Mavi Kaplıca hakkında çok fazla bilgim yoktu. Akşama hakikat oraya varırız, sıcak sularında duş alırız, kamp yaparız niyetiyle yola koyulmuştum. Anayoldan Sarıgerme tarafına gerçek döndük ve asfalt köy yollarından gittik. Ortalardan derelerden geçip sonunda bir tesise ulaştık. Aracı park edip biraz yürüdüğümde bir anda karşımda turkuvaz rengi bir göl belirdi. Dünyaca ünlü Blue Logoon’da yüzmek için ta İzlanda’lara gitmiştim. Meğerse Muğla’nın Ortaca içesinde de bir gibisi varmış. Şaşkın halde göle yanlışsız ilerlemem, giriş fiyatı için yolumun kesilmesiyle son buldu. 20 lira ödeyip kaplıcadan faydalanabiliyormuşuz…
Ne büyük bir şans!
Gölün etrafında bir sürü masa vardı. Eşyamı üstüne koyup evvel bol bol fotoğrafını çektim. Pazar günü kalabalık olur niyetiyle kendimi hazırlamıştım fakat çok fazla insan yoktu. Ne büyük bir şans! Gölün üstünde kartpostallık, nostaljik bir tahta köprü var. Oradaki görevliye suya atlayıp atlayamayacağımı sordum. Olağanda müsaade verilmiyormuş fakat müsaade ettiler. Elimde sualtı kamerası, köprünün üstünden atladım suya. Sıcak bir su beklerken soğuk suyla karşılaştım. Bir şaşkınlık daha. Kaplıca değil miydi burası, sıcak olması gerekmez miydi? Halbuki yaz-kış 28 dereceymiş. Birinci şokumu üzerimden atar atmaz suyun kaynağına hakikat yüzmeye başladım. Kayaların içinden su o denli gür akıyor ve o denli kuvvetli ki akıntıya karşı yüzmek zorunda kalıyorsunuz. Sularla cebelleşirken meğerse kameramı düşürmüşüm. Haydi bakalım… Otomobilden maske ve palet alıp turkuvaz sulara geri döndüm. Suya dalıp çıkıp kameramı ararken gölde yüzen öteki beşerler yanlış yere daldığımı söylemez mi? Kayaların pek çok yerinden su kaynadığı için nerede olduğumu şaşırmışım. Yanlışsız kaynakta tek dalışta buldum kameramı. Bu ortada sualtı görüşü çok berbattı. Şayet selfie çubuğuna takılı olmasaydı, o akıntıda minicik kamerayı bulmam imkânsızdı. Artık bu mavi cennetin tadını çıkarma vakti…
Ayşe’yle (sağda) güneşte kuruduk
Turkuvaz rengi harika
Masmavi suyun rengine tezat müthiş bir kükürt kokusu var. Hayatında birinci defa bir kaplıcaya gitmiş yol arkadaşım Ayşe kokudan yana çok şikâyetçiydi. Bense aşinayım ve bir süre sonra burnunuz da alışıyor zati. Kaya epeyce geniş ve bu mükemmel su, o kayadan bulduğu çatlaklardan dışarıya coşkuyla fışkırıyor. Bir yerinde minik bir havuzu var, oradan aşağıya şelale halinde dökülüyor. Suyun gücünü, kayaların içinden çağlamasını, turkuvaz renginin süperliğini anlatmam mümkün değil. Gölün tabanından çamur çıkaran bir vazifeli vardı, kovalara biriktiriyordu yani çamur banyosu da yapabiliyoruz. En sevdiğim ve eğlenceli olanlar da işte bu kaplıcalar esasen. Büsbütün çamurla kaplandık, kendimizi güneşte kuruttuk ve birer heykele dönüştük. Sonrasında gölün kükürtlü suyunda kurumuş çamur basitçe çıkıyor ve cildiniz ipek üzere oluyor. Mavi Kaplıca özel bir arazi üzerinde.
Su kayaların ortasından çağlıyor
1942’de toprak ıslahatı olduğunda alınmış. Sahibi vakit içinde buradan mavi bir suyun aktığını fark ediyor. Suyu tahlil ettirdiğinde de kaplıca suyu olduğu ve romatizma, şeker, göz, deri ve bayan hastalıkları üzere pek çok rahatsızlığa yeterli geldiği anlaşılıyor. Resmi kurumlara başvurup işletme ruhsatı alıyorlar. Kayalardan kaynayan yerin önündeki gölü kendileri kazdırmış. Olağanda bu kadar geniş değilmiş, dere üzere akıyormuş. Sarıgerme’deki oteller açılmaya başlayınca son 10 yılda tanınan olmuş. Toprak sahibi Ali ve Sevim Kirtik gölün yanındaki meskende kalıyor. İsteyenlere çay, gözleme, börek üzere yiyecekler satıyorlar lakin Sevim Abla’nın tercihi herkesin kendi yiyeceğini kendinin getirmesi. Kaplıca sonrası duş alma imkânıyla fiyatsız bir otoparkı var. Çadır başına 100 lira ödeyerek isteyen kamp yapabiliyor. Gece geç saatlere kadar kaplıcayı kullanabiliyorsunuz, biz de o denli yaptık. “Tamam artık” deyip kaç sefer sudan çıktım, sonra tekrar döndüm, saymadım…
Gündüz birinci atladığımda soğuk üzere gelen 28 derece su sıcaklığı, akşam ılık olduğu gerçeğini hatırlattı. Suda gereğince buruştuktan sonra çıkıp hoş çaylarımızı içtik. Akşam saatlerinde kaplıcayı sivrisinekler basıyormuş, onu da acı bir formda öğrenmiş olduk. Şayet gittiğinizde kalmayı düşünürseniz yanınıza çokça sinek ilacı almayı unutmayın. Kükürtlü kaplıca suyunun gümüşleri ve takıları kararttığını da söyleyeyim. Suya girmeden evvel çıkarmakta yarar var.
Nasıl gidilir?
Mavi Kaplıca, Muğla’nın Ortaca ilçesindeki Fevziye Köyü’nde. Bu yüzden Fevziye Mavi Kaplıca olarak da biliniyor. Navigasyon sizi kusursuz götürüyor. Kaplıcaya toplu taşımayla gitme imkânı yok. Anayola uzak ve yürüyerek ulaşamazsınız. Fakat özel araçla gitmek mümkün.
