söyleyecektir. Sakın unutmayın İstanbul Mukavelesi sizden çıktı. Sonra bütün bayanlar sahip çıktı. Erdoğan birtakım radikal başların baskıları ile mukavelenizi elinizden aldı. O radikal başlar nafakalar kalksın, bayan köleleşsin istiyorlar. Yarın bu hakaretler sana dönecektir. Zira radikaller Erdoğan’ı tehdit edip bayan haklarını gasp etmenin zevkini bir defa aldılar. Bize katılın hakkınızı teslim alın. CHP eski CHP değildir. Özgürlükçüdür, sizde eski siz değilsiniz. Artık birebir bedelleri savunuyoruz, beraberiz birlikteyiz.
‘Kelle koltukta muhalefet yapan bana nasıl yapılır öğretmeye çalışıyorlar’
Son vakitlerde kimi bireyler türedi. Kimileri gazeteci kimileri araştırmacı formatında önümüze çıkıyorlar. Kelle koltukta muhalefet yapan bana muhalefet nasıl yapılır öğretmeye çalışıyorlar. Muhaliflik dersi bize verenler şunu unutmasınlar. Biz daha ölmedik, sizin ne mal olduğunuzu uygun biliyoruz. Muhalefet ahlakla yapılır. Kalemini dahi oynatmayan, yazı dahi yazmayan adam bize kalkmış muhalefet dersi veriyor. Biz kelle koltukta muhalefetimizi halkımız için sonuna kadar yapacağız.
Beni sahiden samimi olarak eleştirenler var. Onlara hürmet duydum. Birilerinin gemilerine, yatlarına kendilerini atmadılar. İşlerini kaybedenler oldu, kalemlerini satmadılar. Biz, bizi samimi olarak eleştiren bütün müelliflere, çizerlere saygılıyız. Kalemini satıp bize ders verenlere ‘dur’ diyeceğiz.
