Artan enflasyon nedeniyle temel gereksinimler dahi zorlukla karşılanıyor. Yüksek işsizlikle birlikte geçim sıkıntısı ise halkın birinci sorunu olarak ortaya çıkıyor. Üniversite öğrencileri için barınma ve okul masrafları da gün geçtikçe ağır bir yük haline geliyor.
Cumhuriyet’ten Mukadderat Çukay’ın haberine nazaran; eğitim masraflarını karşılayamayan birtakım öğrenciler eğitimini bırakırken kimileri da sürdürmekte zorlandığını belirtiyor. Üniversite öğrencisi Dilan S. hayatını sürdürmek için çalışmak zorunda kaldığını lakin bu durumun okulunu aksatmasına sebep olduğunu söyledi.
‘Etrafım okulu bırakmayı düşünenlerle dolu’
Bu yüzden okulunun uzadığını belirten Dilan S., “Etrafımda okulunu bırakmayı düşünen ve bırakanlar oldu. Ben de gereksinimlerimi çalışarak karşılıyorum. Kira, fatura, konut ve şahsî gereksinimlere kadar her şeyin fiyatı ortada. Karın tokluğuna çalışıyorum aslında. Zira öğrencileri çok az fiyatla çalıştırıyorlar” dedi.
‘1 saati 5 liraya çalışıyordum’
Gezip görerek bir şeyler öğrenebileceği yaşta hayatını yönetim etmek için çalıştığını söyleyen Dilan S. “Üniversiteye geldiğim birinci yıl 1 saati 5 liraya çalışıyordum. Yani 24 saatimin 10 saatini 50 liraya satıyordum. Ne yazık ki bu fiyatlarla hayatını sürdürebilmek için hala çalışan arkadaşlarım var” tabirlerini kullandı.
‘Yapısal tedbirler alınması gerek’
Nejla Kurul, “Yoksulluk ve işsizlik girdabı en çok çocukları yutuyor. Okuldan uzaklaşan ve terk eden çocukların büyük bir kısmının ekonomik ve toplumsal nedenlerle bu durumu yaşadığını düşünüyoruz. Birinci olarak siyasal iktidarın faal ekonomik ve toplumsal siyasetlerle işsizlik, yoksulluk ve mahrumluk problemini çözerek yapısal tedbirler alması gerek. Bu ek bütçenin işçiler, işsizler, toplumsal yardımlarla geçinenlerin gereksinimlerine nazaran yapılmasını gerektirir. İkinci tedbir eğitim sistemi ve okullarla ilgilidir” diye konuştu.
‘Sermayeye dayanak verenler öğrencilerin kredi borçlarını affetmiyor’
Kurul, “Gençlerin işsizliği ve çalışma sürecindeki sömürüsü Türkiye’nin en kıymetli sıkıntıları ortasında yer alıyor. Her beş gençten ikisi işsizken, mevcut işler de önemli çalışma yaralarına yol açıyor. Gençler için insan onuruna yaraşır bir ömür ortadan kalkarken, gençler KYK kredilerini ödemekte de zorlanıyor. Sermaye kümelerinin vergi borçlarını affeden, onlarla uyuşmak üzere pazarlık yapanlar, teşvik, muafiyet ismi altında sermayeye takviye verenler öğrencilerin kredi borçlarını affetmiyor. Türkiye’de işsizlik yapısal bir sorun haline gelmiştir. Bunu önleyecek tedbirler fakat radikal esaslı dönüşümlerle olabilir. Problemleri yaratan siyasal iktidar bunları çözemez” dedi.
Artan enflasyon nedeniyle temel gereksinimler dahi zorlukla karşılanıyor. Yüksek işsizlikle birlikte geçim sıkıntısı ise halkın birinci sorunu olarak ortaya çıkıyor. Üniversite öğrencileri için barınma ve okul masrafları da gün geçtikçe ağır bir yük haline geliyor.
Cumhuriyet’ten Mukadderat Çukay’ın haberine nazaran; eğitim masraflarını karşılayamayan birtakım öğrenciler eğitimini bırakırken kimileri da sürdürmekte zorlandığını belirtiyor. Üniversite öğrencisi Dilan S. hayatını sürdürmek için çalışmak zorunda kaldığını lakin bu durumun okulunu aksatmasına sebep olduğunu söyledi.
‘Etrafım okulu bırakmayı düşünenlerle dolu’
Bu yüzden okulunun uzadığını belirten Dilan S., “Etrafımda okulunu bırakmayı düşünen ve bırakanlar oldu. Ben de gereksinimlerimi çalışarak karşılıyorum. Kira, fatura, konut ve şahsî gereksinimlere kadar her şeyin fiyatı ortada. Karın tokluğuna çalışıyorum aslında. Zira öğrencileri çok az fiyatla çalıştırıyorlar” dedi.
‘1 saati 5 liraya çalışıyordum’
Gezip görerek bir şeyler öğrenebileceği yaşta hayatını yönetim etmek için çalıştığını söyleyen Dilan S. “Üniversiteye geldiğim birinci yıl 1 saati 5 liraya çalışıyordum. Yani 24 saatimin 10 saatini 50 liraya satıyordum. Ne yazık ki bu fiyatlarla hayatını sürdürebilmek için hala çalışan arkadaşlarım var” tabirlerini kullandı.
‘Yapısal tedbirler alınması gerek’
Nejla Kurul, “Yoksulluk ve işsizlik girdabı en çok çocukları yutuyor. Okuldan uzaklaşan ve terk eden çocukların büyük bir kısmının ekonomik ve toplumsal nedenlerle bu durumu yaşadığını düşünüyoruz. Birinci olarak siyasal iktidarın faal ekonomik ve toplumsal siyasetlerle işsizlik, yoksulluk ve mahrumluk problemini çözerek yapısal tedbirler alması gerek. Bu ek bütçenin işçiler, işsizler, toplumsal yardımlarla geçinenlerin gereksinimlerine nazaran yapılmasını gerektirir. İkinci tedbir eğitim sistemi ve okullarla ilgilidir” diye konuştu.
‘Sermayeye dayanak verenler öğrencilerin kredi borçlarını affetmiyor’
Kurul, “Gençlerin işsizliği ve çalışma sürecindeki sömürüsü Türkiye’nin en kıymetli sıkıntıları ortasında yer alıyor. Her beş gençten ikisi işsizken, mevcut işler de önemli çalışma yaralarına yol açıyor. Gençler için insan onuruna yaraşır bir ömür ortadan kalkarken, gençler KYK kredilerini ödemekte de zorlanıyor. Sermaye kümelerinin vergi borçlarını affeden, onlarla uyuşmak üzere pazarlık yapanlar, teşvik, muafiyet ismi altında sermayeye takviye verenler öğrencilerin kredi borçlarını affetmiyor. Türkiye’de işsizlik yapısal bir sorun haline gelmiştir. Bunu önleyecek tedbirler fakat radikal esaslı dönüşümlerle olabilir. Problemleri yaratan siyasal iktidar bunları çözemez” dedi.
