Basın Kurulu Lideri Pınar Türenç, CHP Küme Toplantısı’nda; internet medyası ve toplumsal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifine reaksiyon gösterdi.
Türenç, “Baskının, korkutmanın daha da büyüyeceğini beklemek, bugünkü Türkiye’de kehanet değil. Bu yasa ile demokrasinin, basın özgürlüğünün, kişilik haklarının temelleri güçlendirilecekmiş. Biz de diyoruz ki bu maddeyle halkın haber alma hakkı gasp edilecek. Gazetecilerden korkmayın. Gazetecileri 3 yıla kadar mahpusla sınamayın, tekrar. Aslında medyanın yüzde 95’i elinizde, o yüzde 5’ten korkmayın. Denetime almayın yüzde 5’i, bu maddeymiş üzere eforlarla. Bırakın basın, anayasal teminatı altında kalsın. Gelin yanlıştan dönelim” dedi. Basın meslek örgütlerinin temsilcileri ve gazeteciler de CHP Küme toplantısını siyah maske takarak takip etti.
CHP Küme Toplantısı’nda, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından evvel Medya Dayanışma Kümesi ismine Basın Kurulu Lideri Pınar Türenç’e kelam verildi. CHP Küme Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Küme Toplantısı’nın açılışında, Türenç’i şu sözlerle kürsüye davet etti:
“Türkiye’de 20 yıldan beri iktidarda olanlar, insanları susturmak istiyorlar. Sokakta konuşan insanları susturmak istiyorlar. Vazifesini yapan gazetecileri susturmak istiyorlar. Hatta milletvekillerini dahi susturmak istiyorlar. Bu baskıya karşı bütün sivil toplum örgütleri, meslek odaları, milletvekillerimiz, örgütlerimiz; onlarla birebir uğraş ediyorlar. Tekrar Meclis’e bir yasa getiriyorlar. Basınla ilgili ‘dezenformasyon yasası’ altında bir sansür uygulaması istiyorlar.”
TBMM Genel Heyeti gündemindeki “sosyal medya” düzenlemesini pahalandıran Türenç, kürsüye “siyah maske” ile çıktı. Türenç, maskesini çıkarırken “Bu aslında bir protesto maskesidir” dedi. Türenç, şunları söyledi:
‘Bu çalışmayla aslında halkın, yani sizin sesi kesilecek’
“Bu çok kıymetli sorunun farkına varmamız gerekiyor. ‘Yeni İnternet ve Toplumsal Medya Yasası’ diye sunulan, yaygın deyişiyle ‘sansür yasasının’, yani ‘susturma yasasının’ doğum sancıları ortasındayız.
AKP ve MHP’nin hazırladığı yeni yasa taslağının iptalinin kaide olduğunu sizlere söylemek için geldim. Palavra ve aldatıcı haberin önlenmesinin hedeflendiği bu çalışmayla aslında halkın sesi kesilecek. ‘Basın yasası’ deniliyor, lakin hepinizin sesi bu yasanın içinde boğulacak. Halkın gerçeğe ulaşması engellenecek, bu maddeyle. En büyük telaşımız ve endişemiz temizmiş üzere sunulan yasa tasarısı ile iktidara karşı eleştirel haber yayınında yasaklamalar, gözaltılar, tutuklamalarla karşı karşıya kalacağız. Yalnızca gazeteciler değil; biz alışığız Silivri’de yatmaya; fakat sizlerin de üstünde bu kılıç sallanacak.
‘Bundan sonra bizi neyin beklediğini bilmiyoruz’
Biliyoruz ki muhalefetin karşı önergeleri komitelerde kabul edilmedi. Kurullarda gelişmeleri izleyen basın örgütlerinin ikazlarına da hiç yer verilmedi. Şayet bu biçimiyle sansür yasası Meclis’ten çıkarılırsa; dün akşam öğrendik, Cumhurbaşkanının maaşının 141 bin liraya yükseltileceğini sanki yazabilecek miyiz?
Aynı haberin içine sizlerin 4 bin 253 liralık taban fiyatını de sanki ekleyebilecek miyiz? Bunlar hata mu sayılacak. bilmiyoruz. Bilmiyoruz, neyin cürüm olduğunu. Son derece muğlak bir durumla karşı karşıyayız. Tabiat katliamını, bayan vefatlarını; bunların artışını sanki gazeteciler yazdığı vakit, 3 yıla kadar tutsak olacaklar mı, bilmiyoruz.
Baskının, korkutmanın daha da büyüyeceğini beklemek bugünkü Türkiye’de, bu şartlarda kehanet değil. Esasen on yıllardır basın, dayanılmaz bir baskı altında. Çok sayıda gazeteci tutuklandı, 12 bin gazeteci işsiz kaldı. Çok sayıda konutun direği yıkıldı. Can verdi hepsi bu uğurda. Bundan sonra bizi neyin beklediğini, bilmiyoruz. Mahpus, alıştık. Bu yasa ile ‘demokrasinin, basın özgürlüğünün, kişilik haklarının temelleri güçlendirilecek’miş. Biz de diyoruz ki bu maddeyle halkın haber alma hakkı gasp edilecek. Sizin gerçeğe ulaşma hakkınız, anayasal hakkınız gasp edilecek.
‘Acele, özensiz hazırlanmış maddeden bir an evvel vazgeçilmelidir’
Seçim öncesi gerçeğe ulaşamayacaksınız. Basın yasası; gazeteciler tarafından, basın kurumları tarafından hazırlanır, hazırlanmalıdır. Saray elemanlarının hazırladığı bu maddeyle, el çabukluğuyla demokrasiler yaşatılamaz.
Yayın yasaklama kararları siyasi atanmışlara emanet edilemez. Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz? Basın İlan Kurumu, artık siyasi yayın yasağı getirecek. Basın kartları gazetecilerin aidiyet kimliğidir. Bu kartımız elimizden alınacak, keyfi verilecek, kim verecek emin değiliz.
Acele, özensiz hazırlanmış maddeden bir an evvel vazgeçilmelidir. Kamuoyunda, uzman basın kurumlarından, hukukçulardan oluşan kurumlarda bu bahsin tartışılması gerekmektedir. Baş karıştıran, yoruma açık, düzgün niyet içermeyen -bugüne kadar çok örneği var-, baskıcı, korkutucu, özgürlükleri kısıtlayan, haberi yasaklatan gayretlerden vazgeçilmesini istiyoruz.
Ve diyoruz ki gazetecilerden korkmayın. Gazetecileri 3 yıla kadar mahpusla sınamayın, yine. Aslında medyanın yüzde 95’i elinizde, o yüzde 5’ten korkmayın. Denetime almayın yüzde 5’i, bu maddeymiş üzere gayretlerle. Bırakın basın, anayasal garantisi altında kalsın. Gelin yanlıştan dönelim. Yapılacaksa seçimden sonra daima bir arada oturup öncelikle basın kurumlarının takviyesi alınarak yeni yasa hazırlansın, düzenleme yapılsın ve eğitici kanallarla halkı, internet dünyasını eğitelim. Dünyada bu bu türlü yapılmakta.
Yasama, yürütme, yargıdan sonraki dördüncü gücün üzerindeki, yani basının üzerindeki eller çekilsin. Eleştirel habere ceza vermekten vazgeçilsin. Tam bilakis bu vahim düzenlemelerin özgür niyete indirilen darbe olduğunu lütfen unutmayın. Bu kaygı ikliminin, oto sansürü büyüteceğini yani kendi kendinizi sansürleyeceğinizi unutmayın. Özgür olamayacaksınız. Fakat şunu da söylemek istiyorum: Dehşetin ecele yararı yok. Tarihin sayfaları içinde basını cendereye sokanların akıbetini hepiniz çok güzel biliyorsunuz. Bu büyük çatı altında sizlerden tüm basın ismine bu gerçeği hatırlatmayı bir misyon biliyorum. Ve biliyoruz ki ‘bizim yolumuz yoldur, yolumuza devam’ diyorsanız; pekala, Bu da geçer ya hu.”
Gazeteciler siyah maske taktı
Medya Dayanışma Kümesi içindeki basın meslek örgütlerinin temsilcileri ve parlamento muhabirleri, CHP Küme Toplantısı’nı; “sosyal medya düzenlemesine” karşı siyah maske takarak takip etti. Türkiye Gazeteciler Sendikası, toplumsal medya hesabında; “Meclis kümelerinde siyah maskelerimizle eylemdeyiz. Anayasaya ters bu tasarının geri çekilmesini istiyoruz. Susturma, korkutma, hapsetme maddesine hayır. Sansür Maddesine Hayır” paylaşımını yaptı.
Basın Kurulu Lideri Pınar Türenç, CHP Küme Toplantısı’nda; internet medyası ve toplumsal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifine reaksiyon gösterdi.
Türenç, “Baskının, korkutmanın daha da büyüyeceğini beklemek, bugünkü Türkiye’de kehanet değil. Bu yasa ile demokrasinin, basın özgürlüğünün, kişilik haklarının temelleri güçlendirilecekmiş. Biz de diyoruz ki bu maddeyle halkın haber alma hakkı gasp edilecek. Gazetecilerden korkmayın. Gazetecileri 3 yıla kadar mahpusla sınamayın, tekrar. Aslında medyanın yüzde 95’i elinizde, o yüzde 5’ten korkmayın. Denetime almayın yüzde 5’i, bu maddeymiş üzere eforlarla. Bırakın basın, anayasal teminatı altında kalsın. Gelin yanlıştan dönelim” dedi. Basın meslek örgütlerinin temsilcileri ve gazeteciler de CHP Küme toplantısını siyah maske takarak takip etti.
CHP Küme Toplantısı’nda, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından evvel Medya Dayanışma Kümesi ismine Basın Kurulu Lideri Pınar Türenç’e kelam verildi. CHP Küme Başkanvekili Engin Özkoç, CHP Küme Toplantısı’nın açılışında, Türenç’i şu sözlerle kürsüye davet etti:
“Türkiye’de 20 yıldan beri iktidarda olanlar, insanları susturmak istiyorlar. Sokakta konuşan insanları susturmak istiyorlar. Vazifesini yapan gazetecileri susturmak istiyorlar. Hatta milletvekillerini dahi susturmak istiyorlar. Bu baskıya karşı bütün sivil toplum örgütleri, meslek odaları, milletvekillerimiz, örgütlerimiz; onlarla birebir uğraş ediyorlar. Tekrar Meclis’e bir yasa getiriyorlar. Basınla ilgili ‘dezenformasyon yasası’ altında bir sansür uygulaması istiyorlar.”
TBMM Genel Heyeti gündemindeki “sosyal medya” düzenlemesini pahalandıran Türenç, kürsüye “siyah maske” ile çıktı. Türenç, maskesini çıkarırken “Bu aslında bir protesto maskesidir” dedi. Türenç, şunları söyledi:
‘Bu çalışmayla aslında halkın, yani sizin sesi kesilecek’
“Bu çok kıymetli sorunun farkına varmamız gerekiyor. ‘Yeni İnternet ve Toplumsal Medya Yasası’ diye sunulan, yaygın deyişiyle ‘sansür yasasının’, yani ‘susturma yasasının’ doğum sancıları ortasındayız.
AKP ve MHP’nin hazırladığı yeni yasa taslağının iptalinin kaide olduğunu sizlere söylemek için geldim. Palavra ve aldatıcı haberin önlenmesinin hedeflendiği bu çalışmayla aslında halkın sesi kesilecek. ‘Basın yasası’ deniliyor, lakin hepinizin sesi bu yasanın içinde boğulacak. Halkın gerçeğe ulaşması engellenecek, bu maddeyle. En büyük telaşımız ve endişemiz temizmiş üzere sunulan yasa tasarısı ile iktidara karşı eleştirel haber yayınında yasaklamalar, gözaltılar, tutuklamalarla karşı karşıya kalacağız. Yalnızca gazeteciler değil; biz alışığız Silivri’de yatmaya; fakat sizlerin de üstünde bu kılıç sallanacak.
‘Bundan sonra bizi neyin beklediğini bilmiyoruz’
Biliyoruz ki muhalefetin karşı önergeleri komitelerde kabul edilmedi. Kurullarda gelişmeleri izleyen basın örgütlerinin ikazlarına da hiç yer verilmedi. Şayet bu biçimiyle sansür yasası Meclis’ten çıkarılırsa; dün akşam öğrendik, Cumhurbaşkanının maaşının 141 bin liraya yükseltileceğini sanki yazabilecek miyiz?
Aynı haberin içine sizlerin 4 bin 253 liralık taban fiyatını de sanki ekleyebilecek miyiz? Bunlar hata mu sayılacak. bilmiyoruz. Bilmiyoruz, neyin cürüm olduğunu. Son derece muğlak bir durumla karşı karşıyayız. Tabiat katliamını, bayan vefatlarını; bunların artışını sanki gazeteciler yazdığı vakit, 3 yıla kadar tutsak olacaklar mı, bilmiyoruz.
Baskının, korkutmanın daha da büyüyeceğini beklemek bugünkü Türkiye’de, bu şartlarda kehanet değil. Esasen on yıllardır basın, dayanılmaz bir baskı altında. Çok sayıda gazeteci tutuklandı, 12 bin gazeteci işsiz kaldı. Çok sayıda konutun direği yıkıldı. Can verdi hepsi bu uğurda. Bundan sonra bizi neyin beklediğini, bilmiyoruz. Mahpus, alıştık. Bu yasa ile ‘demokrasinin, basın özgürlüğünün, kişilik haklarının temelleri güçlendirilecek’miş. Biz de diyoruz ki bu maddeyle halkın haber alma hakkı gasp edilecek. Sizin gerçeğe ulaşma hakkınız, anayasal hakkınız gasp edilecek.
‘Acele, özensiz hazırlanmış maddeden bir an evvel vazgeçilmelidir’
Seçim öncesi gerçeğe ulaşamayacaksınız. Basın yasası; gazeteciler tarafından, basın kurumları tarafından hazırlanır, hazırlanmalıdır. Saray elemanlarının hazırladığı bu maddeyle, el çabukluğuyla demokrasiler yaşatılamaz.
Yayın yasaklama kararları siyasi atanmışlara emanet edilemez. Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz? Basın İlan Kurumu, artık siyasi yayın yasağı getirecek. Basın kartları gazetecilerin aidiyet kimliğidir. Bu kartımız elimizden alınacak, keyfi verilecek, kim verecek emin değiliz.
Acele, özensiz hazırlanmış maddeden bir an evvel vazgeçilmelidir. Kamuoyunda, uzman basın kurumlarından, hukukçulardan oluşan kurumlarda bu bahsin tartışılması gerekmektedir. Baş karıştıran, yoruma açık, düzgün niyet içermeyen -bugüne kadar çok örneği var-, baskıcı, korkutucu, özgürlükleri kısıtlayan, haberi yasaklatan gayretlerden vazgeçilmesini istiyoruz.
Ve diyoruz ki gazetecilerden korkmayın. Gazetecileri 3 yıla kadar mahpusla sınamayın, yine. Aslında medyanın yüzde 95’i elinizde, o yüzde 5’ten korkmayın. Denetime almayın yüzde 5’i, bu maddeymiş üzere gayretlerle. Bırakın basın, anayasal garantisi altında kalsın. Gelin yanlıştan dönelim. Yapılacaksa seçimden sonra daima bir arada oturup öncelikle basın kurumlarının takviyesi alınarak yeni yasa hazırlansın, düzenleme yapılsın ve eğitici kanallarla halkı, internet dünyasını eğitelim. Dünyada bu bu türlü yapılmakta.
Yasama, yürütme, yargıdan sonraki dördüncü gücün üzerindeki, yani basının üzerindeki eller çekilsin. Eleştirel habere ceza vermekten vazgeçilsin. Tam bilakis bu vahim düzenlemelerin özgür niyete indirilen darbe olduğunu lütfen unutmayın. Bu kaygı ikliminin, oto sansürü büyüteceğini yani kendi kendinizi sansürleyeceğinizi unutmayın. Özgür olamayacaksınız. Fakat şunu da söylemek istiyorum: Dehşetin ecele yararı yok. Tarihin sayfaları içinde basını cendereye sokanların akıbetini hepiniz çok güzel biliyorsunuz. Bu büyük çatı altında sizlerden tüm basın ismine bu gerçeği hatırlatmayı bir misyon biliyorum. Ve biliyoruz ki ‘bizim yolumuz yoldur, yolumuza devam’ diyorsanız; pekala, Bu da geçer ya hu.”
Gazeteciler siyah maske taktı
Medya Dayanışma Kümesi içindeki basın meslek örgütlerinin temsilcileri ve parlamento muhabirleri, CHP Küme Toplantısı’nı; “sosyal medya düzenlemesine” karşı siyah maske takarak takip etti. Türkiye Gazeteciler Sendikası, toplumsal medya hesabında; “Meclis kümelerinde siyah maskelerimizle eylemdeyiz. Anayasaya ters bu tasarının geri çekilmesini istiyoruz. Susturma, korkutma, hapsetme maddesine hayır. Sansür Maddesine Hayır” paylaşımını yaptı.
