Geçen yıl 12 Temmuz’da, Gebze ilçesi Pelitli Mahallesi’nde Afganistan asıllı Muhammed Atikullah, dershaneden konuta dönerken takip ettiği Ayşegül Aydın‘ı ağaçlık alana sürükledi. Burada cinsel istismar teşebbüsünde bulunan Atikullah, kendisine direnen Aydın’ın boğazını sıkıp, başına taşla vurarak yaraladı. Atikullah, Ayşegül’ün çamaşırlarını giydirip, yol kenarına getirdi, daha sonra da kızı yaralı gördüğünü belirterek, etraftakilerden yardım istedi. İhbarla gelen sıhhat grupları, Ayşegül Aydın’ı hastaneye kaldırdı. Bu sırada olay yerinden kaçan Muhammed Atikullah, jandarma tarafından yakalandı. Tabirinin akabinde Muhammed Atikullah, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Ağır bakımda tedavi gören Ayşegül Aydın ise 132 gün sonra hayatını kaybetti.
Olayı gerçekleştirip, yaşananları izlemişti
Muhammed Atikullah, savcılıktaki birinci tabirinde, “Olay günü alkol aldım ve cami civarında dolaştığım sırada Ayşegül’ü gördüm. Alkolün tesiriyle hoşuma gitti. Beğendim ve gittiği tarafa hakikat gerisinden takip ettim. Tenha ve ağaçlık bir yere geldiğimizde, arttan yaklaşarak habersizce boğazını sıktım ve etkisiz hale getirmeye uğraştım. Apansız baygınlık geçirip, yolun kenarına düşerek başını çarptı. Sürükleyip, çalılık ve ağaçlık alana soktum. Pantolonunu çıkarttım. Etraftan sesler gelince pantolonunu giydirdim. Biraz uzaklaştım, sonra geri gelip yaşayıp yaşamadığını denetim ettim. Yüzünde sıcaklık ve ağzında köpük vardı. Çantasındaki ıslak mendil ile ağzını ve yüzünü sildim. Yarım saat ayıltmaya çalıştım, başaramayınca sırtıma alıp yol kenarına taşıdım. Yakın bir iş yerinden bir şahıs geldi. Bir araç durdu, sıhhat takımlarına haber vermelerini istedim. Kalabalık olunca biri kızı tanıdı ve ailesine bilgi verdiler. Olup bitenleri kenardan izledim hatta kız otomobile konulurken yardım ettim” dedi.
Ağabeyi tercümana jiletle saldırdı
Muhammed Atikullah hakkında ‘nitelikli taammüden öldürme’, ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma‘, ‘nitelikli cinsel istismar‘ cürümlerinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istemiyle dava açıldı. Davanın birinci duruşması Gebze 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma salonunda Ayşegül’ün ailesi ve avukatları hazır bulunurken, tutuklu sanık Muhammed Atikullah, bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden SEGBİS sistemiyle davaya katıldı. Duruşmada tabir veren Muhammed Atikullah, “Ayşegül beni görünce korktu ve yere düştü, ben yapmadım” diye konuştu.
Tercümanın bu kelamları çevirmesi üzerine, Ayşegül’ün ailesi “Yalancısınız” diyerek, reaksiyon gösterdi. Bu sırada Ayşegül’ün ağabeyi Esat Aydın, tercümana jiletle saldırdı. Polisin müdahale ettiği Aydın, mahkeme salonundan çıkarılarak tabiri alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Kulağından ve boğazından yaralanan tercüman hastaneye götürülürken, duruşmaya orta verildi. Tekrar başlayan duruşma, tercüman olmaması nedeniyle 9 Aralık’a ertelendi.
Olay sırasında duruşma salonunda bulunan ve davayı takip eden avukatlardan, Pınar Berfin Çoban, şunları kaydetti:
“Sanığın beyanına girildiği anda olayı anlatması istendiğinde ‘Ben öldürmedim, düştü’ üzere bir beyanı oldu. Tercüman bunu çeviri ettiği anda ağabeyi dayanamayarak tercümana saldırdı. Erkek kardeşinin elinde jilet olduğu söyleniyordu, taarruz esnasında çabucak mağdurun avukatları müdahale etti. Polisler ağabeyi dışarıya aldı fakat tercüman yaralandığı için duruşmaya devam edilemedi. Bu sebeple duruşma şimdilik 9 Aralık tarihine ertelendi.“
‘Benim dünyam gitmiş’
Duruşma salonundan çıkan baba Metin Aydın, adliye bahçesinde gözyaşları içerisinde sitem etti. Sanığın en ağır halde ceza alması gerektiğini söyleyen Aydın, “Ben esasen yaşasam ne yaşamasam ne? Benim zati dünyam gitmiş, Ayşegül ile birlikte benim yaşama hayallerim bitmiş zati. Artık robot üzere dolaşan bir insan haline geldim” sözlerini kullandı.
Geçen yıl 12 Temmuz’da, Gebze ilçesi Pelitli Mahallesi’nde Afganistan asıllı Muhammed Atikullah, dershaneden konuta dönerken takip ettiği Ayşegül Aydın‘ı ağaçlık alana sürükledi. Burada cinsel istismar teşebbüsünde bulunan Atikullah, kendisine direnen Aydın’ın boğazını sıkıp, başına taşla vurarak yaraladı. Atikullah, Ayşegül’ün çamaşırlarını giydirip, yol kenarına getirdi, daha sonra da kızı yaralı gördüğünü belirterek, etraftakilerden yardım istedi. İhbarla gelen sıhhat grupları, Ayşegül Aydın’ı hastaneye kaldırdı. Bu sırada olay yerinden kaçan Muhammed Atikullah, jandarma tarafından yakalandı. Tabirinin akabinde Muhammed Atikullah, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Ağır bakımda tedavi gören Ayşegül Aydın ise 132 gün sonra hayatını kaybetti.
Olayı gerçekleştirip, yaşananları izlemişti
Muhammed Atikullah, savcılıktaki birinci tabirinde, “Olay günü alkol aldım ve cami civarında dolaştığım sırada Ayşegül’ü gördüm. Alkolün tesiriyle hoşuma gitti. Beğendim ve gittiği tarafa hakikat gerisinden takip ettim. Tenha ve ağaçlık bir yere geldiğimizde, arttan yaklaşarak habersizce boğazını sıktım ve etkisiz hale getirmeye uğraştım. Apansız baygınlık geçirip, yolun kenarına düşerek başını çarptı. Sürükleyip, çalılık ve ağaçlık alana soktum. Pantolonunu çıkarttım. Etraftan sesler gelince pantolonunu giydirdim. Biraz uzaklaştım, sonra geri gelip yaşayıp yaşamadığını denetim ettim. Yüzünde sıcaklık ve ağzında köpük vardı. Çantasındaki ıslak mendil ile ağzını ve yüzünü sildim. Yarım saat ayıltmaya çalıştım, başaramayınca sırtıma alıp yol kenarına taşıdım. Yakın bir iş yerinden bir şahıs geldi. Bir araç durdu, sıhhat takımlarına haber vermelerini istedim. Kalabalık olunca biri kızı tanıdı ve ailesine bilgi verdiler. Olup bitenleri kenardan izledim hatta kız otomobile konulurken yardım ettim” dedi.
Ağabeyi tercümana jiletle saldırdı
Muhammed Atikullah hakkında ‘nitelikli taammüden öldürme’, ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma‘, ‘nitelikli cinsel istismar‘ cürümlerinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istemiyle dava açıldı. Davanın birinci duruşması Gebze 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma salonunda Ayşegül’ün ailesi ve avukatları hazır bulunurken, tutuklu sanık Muhammed Atikullah, bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden SEGBİS sistemiyle davaya katıldı. Duruşmada tabir veren Muhammed Atikullah, “Ayşegül beni görünce korktu ve yere düştü, ben yapmadım” diye konuştu.
Tercümanın bu kelamları çevirmesi üzerine, Ayşegül’ün ailesi “Yalancısınız” diyerek, reaksiyon gösterdi. Bu sırada Ayşegül’ün ağabeyi Esat Aydın, tercümana jiletle saldırdı. Polisin müdahale ettiği Aydın, mahkeme salonundan çıkarılarak tabiri alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Kulağından ve boğazından yaralanan tercüman hastaneye götürülürken, duruşmaya orta verildi. Tekrar başlayan duruşma, tercüman olmaması nedeniyle 9 Aralık’a ertelendi.
Olay sırasında duruşma salonunda bulunan ve davayı takip eden avukatlardan, Pınar Berfin Çoban, şunları kaydetti:
“Sanığın beyanına girildiği anda olayı anlatması istendiğinde ‘Ben öldürmedim, düştü’ üzere bir beyanı oldu. Tercüman bunu çeviri ettiği anda ağabeyi dayanamayarak tercümana saldırdı. Erkek kardeşinin elinde jilet olduğu söyleniyordu, taarruz esnasında çabucak mağdurun avukatları müdahale etti. Polisler ağabeyi dışarıya aldı fakat tercüman yaralandığı için duruşmaya devam edilemedi. Bu sebeple duruşma şimdilik 9 Aralık tarihine ertelendi.“
‘Benim dünyam gitmiş’
Duruşma salonundan çıkan baba Metin Aydın, adliye bahçesinde gözyaşları içerisinde sitem etti. Sanığın en ağır halde ceza alması gerektiğini söyleyen Aydın, “Ben esasen yaşasam ne yaşamasam ne? Benim zati dünyam gitmiş, Ayşegül ile birlikte benim yaşama hayallerim bitmiş zati. Artık robot üzere dolaşan bir insan haline geldim” sözlerini kullandı.
