Uyuşturucu satın aldığı argümanıyla 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra polisler tarafından darp edilen ve çıplak arama azabına maruz kalan Onur Yaser Can’ın intiharına ait, İstanbul Başsavcılığı 12 yıl sonra dava açtı. Savcılık, kuşkulu polislerin “kamu görevlisinin resmî evrakta sahteciliği, resmî belgeyi bozma, yok etme yahut gizleme” kabahatlerinden yargılanmalarına karar verdi.
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre, Onur Yaser Can’ın intihara sürüklenmesinin asıl sebebi olan darp, dayak ve çıplak arama tezlerine yönelik soruşturma başlatılmadı.
Abisinin intiharının akabinde 2014’te annesi de intihar eden, 2019’da ise birlikte adalet gayreti verdiği babasını kaybeden kardeş Ezgi Sevgi Can, 12 yıl sonra açılan davaya ait “Davada gelinen evrede, abim Onur Yaser’i mevte sürükleyen azapçı polisler ve amirleri aslında birinci kez yargı önüne çıkacaklar. Bu manada, hazırlanan savcılık iddianamesi doğrultusunda açılacak yeni dava süreci, yeniden yalnızca evrakta sahtecilik cürmünü içerse ve eksik olsa dahi, ailemin adalet çabasında çok değerli bir gelişme” sözlerini kullandı.
Ne olmuştu?
Mimar Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde narkotik grupları tarafından uyuşturucu satın aldığı teziyle gözaltına alındıktan sonra, polisler tarafından darp ve çıplak aramaya maruz bırakılmıştı. Polis eşliğinde yapılan hekim muayenesinden sonra Can’a, okumasına müsaade verilmeyen tutanaklar zorla imzalatılmıştı.
Serbest bırakıldıktan bir gün sonra tekrar emniyete çağrılan Onur Yaser Can, kendisine zorla imzalatılan tutanaklara avukatı aracılığıyla da ulaşamamıştı. İmzası eksik olduğu gerekçesiyle bir defa daha emniyete çağrılan Can, 23 Haziran 2010 tarihinde oturduğu apartmanın üçüncü katından kendini aşağıya bırakarak ömrüne son vermişti.
Onur Yaser Can, intiharından evvel yazdığı notta “Yakalandıktan sonra çırılçıplak soyuldum. Duvara yaslanmamı söylediler. Öksürtüldüm, bir mühlet çömeltilerek bekletildim. Bu süreçte ağlayan, polislere yalvaran bir kişinin sesi dinletildi, tokatlandım, kelamlı olarak aşağılandım. Polislerden biri beni telefonla emniyete çağırdı ve evvelki sözümden farklı bir tabir imzalattılar. Muhbirlik yapmam söylendi” tabirlerine yer vermişti.
Anne ve babası dayanamadı
27 yaşındaki oğlunu azap sebebiyle kaybeden anne Hatice Can, 2 Mart 2014 tarihinde tıpkı oğlu üzere intihar ederek ömrüne son vermişti. Oğlu ve eşini kaybettikten sonra kızı Ezgi Sevgi Can ile adalet çabasını sürdüren baba Mevlüt Can da 2019 yılında hayatını kaybetmişti.
12 yıl sonra soruşturma
İşkenceci polislerden ikisi, dokuz yıl süren yargılamanın sonucunda ceza indirimiyle 6 yıl 5 ay mahpusa mahkûm edilmişti. Mahkeme azap evrakını değiştiren 5 polis ile ilgili de kabahat duyurusunda da bulunmuş, fakat valilik mahkemenin soruşturma müsaadesi talebini iki defa geri çevirmişti.
Onur Yaser Can’ın intiharından 12 yıl sonra, Avukat Mehmet Ümit Erdem’in valilik kararlarına yönelik itirazı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kelam konusu polislerle ilgili soruşturmaya müsaade verdi.
Duruşma 30 Eylül’de
Yargı uğraşında tüm aile fertlerini kaybeden ve adalet aramaya devam eden kardeş Ezgi Sevgi Can, “30 Eylül’de, Can ailesinin uğraşı için, azaba ve cezasızlığa karşı uğraşa takviye için Çağlayan Adliyesine, davayı takibe çağırıyorum” kelamlarıyla herkesi davanın takipçisi olmaya çağırdı.
Uyuşturucu satın aldığı argümanıyla 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra polisler tarafından darp edilen ve çıplak arama azabına maruz kalan Onur Yaser Can’ın intiharına ait, İstanbul Başsavcılığı 12 yıl sonra dava açtı. Savcılık, kuşkulu polislerin “kamu görevlisinin resmî evrakta sahteciliği, resmî belgeyi bozma, yok etme yahut gizleme” kabahatlerinden yargılanmalarına karar verdi.
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre, Onur Yaser Can’ın intihara sürüklenmesinin asıl sebebi olan darp, dayak ve çıplak arama tezlerine yönelik soruşturma başlatılmadı.
Abisinin intiharının akabinde 2014’te annesi de intihar eden, 2019’da ise birlikte adalet gayreti verdiği babasını kaybeden kardeş Ezgi Sevgi Can, 12 yıl sonra açılan davaya ait “Davada gelinen evrede, abim Onur Yaser’i mevte sürükleyen azapçı polisler ve amirleri aslında birinci kez yargı önüne çıkacaklar. Bu manada, hazırlanan savcılık iddianamesi doğrultusunda açılacak yeni dava süreci, yeniden yalnızca evrakta sahtecilik cürmünü içerse ve eksik olsa dahi, ailemin adalet çabasında çok değerli bir gelişme” sözlerini kullandı.
Ne olmuştu?
Mimar Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde narkotik grupları tarafından uyuşturucu satın aldığı teziyle gözaltına alındıktan sonra, polisler tarafından darp ve çıplak aramaya maruz bırakılmıştı. Polis eşliğinde yapılan hekim muayenesinden sonra Can’a, okumasına müsaade verilmeyen tutanaklar zorla imzalatılmıştı.
Serbest bırakıldıktan bir gün sonra tekrar emniyete çağrılan Onur Yaser Can, kendisine zorla imzalatılan tutanaklara avukatı aracılığıyla da ulaşamamıştı. İmzası eksik olduğu gerekçesiyle bir defa daha emniyete çağrılan Can, 23 Haziran 2010 tarihinde oturduğu apartmanın üçüncü katından kendini aşağıya bırakarak ömrüne son vermişti.
Onur Yaser Can, intiharından evvel yazdığı notta “Yakalandıktan sonra çırılçıplak soyuldum. Duvara yaslanmamı söylediler. Öksürtüldüm, bir mühlet çömeltilerek bekletildim. Bu süreçte ağlayan, polislere yalvaran bir kişinin sesi dinletildi, tokatlandım, kelamlı olarak aşağılandım. Polislerden biri beni telefonla emniyete çağırdı ve evvelki sözümden farklı bir tabir imzalattılar. Muhbirlik yapmam söylendi” tabirlerine yer vermişti.
Anne ve babası dayanamadı
27 yaşındaki oğlunu azap sebebiyle kaybeden anne Hatice Can, 2 Mart 2014 tarihinde tıpkı oğlu üzere intihar ederek ömrüne son vermişti. Oğlu ve eşini kaybettikten sonra kızı Ezgi Sevgi Can ile adalet çabasını sürdüren baba Mevlüt Can da 2019 yılında hayatını kaybetmişti.
12 yıl sonra soruşturma
İşkenceci polislerden ikisi, dokuz yıl süren yargılamanın sonucunda ceza indirimiyle 6 yıl 5 ay mahpusa mahkûm edilmişti. Mahkeme azap evrakını değiştiren 5 polis ile ilgili de kabahat duyurusunda da bulunmuş, fakat valilik mahkemenin soruşturma müsaadesi talebini iki defa geri çevirmişti.
Onur Yaser Can’ın intiharından 12 yıl sonra, Avukat Mehmet Ümit Erdem’in valilik kararlarına yönelik itirazı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kelam konusu polislerle ilgili soruşturmaya müsaade verdi.
Duruşma 30 Eylül’de
Yargı uğraşında tüm aile fertlerini kaybeden ve adalet aramaya devam eden kardeş Ezgi Sevgi Can, “30 Eylül’de, Can ailesinin uğraşı için, azaba ve cezasızlığa karşı uğraşa takviye için Çağlayan Adliyesine, davayı takibe çağırıyorum” kelamlarıyla herkesi davanın takipçisi olmaya çağırdı.
